Mahmut ÖVÜR
14 Aralık Operasyonu Türkiye'de yaşanan şeyin ne olduğunu netleştirdi: "Güç ve iktidar savaşı." Öne çıkartılan "medya özgürlüğü" işin sosu...
Bunu cemaati savunanlar da kabul ediyor. Taraflar belli; seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temsil ettiği siyasi güçle, eski Türkiye siyasetinin destek verdiği bürokratik güç Gülen Cemaati.
Peki, bir cemaatin iktidar savaşında ne işi var? Bu anormal bir şey değil mi? Demokrasiden, basın özgürlüğünden ve sivil siyasetten yana olanların önce bu konuda karar vermeleri gerekiyor.
Basın özgürlüğü gerekçesiyle bu gerçeğin üstü örtülmemeli. Bırakın dış güçlerle ilişkisini, içerideki bu durum bile vahim. Sadece bu nedenle bile siyasi partilerin siyasetten yana tavır alması gerekiyor.
Başta CHP olmak üzere birçok parti, kendilerine kurulan tuzaklara rağmen ne yazık ki bu gerçeği görmüyor. Aynı şeyi bir kısım aydın ve gazeteci de yapıyor. Sanki dün bu ülkenin darbelerle yüzleşme mücadelesinin içini boşaltan, binlerce suçsuz insanı sahte belgelerle cezaevine gönderenler bunlar değil.
Sanki Ali Tatar'ı ölüme sürükleyen, Hanefi Avcı'yı sol örgüt mensubu yapan, Nedim Şener'i, Ahmet Şık'ı ve onlarca genç subayı içeri atan bunlar değil. 14 Aralık Operasyonu'na neden olan Nur talebeleri Tahşiyecilere tezgâh kuranlar da bunlar. Bu tezgâhı en çarpıcı biçimde gazeteci Nedim Şener, daha 17 Aralık darbe girişimi olmadan 16 Aralık 2014'te bir TV programında anlatıyor:
"6 Mart'ta bir ihbar mektubu yazılıyor. Mektupta, Hakan Altınay, Binnaz Toprak ve benim, Başbakan'ın oğluna suikast yapacağımız iddiası yer alıyor. Bu konuda bir işlem yapmıyorlar ama benim telefonlarımı dinleme kararı bu ihbar nedeniyle veriliyor. Sonra da tutukluyorlar."
Şener, operasyonun arkasındaki gücü de açık açık söylüyor: "Bizi tutuklayan cemaat; Başbakan'ın haberi yoktu." Peki, Şener'in gördüğü bu gerçeği siyaset ve eski merkez medya neden görmüyor? Karşımızda bir dini cemaati ya da kendi deyimleriyle bir "sivil toplum örgütü"nü çok çok aşan bir "örgüt" var.
Devletin içine sızmış, herkesi dinleyen, istendiğinde polis ve yargı gücünü harekete geçiren, sahte belgeler düzenleyen, istediği yere bomba koyan ve elindeki medya gücüyle de algı operasyonları yürüten bir yapı bu. Bu yapının, MİT ve GES'i ele geçirmek istediğini de biliyoruz. 17-25 Aralık'ta hükümete yöneldi diye bütün bunlar görmezlikten mi gelinecek? Toplum adını koydu ama artık hukuken de bu adın konulması gerekiyor. Çünkü bu yapı, sadece hükümeti, TSK'yı, medyayı ve diğer cemaatleri değil sıradan insanları bile tehdit ediyor.
Hem de polisi, yargısı ve medyasıyla...
Bir süre önce Çorlu Sosyal Hizmetler Müdürü Ebru Usta'nın görevden alınmasını yazmıştım. Bütün olaylarda aynı yöntem izleniyor. Önce hedef seçiliyor, sonra medya yoluyla kampanya yürütülüyor, ardından isimsiz bir ihbar mektubuyla operasyon başlıyor.
Düşünün bir kurum müdürünün görevden alınmasında bile medya kullanılıyor. Ebru Usta, şöyle diyor: "Sanki ellerinde hazır bir yazılım program var. Sadece isimleri değiştirip uyguluyorlar."
Bu nasıl bir iş? Onlarca insanı yasadışı dinleyen, kasetlerle siyaseti dizayn eden, sahte belgeler düzenleyen, bomba ve silahları yerleştiren ve hükümeti devirmeye kalkan yapıya cemaat mi diyeceğiz yoksa örgüt mü?
Ayrıca, bugüne kadar hiçbir operasyonun cemaat gazeteleri yazmadan başlamamasına ne diyeceğiz?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019