Markar ESAYAN
Memnuniyetle gözlemlediğim bir fark var ki, çocuklar, bizim dönemimizde olduğundan çok daha fazla değer görüyor günümüzde. Bizim zamanımızda bile, çocuklar 'görünmez' birer insan adaylarıydı. Ne düşündüklerinin, ne istediklerinin pek bir önemi yoktu. Dayak sıradan bir terbiye biçimiydi ve her yerde bolca bulunurdu. Bugün bu tabloda önemli bir düzelme var. Sorunlar devam ediyor ve olması gerekenden hala uzakta olduğumuz söylenebilir. Ama toplumun çocuk bilinci ve saygısı düne nazaran değişmiş durumda. Daha da iyi olacaktır.
Son dönemde yaşadığımız çocuk cinayetlerinin gölgesinde bunları yazmak garip kaçabilir. Bu tür kriz anlarında soğukkanlılık kaybedilebiliyor ve ağır bir karamsarlığa, acilciliğe kapılabiliyor insanlar. Öte yandan, ülke bir inşa sürecinde ve egemenlik mücadelesi içinde yaşadığı için, her sorun ve hatta acının politik işlevselliği var. Trafik sıkışıklığının bile seçimler öncesinde nasıl değerlendirildiğini gördük. Nitekim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın çocuk cinayetleri üzerine yaptığı geniş bir açıklamadan 'Çocuklar çığlık atsın' sözü cımbızlanarak buradan hükümete vurulmaya çalışıldı. Ekleyelim, evet, çocukların riskli bir durumda çığlık atmayı bilmesi ABD dahil çoğu Batılı ülkede verilen eğitimler arasındadır ve hayat kurtarmaktadır.
Sorun gerçekten ciddi ve siyaset üstü değerlendirmeyi en çok çocuklarımızın sıhhati için hak ediyor. Çocuklara karşı şiddet, kadınlara olduğu gibi dikkat çekici hale geldi. Elimizde anlamlı istatistikler yok. Olanlara da mesafeli yaklaşmak lazım. Çünkü Türkiye uzunca bir süredir, ama son 12 yıldır hızla kentleşiyor ve bunun olumlu olduğu kadar olumsuz semptomları da var. 'AK Parti geldi kadın çocuk ölümleri arttı' gibi bir ucuzluğa savrulmayacaksak, konu daha ciddi değerlendirmeyi gerektiriyor.
Öncellikle, kadın ve çocuklara yönelik şiddet olayları kentleşmeyle birlikte artık daha çok adliyeye intikal ediyor ve kayıt dışı olmaktan uzaklaşıyor. Medya bu konulara ne iyi ki artık daha duyarlı. Haber dilinde ve görsel kullanımında ciddi sorunlar olsa da, bu pozitif bir gelişme. Kadınlar, artık 'tecavüz' evliliklerine, ilişkilerine daha az mahkûm yaşıyorlar. Çünkü hem kanunlar daha incelikli hale geliyor, hem de kadınlar çalışma hayatına atılmalarıyla maddi bağımsızlık kazanıyor. Tüm bunlar, ataerkilliğe dayalı sosyolojimizin çatırdaması anlamına geliyor. Erkekler, kadınların özgürleşmeye başlamalarıyla ciddi bir kriz içindeler. Erkek egemenliğinin sarsılması, şiddet eğilimini arttırıyor. 'Ya benimsin ya kara toprağın' takıntısı derinleşiyor. Çünkü erkekler kadınların 'mülkiyet hakkını' kaybediyorlar. Bu konu da hatırda tutulmalı.
Çocuk cinayetlerini önlemek için devletin atacağı adımlar olduğu gibi, bu şiddeti doğuran toplumsal nedenlerin araştırılması ve ortadan kaldırılması sivil toplumun çabalarını da gerektiriyor. Palyatif veya akut önemlerin sorunu çözmeyeceğini görmek lazım.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Erken Tanı ve Uyarı Sistemi (ÇETUS) programı üzerinde çalışıyor. Bu programın hayata geçmesiyle, çocuklar mağdur olmadan anomaliler fark edilerek somut bilgiler üzerinden koruyucu ve önleyici önlemler alınabilecek. Kamuda zaten varolan online veriler bu programa aktarılacak ve bir veri tabanında biriktirilerek riskin önceden fark edilmesi sağlanacak.
Buna rağmen yaşanacak mağduriyetler karşısında cezanın caydırıcı olması için de bir yasa teklifi üzerinde çalışılıyor. Bunlar özetle şöyle…
Ceza oranlarının nisbi olarak arttırılması (idamın karşılığı olan ağırlaştırılmış müebbet), faillerin gerekirse tedavi edilmesi (kastrasyon söz konusu değil), mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tesbit işlemine son verilmesi ve 'bozulduğu' ön kabulü, faile mağdurun bulunduğu yere yaklaşamama, çocuklarla ilgili meslekleri icra edememe gibi hak yoksunlukları getirilmesi, evlenme yaşına ulaşmış kişilerin de zorla evlendirilmesinin suç haline gelmesi, veli, vasi, koruyucu ve akrabaların işlediği cinsel suçların, kamu görevinin veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıklardan faydalanarak ya da teşhir suretiyle işlenen suçların daha şiddetli cezalandırılması, tüm suçlarda infaz sürelerinin 1/3 yerine, 2/3 şeklinde arttırılması…
Bunlar yapılması muhtemel değişikliklerden bir kısmı. Nihai hale geldiğinde yorumlarımızı yeniden yaparız.
Her şeyi politik bir kavga malzemesi yaptığımız gibi, çocukları da aynı eğilime kurban etmeyelim. Konuyu siyaset üstü tutarak gündemden düşürmeyelim. Eğer müzakere toplumu olacaksak, herkes bu olgunlukla çalışmalı ve önerilerini, eleştirilerini çocuklarımızın, kadınların velhasıl tüm dezavantajlı kesimlerin rahatlatılması, güvenli bir ülkede yaşaması bilinciyle yapmalı.
Bu konuda her vatandaşa, her veliye ve medyaya da önemli görevler düşüyor. Medya bu haberleri panik yaratacak ve pornografik bir dille vermemeli. Devletin müdahalesine gerek kalmayacak şekilde, şiddeti özendiren, seksizm, homofobizm anlayışını dilimizden, haberlerden, özellikle dizilerden ayıklamalıyız. Belki medya ve dizi yapımcıları pedagoglardan yardım almalı. Gazete patronları en azından bu temel konuda, siyasi davranmama lüksüne sahipler.
En azından çocuklarımızı, şu sert egemenlik kavgasında tarafsız alanda tutalım.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019