Markar ESAYAN
Bedelli Askerlik Yasa Tasarısı’nda sona gelinmiş vaziyette. Muhtemelen 30 yaş sınırında ve 10 bin avro karşılığı Türk Lirası ücretle dört taksit halinde ödenerek yapılacak bedelli askerliği düzenleyen yasa Meclis’ten çıkacak. Son detayları Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın dediği üzere Başbakan Erdoğan açıklayacağı için, bu şartlarda halkın lehine bir iki sürpriz beklenebilir. Yaş sınırı 28 olabilir mesela. Böylelikle bu konunun siyasi getirisi daha parlak olur. Bunlar zaten palyatif çözümler ve yamalar her zaman çirkin olmuştur.
CHP, daha iki hafta evvel Suriye’ye giderek Esad’a bağlılık bildiren Kemalist Kadınlar Heyeti’nin Başkanı Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler ise “Bedelli parası olanın olmayana attığı gol” şeklinde bir yaklaşımla, olabilecek en sığ, popülist ve emeksiz pozisyonu almış durumda. Hani bir ana muhalefet partisinden bedellinin bir sonuç, asıl sorunun ise TSK’nın ideolojik ve hantal yapısı olduğunu tartışmaya açmasını “bekliyorsunuz”, ama nafile, olmaz, olamaz.
Bence Türkiye’de iflah olmayacak iki kurum var. Biri TSK, diğeri de CHP...
Ne TSK’nın, ne de CHP’nin demokratik bir ülkeye uyumlu hale gelmesini bekleyebilirsiniz. Bunlar enverist-kemalist ideolojinin kurucusu ve emanetçisi iki kurum. Bir elmadan armut tadı vermesini ummak kadar nafile bir beklenti bu. Yüzyıllık bir yapılanmaları ve gelenekleri var.
Bir parti düşünün, ordunun ve vesayetin TBMM şubesi olarak çalışmış uzun süre. Bu tutmayınca, Baykal’ı medya-iş çevresi ortaklığıyla devirmiş, yerine Kılıçdaroğlu’nu getirmiş. Amaç CHP’nin özünü değiştirmeden partiyi kozmetik müdahalelerle muhtemel restorasyon şartları oluşana kadar diri tutmak. Dersim konusundaki pespayeliğine bakın partinin. On binlerce Dersimlinin katledildiği bir kepazeliğe hâlâ sahip çıkma kararlılığında. Başbakan “CHP, Dersimli olan bir genel başkan zamanında Dersim katliamıyla yüzleşmeyecek de ne zaman yüzleşecek” diye sorarken, doğru söylüyor tabii. Ama bunun mümkün olmadığını o da biliyor olmalı. O zaman neden hükümet olarak ATASE ve devlet kayıtlarını açarak CHP’ye yardımcı olmuyorsunuz?
Yeni Şafak’ın dünkü manşetine göre bu sefer Kılıçdaroğlu’na yönelik yeni bir operasyon daha kapıda gözüküyor...
Evet, bedelli bir sonuç. Sırf ordudaki yüksek general sayısını anlamlı kılmak, vatandaşın yüz binlerce çocuğunu da elinde tutmak için bedelliye hep karşı çıktı TSK. TBMM’de bunun temsilciliğini de CHP üstlenmiş, çok mu?
Peki ya AK Parti? Sütten çıkmış ak kaşık mı? Değil, anlatayım.
AK Parti’nin, Anayasa ve TMK, TCK ve diğer alt hukuk metinlerini demokratikleştirmek, Türkiye’nin Kemalist devlet yapısından kurtulması için yapısal reformları yapmak için önünde –kendisi dışında– hiçbir engeli yok artık. Ama yapmıyor, ağırdan alıyor. Tıpkı bedellide olduğu gibi, önce müesses nizamın yanında yer alıyor, sonra kendi takvimi ve menfaatine göre hareket edip, yaparsa yapıyor işte. Gelin referandum öncesine gidelim, neler konuşuyorduk, hatırlayalım.
Referandumdan sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na, Jandarma Genel Komutanlığı’nın da –terörle mücadelenin Emniyet’e verilmesiyle de– “Kır polisine” dönüştürülerek İçişleri Bakanlığı’na bağlanması bekleniyordu. Beklenenler arasında ordunun küçültülmesi ve profesyonel orduya geçiş çalışmalarına başlanması vardı. Bu bağlamda çift başlı yargı tartışmalarına da son verilecek, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi gibi kurumlar kalkacaktı. Adalette asker ve sivil ayrımı tarihe karışacaktı. MGK Siyaset Belgesi, yani siyaset üstü Kırmızı Kitap ve hatta MGK’nın kendisi bile kaldırılmalıydı. Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Siyasi Partiler Yasası, Meclis Tüzüğü gibi alt hukuk metinlerinde de sil baştan yapacaktık. “Yetmez ama evet” derken AKP destekçisi gibi görünmenin dayanılmaz ağırlığına karşı bir önlem almıyorduk, en azından ben, “yetmez” dediğimde bunları kastediyordum. Son genel seçimde “Oyumu AK Parti’ye vereceğim, çünkü” diye yazı yazarken, bu kibirli ve kompleksli bakışa olan tepkimi de ifade ediyordum.
Bunlar yapıldı mı, hayır. AK Parti’nin önünde artık herhangi bir engel var mı? Yok!
Başbakan kendine, konjonktüre ve şansına çok güveniyor olabilir. Ben bunlara güvenmiyorum. Özal da çok güçlü bir liderdi ve “Necdetler Operasyonu’nu” yaparak Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Üruğ ile Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Necdet Öztorun’u görevden almıştı. Ama yapısal reformları yapamadığı için “bin yıl sürecek 28 Şubatlara” kavuşuverdik çok geçmeden.
Hâsılı, TSK’da demokrat ve namuslu birçok subay ve asker görev yapsa da, doğası ve yapılanması gereği bu sistem vesayet ve darbe üretiyor. Buna neşter atmadığınız müddetçe sadece kendinizi kandırırsınız.
İlk tökezlediğinizde de başınızda askeri yeniden buluverirsiniz.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019