Mehmet Ocaktan
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte Türkiye’deki siyasi atmosferin fevkalade oksijen sıkıntısı çektiğini, dolayısıyla siyasetin hiçbir cazibesinin kalmadığını artık hepimiz biliyoruz. Çünkü bu sistem doğası gereği tek merkeze endeksli olduğu için hiçbir partinin, hatta parlamentonun siyasi faaliyet yürütmesine imkan bırakmamaktadır.
Evet şu anda fiilen var olan sistem bu, ancak sadece politik değil, apolitik insanlar dahil herkesin bu yapının sürdürülebilir olmadığını gördükçe yeni siyasi arayışlara ve beklentilere girmeleri de kaçınılmaz hale gelmiş bulunuyor.
Ancak 31 Mart-23 Haziran seçimleriyle görüldü ki güçlü beklentilerle kurulan ve mükemmel olduğu savunulan yeni sistemin surları, sanıldığı gibi hiç de o kadar mükemmel değilmiş. Seçimlerin ortaya çıkardığı fotoğraf, yeni sistemin tekçi-tekelci görüntüsü yüzünden korkan, sütre gerisine çekilen insanlara adata hayat verdi ve herkes açık açık beklentilerini dillendirmeye başladı.
Dolayısıyla bu yeni iklimle birlikte siyasette de bir bahar havası beklentisi başlamış oldu. Kuşkusuz siyaset dahil, bütün özgürlüklerin önünü bir bakıma kapatan sistemin kapılarının bahara açılması hiç de o kadar kolay değil. Ama denemeden, mücadele etmeden baharın gelmesi de mümkün değil.
İşte Ahmet Davutoğlu “Gelecek Partisi” ile yola çıkmış bulunuyor. Davutoğlu Cuma günü partisinin kuruluş töreninde yaptığı konuşmada “Ortak akıl, liyakat, hukuk, şeffaflık, kamuda hesap verebilirlik, çoğulculuk, hukuk, ehliyet, bilim, farklılıklara saygı” gibi temel kavramlarla güçlü bir perspektif sundu ve siyaset için yeni bir kanal açtı.
Önümüzdeki günlerde Ali Babacan ve arkadaşlarının kurmaları beklenen parti de sahneye çıkacak ve siyaset yeniden kendi asli mecrasına geri dönecektir. Kurulan partilerin her birinin Türkiye siyasetine nefes aldıracağı, daha da önemlisi korkup sinen kitlelerin umutlarını tazeleyeceği kesin. Doğrusu demokrasiye olan umutların hala kesilmemiş olması, ülkenin geleceği açısından hayati bir önem taşıyor.
Bütün bu siyasi gelişmelere AK Parti penceresinden baktığımızda, fevkalade sıkıntılı bir sürecin başladığını görmek gerekiyor. Aslında AK Parti’nin 23 Haziran seçiminden sonra hiç zaman kaybetmeden esaslı bir iç muhasebe yapması gerekiyordu, ama ne yazık ki bu konuda hiçbir ciddi adım atılmadı, hatta tam aksine büyük parti olmanın gururuyla “Neden İstanbul’da böyle bir hezimet tablosuyla karşılaştık?” sorusunu sorma gereği bile duyulmadı.
Maalesef AK Parti’nin etrafını kuşatan bir gecekondu zihniyeti var, buna kelimenin tam anlamıyla trol medyasına dönüşen yandaş yayın organlarını da katabilirsiniz. Eğer dışarıdan yabancı bir gözle Türkiye’deki yandaş gazete ve televizyonların gazetecilik anlayışını değerlendirseniz, kesinlikle bunların AK Parti’yi yok etmek için özel bir gayret sarf ettikleri kanaatine rahatlıkla varabilirsiniz.
Bu trol medyasının AK Parti’yi millet nezdinde nasıl itibarsızlaştırdığını görmek için 31 Mart seçimleri ve 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçimine bakmanız yeterli olacaktır. Ama talihsizlik o ki AK Parti bu yapılanlardan hiç rahatsız olmuş gibi görünmüyor.
Öyle anlaşılıyor ki yeni partilere karşı malum ekip, son yerel seçimlerde ezberlediği aynı iftira kampanyalarıyla yoluna devam edecek. Ali Babacan’ın Batılı finans çevrelerinin adamı oluğu masalını, Ahmet Davutoğlu’nun bir proje olduğunu televizyonlarda, köşe yazılarında dillendirmeye başladılar bile... Demek ki AK Parti’nin son seçimlerdeki başarısızlık hikayesinden hiç ders alan olmamış. Ama bilinmeli ki, insanlar memlekette nelerin olup bittiğini artık düne göre daha iyi görüyorlar. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; AK Parti’nin etrafını kuşatan bu gecekondu zihniyeti yeni partilere hayat verecek. Belki de hayırlısı budur...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025