Mehmet Acet
Okumakta olduğunuz bu yazıyı dün saat 16.00 sularında bilgisayara dökmeye hazırlanırken haber kanalları ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin açıklamasını son dakika diye vermeye başlamıştı.
Epeyce bir süredir başında bir büyükelçi bulunmaksızın hizmet vermekte olan Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği açıklamasının amacı, yangına bir miktar su dökme gibi görünüyordu.
“Mevcut gerginliklere rağmen ABD, Türkiye’nin sağlam bir dostu ve müttefiki olmayı sürdürmektedir. Ülkelerimiz, canlı bir ekonomik ilişkiye sahiptir” deniliyor, medyada dolaşan, ABD’li bir yetkiliye atfedilen “Dolar 7 lira olacak” beyanatının uydurma olduğuna dikkat çekiliyordu.
Aynı saatlerde Brunson krizini aşmak için aktif mesai harcayan Dışişleri Bakanlığı’ndan Washington’a gidecek olan heyete kimin başkanlık edeceği bilgisi geldi.
Washington’a Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Sedat Önal başkanlığında bir heyet gönderilecekti.
Bu heyet meselesi önemli.
Neden derseniz, böyle bir gelişme olacağı yani Türkiye’den adalet, enerji ve dışişleri bakanlığı adına üçer kişilik bir heyetin Washington’a gideceği haberleri önceki gece çıkmamış olsaydı, bir ara 5,40’ları aşan TL/Dolar paritesinin nerede duracağını kestirmek şimdikinden daha da zor olacaktı.
KURDAKİ TIRMANIŞIN EKONOMİYE OLAN ETKİSİ
Dün yine bu yazıya hazırlık yaparken ekonomiden iyi anlayan isimlerle konuştum.
Kurdaki bu yeni tırmanışın, ekonomistlerin tabiriyle ‘oynaklığın’ muhtemel sonuçlarını, ekonomi üzerindeki etkisini anlamaya çalıştım.
Kabaca iki türlü senaryodan söz ediliyor, diyebilirim.
1-Kurdaki bu oynaklık, nerede duracağı belli olmayan hareketlilik kısa vadeli olursa etkisi zayıf olur. 5,40’ları gören dolar kuru, hızlı bir şekilde gerileyip 5’in altına da düşebilir. Böyle olursa, ekonomi bundan fazla etkilenmez.
2-Ama eğer iş uzarsa, daha doğrusu dolar yükseldiği yerden aşağı doğru inmezse o zaman bu yeni durumun ekonomi üzerinde bir tahribata yol açması kaçınılmaz hale gelir, deniyor.
İşlerin bu noktaya gelmesinde ekonominin kendi dinamiklerinin etkisini göz ardı etmek mümkün olmasa da, ABD ile yaşanan siyasi gerilimin döviz kurlarının tırmanışını tetiklediği ortada.
Bir de şöyle bir şey var:
“Piyasalar” dediğimiz mekanizmanın bir sözcüsü falan bulunmuyor.
Olup bitenlerin ‘Wording’ yani kelimelendirmesini piyasa uzmanları dediğimiz kişiler yapıyor.
Konuştuğum bir ekonomist, “İlla bunu bir cümle haline getirmemiz gerekiyorsa” dedikten sonra sözlerinin arkasını şöyle getirdi:
“ABD’nin Türkiye’ye dönük sembolik düzeydeki yaptırımlarının devamının gelme ihtimali, bunun üstüne yurtdışından sermaye ihtiyacı olan Türkiye’nin bu sermayeyi bulmakta zorlanması ve bu durumun ürettiği karamsarlık havası diye tanımlayabiliriz bu son durumu”
BRUNSON MESELESİ ÇÖZÜLSE İŞ BİTTİ DİYECEK MİYİZ?
İşin bu noktasında karşımıza şöyle temel bir soru çıkıyor:
Amerikan yönetimi bu son gerilimi Rahip Brunson meselesi ile sınırlı tutmayı mı düşünüyor, yoksa “Türkiye’nin canını acıtmanın tadını almış olarak” finans sopasını başka konularda da kullanmayı planlıyor mu?
ABD’nin, bir önceki pozisyonu CIA direktörlüğü olan Dışişleri Bakanı Pompeo, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Singapur’da yaptığı görüşmede yaptırım tehdidini iptal etmek için Türk adli makamlarının işlem yürüttüğü başka isimlerin de serbest bırakılması şartını gündeme getirmişti.
Hadi diyelim, o sorunlar da çözüldü Amerikan yönetimi tamam artık normale dönebiliriz mi diyecek?
Yoksa, bu iş F-35’lere, S 400’lere kadar falan gidecek mi?
Yazının başında Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’nin gerilimi azaltma niyetiyle yaptığını düşündüğümüz açıklamasından söz etmiştik.
Sonunu Nikaragua Cumhurbaşkanı Daniel Ortega’nın bir İspanyol yayın kuruluşuna yaptığı açıklamayla bitirelim ki bir denge oluşsun:
“ABD dış politikası genişlemecilik ve baskıya dayanıyor. Biz ABD ile daima normal ilişkiler kurmaya çalıştık ama karşılığında hep saldırganlık gördük.
Günün sonunda şunu anladık: ABD normal bir ilişki değil, teslimiyetçilik hatta yaltaklanma istiyor.”
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020