Mahfi Egilmez
Kritovulos Tarihi'ni Okumanın Tam Zamanı
15.07.2020
979
Asıl adıyla Mihail Kritopulos, bilinen adıyla Kritovulos 1410 yılında Gökçeada’da doğmuş, 1470 yılında Aynaroz’da (Yunanistan) ölmüş. Fatih Sultan Mehmet’in hükümdarlık süresinin 1453 – 1467 yılları arasını kapsayan tarih kitabını padişaha “Bahtiyar, mazhar ve muzaffer, üstün ve yenilmez, Tanrı’nın yardımıyla karanın ve denizin egemeni, şahların şahı, yüce imparator Mehmed’e kullarının kulu adalı Kritovulos’tan” diye yazdığı ithaf mektubuyla takdim etmiş.
Kritovulos, kitabında Osmanlı askerlerinin İstanbul’a girişini şöyle anlatıyor:
‘Sonra, orada bulunan birçok insan kılıçtan geçirildi…karşı koymaya çalışanlarla dua etmek üzere kiliselere sığınanların tümü, erkek, kadın ya da çocuk olduklarına bakılmaksızın acımasızca öldürüldü…Kıyım konusunda doyuma ulaştıktan ve şehri ele geçirdikten sonra, askerlerden bazıları birliklerine göre dizilmiş halde asillerin konaklarını yağmalayıp talan ettiler, diğerleri kiliseleri yağmaladılar. Kimileri yağmalamak, çalmak, ganimet toplamak, yaş ve sınıf farkı gözetmeksizin erkek, kadın, çocuk, genç, yaşlı, din adamı ve keşişleri öldürmek, kirletmek ve esir almak üzere evlere dağıldılar…Korkunç, yürekler acısı ve herhangi bir trajediden daha acıklı olaylar sergileniyordu…Hangi kötülüğü yapmadılar ki? Yırtıcı vahşi hayvanlar gibi evlerin içine atlayarak kabaca çekiştiriyor, sürüklüyor, parçalıyor, hayasızca kaçırarak yolun ortasında kirletiyorlardı…Kiliselerin kirletilmesi, talan edilerek yağmalanması kelimelerle nasıl anlatılabilir?...Mihraplardan aldıkları kutsal kaplarda içki içip sarhoş oluyor(lardı)…[i]’
Fethin beklenen süreye göre çok uzaması Fatih’in askeri gayrete getirmek için onlara ‘üç günlük yağma’ sözü vermesine, ancak fetihten sonra girişilen yağmanın şehri yakıp yıkmaya vardığını haber alınca şehre girerek yağmayı durdurmasına yol açtığı söylenir. Kritovulos, kitabında Fatih’in kente girişini şöyle anlatıyor:
‘Bunlardan sonra sultan, Polis’e (İstanbul’a) girerek, büyüklük, konum, parlaklık ve güzelliğini, çok sayıdaki kiliseleriyle kamu binalarının ihtişamını, sıradan halkla seçkinlerin evlerinin hoşluğunu ve limanla tersanelerinin konumunu büyük bir dikkatle teftiş etti…Ölenlerin çokluğunu, evlerin boşaldığını, şehrin tümüyle uğradığı yıkımı, felaket ve tahribatı da gördü. Yapılan bu yıkım ve talan için birden acıma ve pişmanlık duygularına kapılarak gözleri yaşlarla doldu, derin derin iç geçirerek, üzüntüyle: “Nasıl bir şehri talan ve yıkıma terk ettik?” dedi. Canı o derece yanmıştı…Söylencelerde ve tarihi eserlerde anılan, bu şehrin dengi olabilecek büyüklükteki başka eski şehirlerden hiçbirinin fethi bu kadar sert ve haşin olmamıştı.[ii]’
Kritovulos, yazdığı tarih kitabını Fatih Sultan Mehmet’e takdim ettiği için bunları padişahın onayı olmaksızın yazmış olduğu düşünülemez. Dolayısıyla burada yazılanlar, bir dönemi veya kişiyi kötülemek amaçlı yazılan kitaplardan farklıdır. İstanbul’un fethinde aşırılıklara kaçılmış olabilir ama Portekizlilerin, İspanyolların, İngilizlerin fethettikleri yerlerde yaptıkları farklı değildir. Her dönem, o dönemde geçerli koşullar ışığında değerlendirilmelidir. O nedenle bunları, dünyada başka yerde olmuyormuş gibi abartıp, bir Osmanlı düşmanlığına dönüştürmek doğru değildir. Doğru olmayan bir başka mesele de bu gerçekleri görmezden gelip Osmanlının düşmanlarına hoşgörü gösterdiğinden söz etmektir.
Daha önce de bu kitaptan söz etmiş ve okumanızı önermiştim, günümüzde yeniden alevlenen tartışmalar açısından bu kitabı okumanızın, okuduysanız da bir kez daha gözden geçirmenizin tam zamanı olduğunu düşünüyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
14.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
3.09.2025
2.09.2025