Mehmet TIRAŞ
Çayır çimende dörtnala koşan, ayakları sekili anlı akıtmalı, yelelerini rüzgara kaptırmış yılkı atı gibi saçlarını jolelemiş delikanlım, yandaş medyanın televizyon kanallarında sörf yapıyor,gurban olduğumun yarattığı..
Her çıktığı yandaş kanalda bu söylediğimi Türk halkı iyi dinlesin,ilk defa söylüyorum, diye söze başlıyor ama her yeni dediği bir öncekinin tekrarı ve Başbakana biat etme.
Bu değiştim diyen delikanlı geçmişte neler söylemiş bir hatırlatalım.Ama ne sözler dirhemini yiyen it kudurur misali Başbakan’a söyledikleri.
İlk önce Erdoğan ABD emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) kiralık aktörü,diyordu..
Sivil faşist sözünü ilk kullananlardan dı Erdoğan için.
Ardından AKP’ye Yargıtay Cumhuriyet baş savcısı kapatma davası açınca; devlet görevini yapıyor,diye kapatılmasını savundu.
Erdoğan korkağın teki silah alıyor ama silah önemli değil, bir adamda yürek olacak,silahı kim sıkacak, diye sitem etti.
En hızlı ulusalcı ve darbecilerle iş tutan,AB ‘ligine karşı çıkması ve AB’yi emperyalist bir örgüt görmesi,ABD için söyledikleri ise; radikal silahlı sol ve İslamcı örgütlere rahmet okutur.
Gerisini çok merak edenler google de arayıp bulurlar.
Ne olduysa birden cin çarpmış gibi yüz seksen derece adam değişti ve “Erdoğan benim atam ecdadım” demeye başladı.
Gezi direnişinden sonra tam bir Erdoğan’ın fanatiği oldu ama hakkını da telsi edelim Başbakan’a yakınlaştıkça, biat ettikçe de;Başbakan inandırıcı gelmiş olmalı ki,kendi geleceği açısından medya da basamakları da ikişer ikişer atlayarak yükselmeye başladı..
ilk önce Başbakana destek veren bir haber kanalında önemli bir göreve geldi,bu kesmedi Başbakana göbekten bağlı, başka bir televizyon kanalının başına getirildi ve sınırsız-sansürsüz program yapmaya başladı,sözlü olan yetmedi bir de köşe kaptı onun yandaş yazılı gazetesinde de köşe yazarlığına başladı.Burada görevini tam yapmış olacak ki bu delikanlı,Başbakan onu ekonomi baş danışmanlığına getirdi.
Göreve gelir gelmez medya da bu delikanlının dün konuştuğuyla bugünkü konuşmaları ve yazıları internette en çok tıklananlar arasına girdi,adeta başlı başına bir fenomen oldu.
Tabi delikanlı durmadı Erdoğan’a bağımlığını ilan etmek için AKP’nin yeminli yandaş bir kanalında canını ortaya atarak “ ben Başbakan için ölürüm” dedi.
Daha ne desin, Başbakanın korumaları bile bunu demedi.
Bunları bir hatırlatma yapıp insan düşüncesinde değişikliğe uğramaz mı?
Elbette uğrar.
Ben değişmedim diyorsa bir insan o kişi hiçbir iş yapmıyor demektir.
Değişmeyen iki kesim vardır biri deliler diğeri de ölülerdir.
Ama değişiminde bir serüveni vardır;düşüncenizde bir değişiklik yaşıyorsanız bunu kişisel siyasi ikbaliniz,ekonomik ve kariyeriniz açısından garanti altına almaya yöneldiyseniz madara olurusunuz;bu joleli delikanlı gibi.
Eğer bir insan benim tezlerim karşı çıktığım düşünce karşısında çürümeye uğradı ve karşı savda olanları destekliyorum deyip,özel bir arayış içinde değilse bundan doğal bir şey olmaz.. Düşünce değişikliği de kendiliğinden olmaz,bir ö görü veya sosyal analiz sonucu değişime uğra tabi joleli delikanlınınkine benzemiyor bizim anlattığımız.
Tarihte ideolojisinin ve inancın esaretinden kurtulup ta zincirlerini kıran düşünce adamları vardır,kariyerini ve geleceğini düşünmeden,tek başına çoğunluğun üstüne yürüyenler,bireysel hakları savunup, halkların kederi üzerine kendini adamışları yok sayamayız.
Örnek mi?
Mihail Gorbaçov Sovyetler Birliğinin komünist partisi genel sekreteriydi yani SSCB’liğini oluşturan 16 ülkeden oluşan,ABD’nin karşıtı olan devasal süper bir güç olan ülkenin devlet Başkanıydı.
Gorbaçov çıktı ilk önce savunduğu sistemin üstüne konuştu;devletçi sosyalizmin insanları özgürleştirmediğini,toplumsal sorunları çözemediğini,bireyi özgürleştirmediğini,muhalefeti olmayan rejimlerin demokratik olamayacağını savunarak,ilkesel düzeyde bir düşünce attı oraya; hem de bir yol haritası çıkartarak.Ve yer yerinden oynadı..İlk önce sosyalistler ve komünistler kulaklarına inanmadılar hatta Sovyet karşıtı olan solcular bile şaşırdı ama Gorbaçov düşüncelerinin arkasında durarak, zenginleştirerek sürdürdü..Sadece ülkesinde ve sosyalist ülkelerde değil, dünyanın gündemini belirledi; tüm dünya medyası ve akademik çevre Gorbaçov’un düşüncelerini tartışır oldu aylarca.
Gorbaçov’un bu tezi sadece temsil ettiği devletçi sosyalizmi eleştirmekle kalmadı;tüm insanlığın sorunlarının çözüm yolunun demokraside olduğunu söyleyerek;demokraside olan eksikliği iki teziyle zenginlik kattı.Bunun biri glasnost diğer ise Peresroika idi.Türkçesi açıklık ve yeniden yapılanma.
Kimleri Gorbaçov’u sınıfına ve sosyalizme ihanet etti,diye tepkiler gösterdi, kimileri de devletçi sosyalizmin ipini çekti kendi geleceği için dediyse de;yeryüzünün demokratik kamuoyu Gorbaçov’un tezlerine çok önem verdi ve kısa sürede de bu düşünceleri dünyanın dört bir yanında karşılığını gördü.
Gorbaçov’un bu düşünceleri başta kendi ülkesinde ve tüm sosyalist blokta tartışmalara fırsat kalmadan ;kitleler peş peşe insanlar kitlesel olarak sokaklara döküldü;Berlin duvarının yıkılmasıyla bu ülkeler domino taşı gibi devrilmeye başladılar,doğal olarak peşinden de rejim değişiklikleri geldi tabi ki,zaman zaman kanlı çatışmalarda olmadığı diyemeyiz.
Gorbaçov kitlelerin sokağa dökülmeleri karşısında,ben böyle olacağını hiç hesaplamamıştım ama toplum patlamaya hazırmış,diye kısa bir açıklamayla zaman bıraktı kendine yönelik eleştirileri;hatta benim düşüncelerim SBKP de ve politbüro’ da destek gördü;yoksa ben tek başıma bunu nasıl yapardım,diye de bir çağ dönüşümünün zorluklarını da anlatıyordu.Bu satırların yazarı eski bir Komünist Partisi mensubu olarak,devletçi sosyalizmin nasıl ve neden dağıldığı konusunda hala yanıtlanmayan soru işaretleri vardır ama bu ayrı bir yazı konusudur.
Küreselleşme ile de dünya siyah- beyaz kadar fark edilecek anlamda çok büyük bir değişime sürüklendi,üç yüz yıllık ırkçı Güney Afrika yönetimi değişti, vatan haini diye, 27 yıldır ceza evinde yatan Marksist Mandela Güney Afrika’nın devlet başkanı oldu,terör örgütü olarak tanınan Filistin kurtuluş örgütü, ABD’de beyaz sarayda ağırlandı.
Düşüncenin böylesi bir çağ dönüştürmesi ve kapatması macerası vardı ve anlamlıdır da ama Başbakanın ekonomi baş danışmanın serüvenine baktığımızda bir düşünce değişikliği değil, oportünizm de değil,tam bir yağdanlık ve besleme gazetecilik örneği sergiliyor bu zat.
Ama ya Başbakanın bu ekonomi baş danışmanının önceki söylediklerini midesi nasıl kaldırıyor; onu da sorgulamalıyız.Bu soruları soracak bir gazeteci var mı, Başbakana canlı yayında merak ediyoruz.!
Tanrı böylesi insanları yaratmasaydı iyi insanların kıymeti nasıl bilinecekti.
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
22.08.2025
18.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025