Mehmet Ocaktan
Son günlerde yeniden çokça IMF’den söz edilmeye başlanması doğrusu hiç hayra alamet değil. Hafızalarımızı tazeleyelim, AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) en iyi müşterilerinden birisiydi. Türkiye 47 yılda IMF ile tam 19 kez anlaşma imzalamış ve kredi almış. Unutmayalım ki IMF’li yıllar Türk toplumunun hafızasında karanlık bir ekonomik tabloya işaret etmektedir. Yeniden aynı kabusu yaşamayı herhalde hiçbirimiz istemeyiz.
Önce şunu tespit edelim, IMF kabusunu AK Parti iktidarı bitirmiştir. Bugünlerde Avrupa Birliği’ne ve evrensel ekonomik kurallara meydan okuyanlar pek hatırlamak istemezler belki ama, AK Parti iktidara geldiğinde ekonominin doğal dinamiklerine göre yapısal reformlar gerçekleştirmiş ve AB’ye tam üyelik müzakerelerini başlatmıştı. Konjonktürel olarak dünyanın o günlerde ucuz kredi içinde yüzüyor olmasından da yararlanarak ülkeye önemli yatırımlar çekti ve Türkiye hızla büyümeye başladı.
Ancak talihsiz bir şekilde aynı AK Parti iktidarı özellikle 2011’den sonra reformcu kimliğini kaybetmesiyle güzel günler de arşivlerde bir hatıra olarak yerini almaya başladı. Bu arada Ali Babacan gibi ekonomide güvenin adresi olan isimlerin de kenara itildiğini bir yere not etmek gerekiyor.
AK Parti’nin ekonomik aklının zayıflamasının en önemli göstergesi, tam seçimlere giderken popülist uygulamalara başvurmasıdır. Oysa geçmişte başbakanlığı döneminde bizzat Tayyip Erdoğan, seçim ekonomilerinin mali disiplini bozacağını söyleyerek popülist uygulamalara şiddetle karşı çıkmıştır. Erdoğan’ın 2011 seçimleri öncesinde yaptığı şu değerlendirmenin, bugün içinde bulunduğumuz durumu izah etmesi açısından son derece manidar olduğu kanaatindeyim: ‘’Seçim ekonomisi filan bu işler benim kitabımda yok. Böyle bir şeyi asla yapmayacağız. Çünkü seçim ekonomisi denilen olay bu ülkede müteşebbisin cebindeki parayı çalmaktır.”
Kuşkusuz sadece ekonomide değil, AK Parti’nin en temel özelliklerinden biri olan demokratikleşme reflekslerinin de zayıflamaya başlaması Türkiye’nin yeniden eski günlere dönüşünün kıvılcımını ateşlemiş oldu. Oysa AK Parti iktidarı hem ekonomideki rasyonel politikaları, hem de demokratikleşmede gerçekleştirdiği reformlarla içeride ve dışarıda güven veren bir Türkiye fotoğrafı oluşturmuştu.
Ama ne yazık ki sonrasında içerideki reformcu kimlik solmaya başladığı için dışarıdan gelen para akışı da zayıflamıştır. Ve bugün geldiğimiz noktada Türkiye artık pahalı borçlanan bir ülke haline gelmiştir.
Buradan çıkış için kahin olmaya gerek yok, AK Parti hiç zaman kaybetmeden yeniden reformcu kimliğine geri dönmeli, ekonomide yapısal reformları hızla gerçekleştirmeli ve en önemlisi de hukukun üstünlüğüne dayalı bir ülke olduğunu dosta, düşmana açıkça göstermelidir.
Unutmayalım, “Dış mihraklarla savaşımız henüz bitmedi, bu bir nevi yeni haçlı seferi” gibi safsatalarla ne orta ve uzun vadede doların yükselişini durdurabiliriz, ne de yeniden IMF’nin kapısına dayanmaktan kurtulabiliriz.
Aslında ekonomideki belirsizlik algısının ortadan kaldırılması için yol da, yöntem de bellidir ve ihtiyacımız olan tek şey, güvenin tesis edilmesidir. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in geçtiğimiz hafta bu konuda yaptığı şu önemli tespitlere katılmamak mümkün değil:
“Ekonomi yönetiminin bıçak kemiğe dayanmadan
önlem alması gerekir. Büyüme modelimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Güven veren yeni bir ekonomi anlayışına ihtiyacımız var. Bundan sonraki süreçte ekonomi yönetiminin ahenk içinde politika yapmasını bekliyoruz. Ucuz para dönemi sona erdi. Ucuz ve bol para ile büyüme sağlama gibi bir seçeneğimiz artık yok. Yüksek cari açık ve enflasyon ile patinaj yapıyoruz. Ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır,
Reformlara hız vermeliyiz ve zaman kaybetmemeliyiz. Hukuk devleti her şeyin üzerinde olmalıdır.
Kuvvetler ayrılığı bir entelektüel tartışma
konusu değil, çağdaş bir devletin olmazsa
olmazıdır.”
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
10.11.2025
7.11.2025