Markar ESAYAN
AK Parti’deki savrulma ve Milli Görüş’e dönüş işaretleri benim bu partinin “eski Türkiye’nin yeni partisi” tesbitime uygun şekilde ilerliyor. Toplum mühendisliği doğal süreci kestiği için, mütedeyyinlerin gündelik hayata tesirleri de donmuş bir kalıptan çözülerek büyük bir güçle geri döndü. Mütedeyyinlerin gündelik hayata dair tercihlerinin, taleplerinin değersiz, haksız olduğunu kim söyleyebilir? Gündelik yaşam, tarih içinde birbirine değe değe toplumsal uzlaşıyla biçimlenir ve kimseyi tedirgin etmez. Kemalistler bu süreci manipüle ettiği için, suni biçimde oluşmuş pratikler ve şiddet eşliğinde oturtulmuş kurallar bugün dindarların müdahalesine uğruyor. Bu müdahale iki yönlü ilerliyor. İlki yukarıda anlattığım gibi, halkların yan yana yaşarken oluşturdukları, yavaş ama sağlıklı işleyen bir durum.
Diğeri ise, AK Parti’nin son tasarruflarında görülüyor. Çamlıca’ya dev cami, Diyanet’in bir Sünni fetva makamına dönüştürülmesi ve kürtaj yasağı gibi konularda bunları deneyimliyoruz. Bu aslında Kemalistlerin yaptığından pek farklı değil. Tepede üretiliyor çünkü. Bunun toplumun bir ihtiyacından kaynaklanıp kaynaklanmadığı çok önemli değil. Toplumun öncelikli talebi özgürlükçü bir sivil anayasa iken, kürtajı aylarca tartışmamızın başka bir izahı var mı?
Halkın eğilimlerinin doğruya daha yakın olduğunu düşünürüm. Çünkü ortalama 70 yıl yaşayan sıradan insanın zaman kaybetme lüksü yoktur. Aç kalmak, kötü yaşamak istemez. Çocukları iyi bir geleceğe sahip olsun ister. Bunun için, nihai karar verme ânı geldiğinde, rasyonel olana eğilim gösterir. Tercih menüsünün kalitesizliğinden ise önce halkı mesul tutamazsınız. Ama o menü ne kadar kötü olursa olsun, kendisi için en iyisini seçer.
Ama halk manipüle edilebilir.
Tam da bu nedenle halkı kutsal bir yere koymak önemli bir sigortamızı elimizden alıyor. Bu tartışmayı birkaç ay evvel değerli yazarlar Osman Can ve Mümtaz’er Türköne’yle yapmıştık. Ben de Türköne’nin aksine, Can gibi, seksen yıllık zehirden arı olduğumuzu düşünmüyorum. Hâlâ şiddete eğilimli, kolayı seçen ve farklılıklara saygı göstermeyen yanlarımız var. Adına kent denen büyük gecekondularda ya da Sovyetik TOKİ’lerde yaşıyoruz. Kalitesiz bir hayat sürüyoruz. Geçmişte derin devletin kanlı, adaletsiz tasarruflarında ya sustuk ya da ondan nemalandık; madalyonun o tarafıyla yüzleşmeye yanaşmıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı ve YÖK gibi demokrasilerde ayıp sayılan kurumların başında değerli insanların olması onları meşrulaştırmıyor. Benim verdiğim vergiden binlerce Sünni din adamının maaşı ödeniyor ama gayrımüslimlerin dinadamı yetiştirecek tek bir okulu bile yok. Heybeliada için hükümet hâlâ en uygun ve kazançlı anı kollar vaziyette. Alevilere layık görülen durum ise ayrı bir fecaat. Diyanet’e “Alevilik nedir” diye fetva soran bir Meclis’imiz var.
Açıkçası, ne operada mescide ne de Çamlıca’da camiye karşıyım. Ama bu, dindarlık değil, muhafazakârlık üreten bir popülizmle yapılınca, halkı geriye götüren, arazlarını istismar eden bir mühendisliğe dönüşüyor. Dediğim gibi, bunun AK Parti’nin tabanında bir karşılığı vardır mutlaka. Bilgi Üniversitesi’ndeki Efes One Love Festivali’nde yaşanan rezalet, gördüğü destek, bunu kanıtlıyor.
Ama bu dindarlık değil, bu muhafazakârlık...
Dindarlık kibir üretmez. Dindar şaşaadan kaçınır, sağ elinin verdiğini sol eli bilsin istemez.
AK Parti ile tabanı arasında çift geçişli bir ilişki var. Birbirlerini derinden etkiliyorlar. Taban Başbakan’ı çok seviyor ve saygı duyuyor; Başbakan ise gücünü halkan aldığında engelleri nasıl aştığını gördü. Kaldı ki, her dört yılda bir onların oyuna muhtaç.
Bu sinerjinin sonuçlarını 2008’e kadar olumlu haliyle gördük. Şimdi ise, Başbakan bu ilişkiye ters işlev yüklüyor. Şöyle bir itirazı duyar gibiyim veya duymuyorsam sorun var: “AK Parti dindarların partisi ve hiçbir parti toplumun tüm kesimlerini memnun edemez. Tabanının taleplerini önemsemek durumundadır.”
Hiçbir itirazım yok. Bu böyledir ve olmalıdır da. Ama bize özgü iki ciddi zorluğumuz var. İlki, acaba Erdoğan tabanının taleplerini gerçekten doğru okuyor mu, yoksa bunlar artık onun şahsi talepleri mi? Yukarıda anlattım. Bence artık tam da okuyamadığı veya okuduğu şeyi yapmayı tercih etmediği için popülizm yapıyor. İkinci sorun ise, AK Parti, evet bir siyasi parti ama 2002’den sonraki olağanüstü süreçte kurucu rol üstlendi. Birinci Cumhuriyet’in tasfiyesine aday olduğu ve yapmaya başladığı içindir ki sadece dindarların değil, tüm demokratların desteğini aldı. Kurucu dönem, yani birinci Cumhuriyet’in tüm totaliter kurumları tasfiye edilmeden “kazandım” deyip oyunu terk edemez.
Bir de şu kibir meselesi var. Bazılarının, bizim gibi “liberal” olarak kodlanan insanların -hele hele Hıristiyan, ateist- bu eleştirilerini bir tepeden bakma olarak gördüklerini duyuyorum.
Böyle düşünenler önce bir kendisine gelsin. Bu ülke hepimizin. Millet-i hâkime değilsiniz. Kemalistlere bu yüzden karşı çıktık ve çıkıyorsak, bunu kim yaparsa elbette yine karşı çıkacağız. Ama bir Kemalistin, dindarın, eşcinselin, kadının bana eşit olduğunu hissetmezsem, eleştirilerimin hiçbir değeri olmaz.
Zaten muhafazakârların kompleksleri üzerine de bir yazı yazmayı düşünüyorum. Şu “beyaz” kesimlere affedersiniz “yaranmalar” türünden bir kompleksin eleştirisi olacak bu.
Az sonra.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019