Mehmet BARANSU
Ülke yangın yeri. Birileri yine “düğmeye” bastı. Silahlar, saldırılar, bombalar, her gün gelen şehit haberleri.
Suruç’la başlayan süreç… Geldiğimiz nokta…
Farkında mıyız bilemiyorum. Ne Suruç’u ne orada yaşananları, ne de orada kaybettiğimiz canları konuşuyoruz unuttuk bile…
Hükümetin, medyanın tek konuştuğu HDP ve PKK. Öyle ki PKK ve eylemleri bile tali mesele. Amaçlanan HDP ve oy kaybı, araçsallaştırılan PKK.
Algı yönetimi ile öyle bir hava oluşturulmak isteniyor ki, Suruç’taki patlamanın sorumluluğu bile HDP üzerine yıkılmaya çalışılıyor. IŞİD unutuldu… Aslında benzer bir olayı, planı, yakın bir tarihte yaşayıp, görmüştük. Bugünün bazı AKP’lileri o gün benzer bir olaya muhatap olmuştu.
Nasıl mı? Anlatayım…
28 Şubat’ta, taşların döşendiği, tarlaların sürüldüğü günlerdi. Susurluk’ta bir Mercedes bir kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın etkisi ile devletin kirli ilişkileri de ortalığa saçıldı.
Bir mafya babası, bir siyasetçi, bir emniyet müdürü ve pandoranın açılan kutusu. Dönemin bakanıMehmet Ağar ve iktidarına uzanan kirli ilişkiler yumağı.
Üzerinde durmak istediğim konu bu değil. Susurluk sonrası yaşadıklarımız…
Kirlilik o derece büyüktü ki bunun ortaya çıkması, bir tuğlanın çekilmesi, devletin duvar altında kalacağı anlamına geliyordu.
Devlet dediğin de o günün iktidarı. Pisliğin ortaya çıkması birilerinin sonu anlamına geliyordu. Buna izin vermeyeceklerdi, vermediler de. Susurluk’u kapatmak için düğmeye bastılar.
Kamuoyu, kirliliğin kapatılacağını gördü. Tepki gösterdi. Sivil bir eyleme imza attı. “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemi başlattı. Akşam aynı saatte tüm Türkiye’de evlerin ışıkları açılıp kapatılıyordu. Sürekli aydınlık için, kirliliğin ortaya çıkarılmasıydı amaç.
Ancak ne olduysa “usta” bir el devreye girdi. Eylem amacından saptırıldı. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Susurluk için kullandığı “fasa-fiso” kelimesi, “usta” ellere can simidi oldu. Medyanın ve “sivil” toplum örgütlerinin eliyle Susurluk unutturulup, ışıklar Refah Partisi ve Erbakan için yakılıp, söndürülmeye başlandı.
Türkiye’nin her yerinde garip insanlar, garip eylemler yapmaya başladı. Kim oldukları belli olmayan sakallı, çarşaflı tipler ortaya çıktı. Her eylemleri haftalarca konuşulup, not edildi. Notlar unutulmayacak, kullanılacaktı.
Mafya- Devlet ilişkisi (Susurluk) unutturulmuş. Refah Partisi ve yöneticileri hedefe konmuştu. “Sürekli aydınlık” cümlesi, “laiklik” çağdaşlığı, “karanlık” ise Refah Partisi’ni artık çağrıştırıyordu.
O gün, gücü elinde bulunduranlar, bu evrilmeyi medya eliyle yaptılar. Gazete, TV’ler yetmedi, talk show programlarını bile kullandılar.
Yapılacak bir seçimde Refah Partisi’nin oylarının düşmeyeceğini gören o günün güçlüleri partiyi kapatmak için çalışma başlattılar. Bazı yöneticiler hakkında fezleke düzenlendi. Partinin parlayan ismi Recep Tayyip Erdoğan da unutulmadı. Eski bir konuşmadan dava açılması için düğmeye basıldı.
O gün köşkte oturan rahmetli Süleyman Demirel, Erbakan’a hükümetin kurulmasını vermemek için elinden geleni yaptı. Yalım Erez formülleri Cindoruk başkanlığında DYP’den koparılan vekiller vs…
Susurluk’la zirve yapan süreç, bir anda Refah Partisi’ne evrilmiş parti “İslamcı terör örgütü” yöneticileri “vatan haini” ilan edilmişti.
*
Bunları neden mi yazdım? Dün yaşadıklarımız bugünlerde olanlarla çok benzeşiyor.
Suruç’ta bir bomba patlatıldı. Sorumlu IŞİD dendi. Hükümet IŞİD’e müdahale için ABD ile masaya oturdu.
İncirlik karşılığı sınır dışı operasyon izni aldı.
IŞİD ile başlayan süreç tıpkı “sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eyleminde olduğu gibi hedefinden saptırıldı. Bugün ne Suruç’u ne de IŞİD’i konuşuyoruz.
Konuştuğumuz tek konu HDP ve PKK. Dün Susurluk’ta kirli ilişkiler ortaya çıkmasın diye eylem bağlamından saptırılmıştı. Bugün başka kirli ilişkilerin konuşulmasının önü alınmaya çalışıyor. Bir tuğla çekilirse “devlet” altında kalacak. Devlet dediğin de, bugünün iktidarı.
Dün Refah Partisi’ni birileri “hain” ilan etmişti. Bugün HDP hedefte. Dün cübbeli, çarşaflılar ortalığa saçılmıştı. Bugün PKK ortalıkta. Dün Refah Partisi kapatılmak isteniyordu bugün HDP. Dün başka birileri hakkında fezlekeler konuşuluyordu. Bugün HDP’li vekiller hedefte.
Dün Refah Partisi’ne “siz arkanızı şuna yaslıyorsunuz” deniyordu. Bugün HDP sırtını bir yerlere dayamakla suçlanıyor. Dün Erdoğan’ın Siirt konuşması hatırlanıp dava açılıyordu. Bugün Demirtaş aylar önceki 6-7 Ekim olaylarında yaptığı konuşmayla aynı kaderi paylaşıyor.
Dün Demirel seçim sonuçlarını kabul etmeyip koalisyon pazarlıkları, planlar yürütüyordu. Bugün başka bir el pazarlıklara elini sokuyor.
Dün birileri iktidarı kaybettiği hâlde koltuğu bırakmak istemiyordu, bugün başkası.
“Suruç- IŞİD- bomba” sürecinin, HDP, Demirtaş’a evrilmesi, geçmişte sahnelenen benzer bir oyunun 2015 versiyonu. AK Parti, AKP’leşip her gün bir adım daha “derin devletin” esiri oluyor dediğimde kızanlar…
Sadece bu örnek üzerinde düşünün. Hatalarınızı umarım görürsünüz. Bir de sarayınıza kadar sızmış “eski derin devletin” adamlarını…
Başaramazsanız ne mi olur?
ANAP, DYP, Süleyman Demirel’in akıbeti ortada. Sonunuz onlar gibi olabilir. Bir bakmışsınız Selahattin Demirtaş “gömlek değiştirmiş” iktidarı zorlar. Gülümsediğinizin farkındayım Erdoğan’a “muhtar bile olmaz” diyenlerde 28 Şubat’ta aynen sizin gibi gülümsüyordu.
*
NOT: Bebeğimizin kaybı nedeniyle yaşadığımız zor günlerde acımızı paylaşan herkese çok teşekkür ederiz. Rabbim hiç kimseye yaşadığımız acıyı yaşatmasın.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015