Markar ESAYAN
Kürt açılımı Mahmur gelişlerinde büyük bir darbe almıştı. Bu konuda dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hedefe kondu. Süreci iyi idare edemediği söylendi. Oysa Beşir Atalay yanlış zamanda bu iş için en doğru isim olarak göreve getirilmişti. “Yanlış zaman” derken, Mahmur dönüşlerini bir tahrik unsuru, diğer yanda da bunu propaganda fırsatı olarak gören algıyı ima ediyorum. Çünkü aslında şerhli bir genelleme yaparak denebilir ki, Kürt açılımı ve barışa hazırlıksız yakalanmıştık. Barış hem verdiği acının artık taşınamazlığı, hem Türkiye’nin önünü tıkayan en büyük sorun olması hasebiyle isteniyordu ama, psikolojik ve ahlaki olarak ona henüz hazır değildik. Yani barışı, pragmatik bir akıl ve henüz sağlam temellere oturmamış çiğ bir duyguyla arzu etmek, süreçte tökezlemenin de garantisi oldu.
Hükümet, sızan MİT-PKK görüşmelerinde olduğu üzere ciddi bir risk almıştı. Muhalefetin “vatan hainliği” suçlamaları altında bu riski Başbakan Erdoğan üstlendi ve hem referandumda, hem de 12 Haziran seçimlerinde halktan tam destek aldı. Bir ezber daha bozuldu. Ama tepede gizli yürüyen müzakere süreci ile görünür alandaki siyaset uyumlu ilerlemedi. Savaşın ahlaksızlığından, barışın ahlakına geçmek için henüz erkendi sanki.
PKK, tepede devletle bir yandan son detayları müzakere ederken, bir yandan da yerelde KCK üzerinden devrimci halk savaşına hazırlanıyordu. Açılım sürecinde BDP’nin PKK’yi absorbe etmesi gerekirken, PKK yerelde ve BDP üzerinde ciddi bir baskı kurdu. Osman Baydemir gibi sağduyulu, şiddete karşı çıkan ve inisiyatif kullanan isimler örgüt tarafından tasfiye edildi. (Bu arada devlet de Baydemir gibileri cezalandırarak, KCK soruşturmasını eline yüzüne bulaştırarak ona yardımcı oldu.) Böylelikle, güven konusunda sicili zaten çok kötü olan Türkiye devletine karşı ikili bir yapıyı dinamik tutmaya çalıştı kendince. Savaşa ve barışa aynı anda hazır olma gayretkeşliği, siyasete izin vermeyecek, silah hep son sözü söyleyen olacaktı. Diğer saik ise, yeni yapılanmada PKK’nın CEO’larının kazancının ne olacağıydı. Demokratik Özerklik Bildirisi’nde nasıl bir bölge tasavvur ettiklerini görmüştük; köhne bir faşizm. Açılım ve Ortadoğu’daki gelişmeler, PKK’nin yönetici kadrosunun taleplerini maksimalize etmişti. PKK kendisini dev aynasında görüyordu.
Devlet ise, Kürt halkına zaten borçlu olunan ve ciddi bir özürle iade edilmesi gereken haklarını PKK ile müzakere masasına koydu. Haklar, PKK sorunu tamamen tükenene kadar harcanacak yolluk gibi görüldü. Zihinlerde, PKK’nin silah bırakması, Kürtlerin haklarına sahip olmasından daha öncelikliydi çünkü. Oysa, PKK’yi Kürt sorunundan bağımsız düşünemesek bile, Kürt sorunu PKK sorunundan başka veya başkalaşmış bir şeydir. Kürt sorunu, Türkiye’nin demokrasi sorunudur, Anayasa sorunudur, alt hukuk metinleri sorunudur ve her şeyden evvel derin devletinden boşanma sorunudur.
“Kürtlerin varlığı bin seneden beri bir gerçektir. İnkâr edemezsiniz. İnkâr ederseniz 1980 öncesine dönüş yaparsınız. Kürtleri tanıyacaksanız haklarını da tanıyacaksınız. Anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız, diline saygı duyacağız. Bunları vermekle terörle eş anlamlı sonuç çıkarmayacağız. Irkçılığı reddediyoruz. Ben Kürt’üm diyen bir insanın eğitim, kültür, dil hakkı ne varsa vereceğiz. Bu ulufe, bahşiş değil.”
Bu sözler Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın Meclis’te yaptığı tarihî konuşmadan. Çok doğru bir perspektifi ifade ediyor. Ancak bu vaat edilenlerin açılım sürecinde zaten yapılması gerekirdi. Ya da yapılmaması için hangi engel vardı diye soralım ve cevabını yazının girişinde verdiğimizi hatırlatalım.
Hâsılı, AK Parti Uludere ile ciddi bir duvara tosladı. Görülmüş olmalı ki, sivil öldüren PKK ile savaşma meşruiyeti o kadar da güvenilir bir payanda değilmiş. PKK nasıl kendisini Türkiye’yi yenecek ve Diyarbakır’dan bir Tahrir çıkaracak denli dev aynasında görmüşse, devlet de PKK’yi sadece güvenlik konseptiyle söndürebileceği zannına kapıldı. Uludere’nin bir tuzak veya ağır bir ihmal olması sonucu değiştirmiyor. Bu kaza ve tuzaklar bu savaşta her zaman ihtimal dâhilinde; bu ise Kürtlerde duygusal kopuşu hızlandırmakta.
Başbakan’da tuzağa düşmüş olmanın öfkesi seziliyor. Uludere’yi sadeleştirmeye ve asıl soruna dikkati çekmeye çalışan Taraf’a yüklenmek yerine, sorumlu bir siyasetçi olarak 2009’dan itibaren yapılan hataları ve yapılmayan doğruları analiz ederek bir an evvel harekete geçse, ülkenin çıkarına olacak.
PKK Irak ve Suriye başta olmak üzere, Ortadoğu ve dünya konjonktüründe artık “ekonomik ömrünün dolduğunu” gidecek fazlaca bir yolu kalmadığını görüyor. Devlet için de aynı nedenlerle benzer sıkışma söz konusu. Mahmur’a kadar barışta, Silvan’dan sonra ise savaşta yapılan hataların bakiyesi bizi çözüme daha hazır hale getirmiş olabilir, umuyorum. Mahmur nasıl barış sürecinin çökmesinde bir milat olmuşsa, Uludere de çözümün miladı olabilir.
Açıkçası, Uludere için ne kadar üzgün olsam da, barışın bize şaşırtıcı biçimde yakın olduğunu düşünüyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019