Markar ESAYAN
Maalesef bizim gibi her anlamda vesayet düzeninden millet iradesi merkezli bir ülke sistemine geçiş aşamasında konular kendi asıl bağlamında değil, verilen kavganın dinamikleri/hedefleri içinde araçsallaşarak tüketiliyor. Bizim en büyük zorluklarımızdan bir tanesi de bu. “Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye vakit bulamamak” deyişi bu durumu güzel açıklıyor.
Son Mustafa Kemal Atatürk “tartışmasında” de aynı şeyi yaşadık. Önce şeytanı taşlamak gerekirse, bu tartışmanın referandum sonrası istenen gerginliğin oluşturulamaması noktasında bir kullanım değeri oldu ve CHP de bunun üzerine atladı. Hükümeti ve AK Parti’yi suçladı. Birkaç kişinin yakışıksız sözleri bir camiaya bağlanarak gerginlik üretilmeye çalışıldı ve çalışılıyor. Bunlar beyhude çabalar olsa da, dikkatli olmakta fayda var.
Sadece tarihsel kişilik ve olaylara değil, aktüel konularda da saygılı bir dille, oportünist/kolaycı yaklaşımlardan uzak durarak fikir barındıran tezler öne sürmek önemlidir. Hele hele aile, özel hayat, kişilik özellikleri konularında saygısız bir tutum almamak çok daha önemlidir.
Mustafa Kemal Atatürk ve erken dönem Cumhuriyet pratikleri de tabii ki tartışılmaya açıktır. Dokunulmaz bir alan olmamalıdır. Aslında, son 15 yılda da tartışılmayan alan, söylenmeyen söz kalmamış gibidir. Nitelik konusunda iddialı değilim, ancak toplumun isteyip de yasak olduğu için görüş serdedemediği bir alan kalmamıştır diye düşünüyorum. Uzun süren bir yasakçı dönemden sonra bu bir ihtiyaçtı ve bu ihtiyaç tüketilmiştir. Bundan sonraki süreç artık daha nitelikli bir seviyede bu konularda derinleşmeye dönük olmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk ve erken dönem cumhuriyet pratikleri üzerinde tartışılırken, belki “kurtuluş” ve “kuruluş” dönemleri ayrımına gitmek doğru olabilir. Biz hâlâ 1. Dünya Savaşı, bir imparatorluk ve bir medeniyetin çöküşü travmalarını yaşayan bir toplumuz. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda tüm kesimleri ile milletin Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde verdiği varoluş mücadelesi “Kurtuluş” aşamasıdır ve son derece saygıdeğerdir. Bu dönem, hangi kesimden olursak olalım, hepimizin ortak değeridir. Buraya doğru yapılan saygısızlık hepimizi rahatsız eder. Kimsenin bu alanda bir ayrıcalığı, özel bir mülkiyet hakkı yoktur.
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve Cumhuriyet’in ilanından sonraki “Kuruluş” döneminde, bu inşanın içerdiği bir takım pratikler ile birçok kesimin sorunu olmuştur. Osmanlı’da zaten travmatik başlayan Modernleşme/Batıcılaşma serüveni, bir mühendislik stratejisi olarak yeni dönemde farklı şekilde devam etmiştir. Tabii ki bunlardan etkilenen kesimlerin konuyu tartışma ihtiyacı vardır. Kimse de buna yasak koyamaz.
Ama hem “Kurtuluş” ve “Kuruluş” süreçlerini aynı torbaya atmak, hem de her iki dönemde yapılan her şeyi kategorik olarak iyi veya kötü sınıfına dâhil etmek, bunu yaparken de saygı sınırlarına riayet etmemek doğru değildir. Sonuçta anlatılan hepimizin ortak hikâyesidir ve bu hikâyenin nesnel ve soğukkanlı değerlendirilmesi geleceğimizi belirlerken de bize hayati bilgiler sunacaktır.
Artık bu kolaycılıktan her kesim vazgeçmeli, tarihi kişilikler ve olaylardan anakronik şekilde güncel siyasi kavgalarda malzeme üretmekten öncelikle imtina edilmelidir. Hz. Peygamber başta olmak üzere İslam döneminin önemli kişilik ve olayları, padişahlar, Osmanlı’nın tüm serencamı, Tanzimat dönemi, yıkılış, Cumhuriyet dönemi, Mustafa Kemal Atatürk, Menderes, Özal, Erbakan ve Sayın Erdoğan ile sembolleşen son 15 yıllık sürecin tamamı, bizim ortak hikâyemizdir. (Sayamadığım tüm aktörler ve olaylar bunlara dâhildir.)
Bunların hiçbirisine saygısızlığı ben kabul etmiyorum. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ve hükümetimizin de böyle bir tavrı yoktur.
Aştığımız konuları bugün ilk kez gündeme geliyormuş gibi yaşamak da hepimize karşı haksızlık olur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019