Mehmet Y. Yılmaz
Boykot çağrılarını paylaşan 16 kişi hakkında göz altı kararı verildi, 11’i gözaltına alındı.
Bu yazıyı yazdığım saatteki “skor” buydu.
İstediğiniz kadar boykot talep etmek suç değil deyin, Anayasa Mahkemesi kararını filan tekrarlayın, boş.
İçişleri Bakanı’nın çağrıyı “ekonomik bağımsızlığımıza yönelik darbe girişimi” diye yorumlayışına bakarsanız bu sayının artması mümkün.
İçinde yaşadığımız rejimin karakteri de zaten bu.
Yasalara göre suç olmayan bir eylem nedeniyle birilerine eziyet edilecek, daha fazlası şimdilik ellerinden gelmiyor çünkü.
Sosyal medyada boykot çağrısı ile ilgili paylaşımları tekrarlayanların kaç kişi olduklarını bilemiyorum.
Benim küçük takip listemde bile bu sayının altı yedi misli paylaşım sahibi var.
Toplam sayıyı bilemiyorum dedim ama ben diyeyim 100 bin siz deyin 500 bin.
Belli ki herkesi gözaltına alacak sayıda polisleri, tıkacak nezarethaneleri filan olmadığı için kafalarına göre bir seçim yapmışlar.
Bir-iki oyuncu, bir tutam fenomen, azıcık emekli, çokça öğrenci olsun gibisinden bir bileşim yaratmışlar.
Savcılığın işi de zor tabii.
On binlerce boykot paylaşımcısından hangi birini seçeceklerine nasıl karar verecekler?
Acaba bir kanun mu çıkarsalar: Bundan sonra gözaltına alınacakların yüzde 35’i kadın, yüzde 2’si çok tanınmış sanatçı, yüzde 8’i az tanınmış sanatçı, yüzde 3 üniversite hocası, yüzde 9 ev kadını olacak gibisinden bir kanun!
Ya da bir “gözaltına alınacak kişiler havuzu” oluşturup, o havuzdan bilgisayar destekli kura yöntemiyle yapılacak çekilişle mi gözaltına alınacakları seçseler?
Tabii ne yaparlarsa yapsınlar, sonuç olarak belli bir sayıyı geçebilmeleri mümkün değil.
Hem polis sayısının kısıtlı olması hem de nezarethane olanaklarının yetersizliği rejimin bu konuda elini kolunu bağlıyor olmalı.
Yoksa mesela Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı için imza veren 15 milyon kişiyi içeri tıkmayı elbette isterler ama ne yapsınlar, memleketin imkânları bu kadar.
Rejimin temel sorunu da esasen bu.
Kaç kişiyi içeri tıkabilirsiniz?
Milleti artık korkutup, susturma dönemi geçti.
Çünkü korkutarak susturmanın da bir sınırı var.
Fetullahçılarla birlikte iş tuttukları günlerden itibaren bu işi o kadar abarttılar ki hepimizin derisi kayış gibi oldu, kimse korkmuyor.
Yetersiz de olsa, otokratik yönetimi dengeleyecek mekanizmaları olmasa da demokrasinin sonucu bu.
Azıcık bile olsa muktediri ürkütmeye yetiyor ve bir dereceye kadar elini kolunu bağlıyor.
Onun için bu rejim hızla bir kavşağa yaklaşıyor.
Kavşağın bir tarafı Esad türü rejimlere çıkıyor.
Baktın gaz sıkarak, cop vurarak olmuyor, sallıyorsun varil bombalarını milletin üstüne.
Bunun ağır sonuçları var tabii.
Çünkü sonunda emek emek biriktirdiğin parayı harcayacak ülke de kalmıyor elde.
Sokaklara paramiliter güçlerini salıp, susturmaya kalksan onun da maliyeti var ve millet çok acı çekse de o maliyet eninde sonunda iktidar tarafından ödeniyor.
Ne yaparsan yap, eşkıyalıkla dünyaya hâkîm olunamıyor.
Ya da durup bir nefes almak ve “ben ne yaptım da bu işi bu noktaya getirdim” diye düşünmek var.
Bu tür rejimlerin en zor karar anı yani.
Memleketimiz siyasal İslamcılarının “pragmatik” oldukları söylenir.
Benim kişisel gözlemim şu ki bu pragmatizm daha çok küçük hesaplarla ilgili oluyor.
Bu konuda işe yarayacağını sanmıyorum.
Gördüğüm o ki seçime kadar böyle gideceğiz.
Rejimin, muhalefete karşı uyguladığı şiddet, dalgalı bir seyir izleyecek ama hiç bitmeyecek.
Çünkü o eşik aşıldı.
Bundan sonra “durmayalım, düşeriz” telaşıyla geçecek ama o sandık sonunda milletin önüne geldiğinde bütün bunların bir bedelinin olduğunu göreceğiz.
Beni düşündüren şey muktedirin de bunu bizim kadar biliyor olması.
O sandığın milletin önüne bir daha hiç getirilmemesi aklından geçiyor mudur dersiniz?
* * *
Bahçeli’nin sağlığından müjdeli haber
Bahçeli, taraftarlarına her gün kahve içmesi, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi masalarından eksik etmemesi için çağrı yapsın. Hem son Türk devletinin milli güvenlik sorununun önüne geçilmiş olur, hem de iyi beslenen o camianın ömrü uzar |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli
Devlet Bahçeli’nin sağlığı mükemmel bir hızla düzeliyor. Geçen günkü yüreklere su serpen açıklamasının ardından dün de eski sağlıklı günlerini hatırlatan bir çıkış yaptı.
Boykotun bir “milli güvenlik tehdidi” olduğunu söyledi.
Yani rejimin küçük ortağına bakarsanız Türkiye tam anlamıyla bir hasta adam.
300 bin gofret satılmadan raflarda kaldı diye milli güvenliği tehlike altına giren, kim bilir belki de satın alınmayan gofret sayısı 500 bine çıksa Yunanistan tarafından işgal edilecek bir ülke!
Düşünün artık, Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeyi 23 yıldır nasıl yönetmiş ve ne hale getirmiş ki raflarda kalan püskevitler bile ülkeyi göçüp gitmenin eşiğine getiriyor!
Benim Bahçeli’ye önerim, taraftarlarına haber salsın: Her bir destekçisi bundan sonra her gün beş gofret alsın, yesin. Her biri mutlaka Espressolob’a gitsin, en azından birer latte içsin.
AKP’liler de onlara katılırsa daha da iyi sonuç almaları mümkün.
Eti, sütü, sebzeyi, meyveyi masalarından eksik etmesinler.
Çünkü kendi iddialarına göre Türkiye’de sayıları çok olanlar onlar.
Azınlık dedikleri insanların boykot edip tüketmediklerini, onlar tüketsinler.
Her biri tüketimini üçte bir oranında arttırsa hem son Türk devletinin milli güvenlik sorununun önüne geçilmiş olur, hem de iyi beslenen o camianın ömrü uzar.
Boykotçuların da zaten açlıktan kadidi çıkar, sandıkları okulların yüksek katlarına koyarsanız çıkacak takatleri olmaz, seçim de çantada keklik olur.
Tabii küçük bir sorun var ki milletin önemli bölümü zaten parasızlıktan bu mallara mecburen boykot uyguluyor.
Etin tadını unutanlar parti kursalar, TBMM’yi tek başlarına doldurabilirler.
Acaba Erdoğan’ın ekonomiyi bu hale getirip, milletin alım gücünü düşürerek doğal boykotçu yapmasının nedeni, GOP Eş Başkanı olmasının ona yüklediği gizli bir sorumluluk muydu?
Amaç Türkiye’yi güçsüz düşürüp, parçalamak mıydı?
Komplo teorilerine inanmam, bu hesapları Devlet Bey daha iyi bilir: 2 ile 7’yi çarparsan, 14 eder, 1 + 4, 5 sonucunu verir. 5’ten 3 çıkarınca 2 Nisan tarihine ulaşırsın. Bütün bunların hiç mi anlamı yok ey ahali!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024