Mahmut ÖVÜR
İki gündür Ankara'da 12 Eylül darbecilerinin yargılandığı Adliye Sarayı'nın önünde biriken toplumsal tepkiyi yakından izledim. "Hayır" cephesinde yer alıp, o alanda buluşanların hem 12 Eylül'ün yargılanmasını isteyip, hem de AK Parti karşıtlığı nedeniyle sevinçlerini gizlemeleri hüzün vericiydi.
Elbette daha fazlasını isteyecekler ama şöyle bir doya doya "Çok şükür bugünü de gördük" diyememeleri içlerinde ukde kalacak gibi geliyor bana... Ne yazık. Bu konuda darbelerin siyasi hedefi olan DP-AP ve DYP çizgisinin önemli aktörleri de iyi sınav vermedi.
En dikkat çekici isimse eski Cumhurbaşkanı Demirel'di. Her darbede şapkasını alıp giden Demirel, 12 Eylül darbecilerinin yargı önüne çıkartılmasını önemsizleştiren bir tavırla şöyle diyordu:
"Ben hesaplaşmamı siyaseten yaptım. 1987'de referandumda hakkımı aldım. Sonra yine hükümet oldum, cumhurbaşkanı oldum."
Gördüğünüz gibi darbelerle hesaplaşmada neden 32 yıl geç kaldığımız şimdi daha iyi anlaşılıyor. Demirel gibilerin derdi kendi hesapları...
Binlerce insanın işkenceden geçmesi, gözaltında kaybolup öldürülmesi, idam edilmesi, ülkenin geri kalması umurlarında değil. Hiç olmadı da zaten.
Onu yeniden başbakan yapan 1991 seçimlerinden sonraya bakın... Vaat ettiği "Konuşan Türkiye" susmuş, şeffaf karakollar işkence merkezine dönüşmüştü. Kendi deyimiyle "rutin dışına" çıkan devlet, sokak ortalarında infazlar gerçekleşiyordu.
Nazlı Ilıcak, Demirel'in kişisel olarak sandıktan çıkışını hesaplaşma olarak niteliyor ve haklı buluyor. Oysa Demirel sandıktan çıkarak 12 Eylül'le hesaplaşmadı tam aksine 12 Eylül'ün daha güçlü bir şekilde devamını sağladı ve rahmetli Turgut Özal'ın başlattığı değişim sürecini kesintiye uğrattı. Bir anlamda Demirel, vesayet rejiminin muhafazakâr kesimdeki "Truva atı"ydı. O rolünü de 90'lı yıllarda merkez sağı bitirerek ve Türkiye'yi gerileterek yerine getirdi.
28 Şubat'ta ve 2000'li yıllardaki rolü de aynı doğrultudaydı. Belki de bu nedenle sadece 12 Eylül ile değil, Demirel gibi bu darbeleri meşrulaştıran siyasi aktörlerle de hesaplaşmamız gerekiyor.
Kılıçdaroğlu ve Kamalak'a çağrı
Neredeyse bir ay oldu "Gerçek Hayat" dergisi Ortadoğu temsilcisi Adem Özköseve kameraman Hamit Coşkun Suriye'de tutuklu...
Birçok gazeteci ve sivil toplum örgütü girişimde bulundu ama sonuç yok. Suriye'deki iç savaş koşulları ve Türkiye-Suriye ilişkilerindeki gerginlik bu gazetecilere ulaşmayı engelliyor.
Yıllar önce İran-Irak savaşı döneminde İran'da tutuklanıp 11 gün hücrede kalan bir gazeteci olarak, hukukun işlemediği "iç savaş" koşullarının sürdüğü bir ülkede tutukluluğun ne anlama geldiğini iyi biliyorum. Belirsizlik umutsuzluk yaratırken, her an ölümle yüz yüzesiniz. Başınıza neyin, ne zaman geleceğini bilmeden beklemek tam bir işkence.
Adem ve Hamit'e sabırlar diliyorum. Bir an önce özgür olmaları için de bir şeyler yapılmalı. Ben İran'da tutukluyken devreye dönemin başbakanı rahmetli Özalgirmiş ve Devlet Bakanı Kazım Oksay'ı görevlendirmişti. Bakan Oksay'ın çabasıyla kurtarılıp Türkiye'ye dönmüştüm.
Suriye ile ilişkiler gergin olduğu için hükümetin girişimleri sonuç vermeyebilir. Ben CHP ile SP'nin devreye girmesinin etkili olacağına inanıyorum. Biliyorsunuz, geçen yıl CHP'den önce Faruk Loğoğlu sonra da Birgül Ayman Güler Suriye'ye gitti. Ardından SP lideri Mustafa Kamalak da gitti ve diktatör Beşar Esad'la görüştü. Siyaseten çok eleştirildiler ama bari bu çabadan hayırlı bir sonuç çıkartabilirler. İki partinin bir heyet oluşturup iki gazeteciyi kurtarma şansları var. Buradan CHP lideriKemal Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi lideri Mustafa Kamalak'a sesleniyorum:
İç savaş yaşanan bu ülkede her an her şey olabilir, bir an önce devreye girip bu gazetecileri kurtarın!!!
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019