Kurtuluş TAYİZ
Uluslararası bir koalisyonun Suriye’ye müdahalesi gündeme gelince sol politikalar ön plana çıkma fırsatı buldu. Bunun nedeni sanırım uluslararası sol hareketin güçlü bir savaş karşıtı geleneğe sahip olması. Birinci Dünya Savaşı’na en güçlü itiraz Alman solundan gelmiş, milyonlarca insanın hayatına malolan bu korkunç savaşın sonuçlanmasında yine Rusya’daki sosyalist devrim etkili olmuştu. O tarihten günümüze savaş karşıtı politikalara ağırlıklı olarak sol hareketler öncülük etti.
Türkiye solu da bu tarihin bir parçası. Savaşın eksik olmadığı Ortadoğu’ya yönelik dış müdahalelere kendi sloganlarını ve politikalarını üreterek karşı çıktı. Fakat solun savaş karşıtı etkinliklerinin hükümetler üzerinde etkisi tartışılır. Temsil gücünün yetersizliği, çağın değişen değerlerini kavrayamamaları, özgün politika üretememeleri yüzünden iktidarlar üzerinde yeterli baskı gücü kuramadılar.
Suriye diktatörü Beşşar Esed’e müdahale gündeme geldiğinde de Türkiye solu bir mirasyedi gibi eski klişelere sarılmaktan öteye geçemedi. Suriye konusunda belirledikleri politikalar birkaç sloganla sınırlı kaldı. Yeni bir politika ve yeni bir slogan maalesef yok. Ancak daha önemli gördüğüm sorun, solun öncülüğünü ele geçiren grupların, son yıllarda Türkiye’deki sol hareketi Kemalist-laik elitin uzantısı haline getirmeleri. Kemalist sistemin solu, dindarlara ve Kürtlere karşı her zaman öncelikli ittifak grubu olarak görmesi ve hatta solu hep böyle değerlendirmesi sır değil. Bu ilişkinin Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına kadar uzanan bir geçmişi var. “Emperyalizme karşı birlikte mücadele” için Anadolu’ya davet edilen Ahmet Suphi ve arkadaşlarının nasıl feci şekilde katledildiğini hatırlayalım. Kemalistler başları her sıkıştığında solu yardıma çağırmış ancak işler yoluna girdiğinde onları katletmekten de geri durmamıştır. 1960 ve 1970’lerde sol, darbecilerin hem ortağı, hem mağduru olmuştur.
1980 sonrası “sol”, artık eski “sol” bile değildir. Darbenin demir yumruğu altında ezildi. Demokratik sol hareket gelişemediği gibi sol eski heyecanını da kaybetti. Sosyal demokrat harekete dönen gruplar CHP potasında eritilirken, demokratik bir hareket haline gelmeye çalışan sol gruplar ise 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilerin yedeğine düşmekten kurtulamadı. İllegal sol örgütler içinse durum daha kötü oldu; o örgütler dönüşme becerisi gösteremeyerek, derin devletin operasyon gücü olarak kullanılmaya başlandı. Tabii Türkiye solunu bütün olarak bu genellemelerin içine koymadığımı vurgulama ihtiyacı duyuyorum. Demokratik siyasete sonradan ısınan pek çok sol grup halen bağımsız bir şekilde politika yapmaya çalışıyor.
AK Parti’nin iktidara gelmesi üzerine solun, Kemalist-laik çevreler nezdinde itibarı yeniden arttı. Beyaz Türkler, iktidar ile aralarındaki inişli-çıkışlı ilişkilerine göre solu yardıma çağırdı ve bu kesimlerden genellikle destek buldu.
Sol için bugün durum biraz daha vahim. “Popüler sol”, beyaz Türkler’in taşeronu haline gelmiş durumda. AK Parti’yle savaşta toplumun her kesimini yanına çekmeye çalışan Beyaz Türkler, solun popüler kesimi üzerinden tüm solu şemsiyesi altında tutmaya çalışıyor. Mesela Ece Temelkuran’ın, Birgün gibi sol iddialarla yola çıkan bir gazetenin başına getirilmesi, Cihangir’in popüler isimlerinin “yazar” olarak bu gazetede öne çıkması, solun bugünkü durumunu gayet iyi özetliyor.
Suriye’ye olası bir askeri müdahaleye karşı, solun yeniden eski klişelere sarılmasının altında dış politika üzerinden iktidarı vurmaya çalışan Beyaz Türkler’in beklentileri yatıyor. Esed’e müdahale Türkiye’yi ve dolayısıyla hükümeti rahatlatacak, bunun farkında olan çevreler ise “savaş karşıtı” bir hava oluşturarak muhalefeti geniş bir cepheye yaymaya çalışıyor. Solu da klasik savaş karşıtı söylemleri üzerinden, bu çatı altında tutmanın peşindeler.
Sol aslında sanıldığı kadar “geri” ve “klişe” değil, sadece Beyaz Türkler’in ihtiyaçlarının dışına taşamadıkları için bir türlü yeni slogan ve politika üretemiyorlar. Bu bağımlılık, solu içten içe çürütüyor, yozlaştırıyor.
Sol yeni bir soluk almak istiyorsa öncelikle Beyaz Türkler’in arka bahçesi olmaktan kendini kurtarmalı. Zira Beyaz Türkler’le ilişkiler sorgulanmadığı müddetçe, solun savaş karşıtı sloganlarının bir etkisi ve kıymeti olamaz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019