Kurtuluş TAYİZ
ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme, Türkiye’yi ise çevreleme ve güney sınırlarından kuşatma planlarına sahada güçlü karşılık verildi. 15 Temmuz darbesi, esasen Ankara’yı çökerterek ABD’nin planlarının önünü açma girişimiydi. Ankara, 15 Temmuz’da düşseydi Türkiye bugün Suriye’den beter bir ülke haline gelmişti. Türkiye bu saldırı şokunu çabuk atlatarak Batı’nın planlarına “taarruz” konseptiyle cevap verdi.
Öncelikle güney sınırlarımızda ikinci bir İsrail’e izin verilemezdi. Fırat Kalkanı Harekatı ile terör koridoruna ilk büyük darbe vuruldu. Türk Silahlı Kuvvetleri, Azez Cerablus hattını kontrol altına alarak PKK/PYD’nin Türkiye sınırı boyunca uzanan kanton planlarını tam ortasından böldü.
ABD’nin Suriye’de iç savaşın patladığı günden bu yana kurguladığı PYD-DEAŞ tiyatrosu, Fırat Kalkanı Harekatı’yla deşifre oldu. Batı’nın amacı, bu kanlı tiyatroyla bölgenin demografik yapısını değiştirmek, yeni devletçikler meydana getirmekti. Fırat Kalkanı Harekatı, ABD’nin maskesini düşürdüğü gibi bölgeye yönelik planlarını da alt üst etti.
Sınır ötesindeki askeri operasyonlarla eşzamanlı olarak içeride de teröre karşı büyük bir taarruz başlatıldı. PKK’nın kırsala dayalı terör aktivitesinin sonu getirildi. 15 Temmuz sonrası başlatılan operasyonlarda son 40 yılın en büyük başarısı elde edildi. Kandil artık Türkiye’nin 24 saatlik ateş gücü altında bulunmakta.
Ankara, Fırat Kalkanı Harekatı’nı göze almasaydı ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye ile ilgili planlarını dışarıdan izlemek zorunda kalacaktı. Bu da kuşkusuz Türkiye’nin bölünmesi anlamına gelirdi.
Asıl büyük sınır ötesi müdahale Zeytin Dalı Harekatı ile geldi. ABD’ye açıkça meydan okuyan bu harekata içeriden ve dışarıdan çok büyük tepki gösterildi. Bunun sebebi de çok geçmeden anlaşılacaktı. Türk askeri, ABD’nin koruması altındaki PKK/PYD güçlerini temizlemek amacıyla Afrin’e girdiğinde, bu operasyonun ne kadar yerinde olduğu görüldü. ABD, terör örgütünü Türkiye’ye karşı büyük bir savaşa hazırlıyordu. PKK/PYD’den bir terör ordusu kuran ABD ve Avrupa, Afrin’in altını tüneller ile donatmış, mevzilerle doldurmuş ve binlerce TIR silah yığınağıyla Türkiye’ye karşı büyük bir saldırı hazırlığı yapılmıştı.
Ne var ki Ankara’nın zamanında müdahalesiyle bu tehlike bertaraf edildi. Terör örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında 3 binden fazla kayıp vererek bozguna uğradı. Geri kalan terör örgütü militanları, Fırat’ın batısında yer alan ABD kontrolündeki Münbiç ile Fırat’ın doğusuna kaçmak zorunda kaldı.
Ankara, sahada Fırat Kalkanı harekatı ile Azez Cerablus hattını kontrol ettikten sonra Afrin’i de denetimi altına aldı. Rusya ve İran ile varılan anlaşmayla Türk askeri İdlip’te de askeri kontrol noktaları oluşturdu. Ankara, Münbiç’e yönelik askeri operasyonu gündeme aldığı esnada ise ABD’den geri adım haberi geldi. ABD, Ankara’nın terör örgütünün Münbiç’ten çıkarılmasını, Münbiç’i gerçek sahiplerine teslim etme talebini kabul etti. Türk askeri önceki gün de Münbiç’e girdi.
Ankara askeri müdahaleyi gündemine almasa ne sahada, ne de masada bu başarılar elde edilebilirdi. Türkiye’nin burada frene basması da söz konusu olamaz. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün yaptığı açıklamada Fırat’ın doğusundaki terör unsurlarının Türkiye’nin hedefi olduğunu açıkladı. Türkiye için gerek Suriye’nin kuzeyi ve gerekse de Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü varlığı hedef konumundadır. Bu strateji sayesinde Türkiye ilk defa bölgesinde Batı’ya karşı inisiyatif kazanmış, küresel bir aktöre dönüşmüştür. Türkiye’yi terörle tehdit etme, hizaya getirme ve dizayn etme dönemi de böylece kapanmıştır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019