Mehmet Y. Yılmaz
MHP Genel Başkanı, İstanbul’un seçilmiş ama koltuğu çalınmak istenen Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beşiktaş – Başakşehir maçına gitmesini şöyle değerlendirdi:
“Mazbatayı stadyuma taşımak, taraflar arasındaki rekabeti siyasi düşmanlığa dönüştürmek için ekilen bir tohumdur. Bundan belediye başkanı olmaz.”
Peki “Devlet Bahçeli’den ne olur” diye sorarsanız, “ne köy, ne kasaba” derim.
Çünkü Devlet Bahçeli, daha iki sene öncesine kadar ağız dolusu hakaretler yağdırdığı, insana bugün “kankam” diyor.
Devlet Bey, Recep Tayyip Bey’e o sözleri Kasımpaşa’da bir kıraathanede söylemiş olsaydı, en hafifinden kafasına bir tavla yerdi, gözü morarmadan da oradan çıkamazdı.
O da şanslıysa tabii.
Ama bunca ağır hakaretten sonra bir tek açıklama yapmadan “kanka olduk, aramızı bozamazlar” diyor.
O zaman mı yanılıyordunuz bugün mü yanılıyorsunuz? Bu sorunun yanıtını ve gerekçesini en azından parti üyelerine açıklamak zorunda değil misiniz?
İmamoğlu’nun avukatı değilim elbette, kendi yanıtını kendisi verir.
Ama bunca yılın siyasetçisine, seçilmiş bir kişi hakkında böyle konuşmak yakışıyor mu?
Yoksa Devlet Bey’in bugünkü kankalık ilişkilerine bakarak, “yakında İmamoğlu ile de kanka olur, kime küfür ederse bir süre sonra onun değerli olduğunu anlıyor” mu demeliyiz?
***
“Tek parti zihniyeti”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatipliler Derneği’nin Genel Kurulu’nda konuştu.
“İmam Hatipli de Galatasaraylı da benim evladım” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın arada bir böyle hepimizin gönlünü alacak sözler söylediği oluyor. Gerçi bir süre sonra o söylediklerini unutuyor ama olsun. Ancak şunu söylemeliyim ki bu sefer “bir süre”, konuşması bitene kadar bile sürmedi.
Cumhurbaşkanı biliyorsunuz konuşma yeteneğiyle kitleleri etkiliyor ama en az kitleleri etkilediği kadar kendisini de etkiliyor.
“Kendi sesinin gazına geliyor” da diyebiliriz.
Nitekim Cumhurbaşkanı, “İmam – Hatip de okuyan da Galatasaray Lisesi’nde Kabataş Lisesi’nde okuyan da evladımdır. Bu zaten aldığımız terbiyenin de gereğidir” dedi, noktayı koydu ve devam etti:
“İmam hatip ailesi, öğrencinin ailesinden başlayarak hayatın her anında gece gündüz çalışarak bir dava adamlarının mücadelesi ile bugünlere gelmiştir. Türkiye’nin tek parti devrinin hastalıklı zihniyetinden kısmen de olsa kurtulabildiyse imam hatipliler etrafında yürütülen mücadele sayesindedir. Sizden istediğim kutlu dava mücadelesini asla unutmamanız.”
Hoppalaaa!
Devlet eliyle “dava adamı yetiştirmek”, aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı’nın söz ettiği “hastalıklı zihniyet” dönemlerine özgü.
Çin’den, Sovyetler Birliği’ne; Nazi Almanya’sından, İtalyan Faşizmine kadar geniş bir tarih aralığında bunu deneyen tek partiler oldu.
Türkiye’de de üstü örtülü bir tek parti rejimi hüküm sürüyor.
Ve bu rejimin İslamcı – otoriter özelliği gereği, “dava adamı yetiştirme” işi imam hatipler üzerinden yürütülüyor.
Nitekim 2019 Yatırım programında162 yeni imam hatip lisesi inşaatı var. 151 Anadolu lisesi planlaması yapılırken, fen lisesi sayısı 9’da kaldı. İmam hatiplere ayrılan yatırım bütçesi, fen liselerinden 15 kat fazla.
İmam hatipler için 2019’da 460 milyon yatırım yapılacakken, fen liseleri için yatırım planı 30 milyon TL.
AKP’nin iktidardaki 16. Yılının sonuna geldiğimizde Türkiye’deki 61 ilde imam hatip lisesi sayısı, Anadolu Lisesi sayısını geçmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı yatırım programına göre artık nüfusu 10 binin altında olan ilçelerde meslek lisesi ve Anadolu liseleri açılmayacak. Nüfusu 50 binin altında olan ilçelerde güzel sanatlar ve fen liseleri açılmayacak. Nüfusu 10 binin altında olan ilçelerde sadece imam hatip lisesi açılabilecek.
Bu 191 ilçede öğrenciler için tek seçeneğin sadece imam hatip lisesi olması anlamına geliyor.
Böylece eğitim sistemimizin dini temeller üzerine oturtulması planı tıkır tıkır işliyor.
AKP iktidarı, kendi ideolojisini topluma benimsetmek ve yerleştirmek için eğitim bakanlığının olanaklarını sonuna kadar kullanıyor.
Dini eğitimin amacı sorgulayan birey yerine, biat eden birey yetiştirmek.
AKP’nin eğitim politikasının da bir tek amacı var: Toplumu, Sünni İslam’a göre biçimlendirmek.
Ama onu bile doğru dürüst yapamıyorlar.
İmam hatiplerdeki eğitim düzeyi çok düşük, üniversite giriş sınavlarında dökülüyorlar. Bu nedenle veliler çocuklarını zorunlu kalmadıkça imam hatiplere göndermek de istemiyorlar. Bu yüzden imam hatiplerin kapasitesi hala tam olarak doldurulabilmiş değil.
***
Rejim, temel karakterini saklayamıyor
Gazeteci – iktisatçı Mustafa Sönmez gece yarısı (saat 3.50’de) evi basılarak göz altına alındı ve 7 – 8 saat kadar gözaltında tutulduktan sonra salıverildi.
Gözaltına alınma gerekçesi Beşiktaş maçı sırasında taraftarların slogan atan görüntülerini yayınlaması ve bazı sosyal medya paylaşımları.
Bunlarla Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyormuş, onunla da kalmıyor, halkı kin ve düşmanlığa sevk ediyormuş.
Beğenmedikleri her fikrin ardında “Cumhurbaşkanına hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik aramak” bu rejimin savcılarının belirgin bir özelliği.
Yakın bir gelecekte Türkiye, bu nedenle AİHM tarafından çok tazminat ödemeye mecbur bırakılacak, orası da kesin. Belki oraya kadar gitmeden cezayı Anayasa Mahkemesi kesecek.
Her neyse, Mustafa Sönmez ile ilgili kararı mahkeme verecek.
Mahkemeden önce, cezalandırmaya yönelik davranışlar, yani polis ve savcının el ele vererek bir vatandaşı sabahın köründe karakola çekmesi gibi tutumlar hukuk dışı uygulamalardır.
Buna elbette kanunlarda bir kılıf bulabilirler ama kanuni olan, her zaman hukuki olmayabiliyor.
Başsavcılık, “Mustafa Sönmez, neden gece yarısı evi basılarak Emniyet’e götürüldü?” sorusuna açık ve tatmin edici bir yanıt vermelidir.
Savcı Bey bir zahmet telefon açıp, “Pazartesi günü saat 9’da gel, ifadeni alacağım” deseydi, gider ifadesini verirdi. Yeri belli, yurdu belli.
Vatandaşlar arasında siyasi görüşlerine göre ayrım yapmak, normal bir rejimde savcıların işi değildir.
Savcılar böyle yapıyorlarsa, rejim normallikten artık uzaklaşmış, otoriter karakterini saklayamaz hale gelmiş demektir.
Sönmez ile aynı suç iddiasıyla, “halkı kin ve düşmanlığa sevk ediyor” diye soruşturduğunuz örgütlü suç hükümlüsünün evine gece yarısı polis gönderebildiniz mi?
Gece yarısı böyle uyduruk suçlamalarla insanları gözaltına almanın nedenini biliyoruz:
Korku yaratmak, muhalif fikirleri olanları sindirmek!
Otoriter rejimlerin hep yapageldiği gibi!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024