Mehveş EVİN
Uzun süredir seçimler adil, şeffaf, güvenilir ortamda yapılmadığı için yerel seçimlerde AKMHP kaybetse dahi zafer ilan edeceğine, bir ‘yol’ bulacağına dair kanı yaygındı... Sonuçlara itiraz ederek, kazandık konuşmaları yaparak ve veri paylaşmayarak süreci geciktirmeye çalışsalar da artık geç.
31 Mart seçim sonuçları, devletin tüm gücünü elinde bulunduran, kendi çıkarına kullanarak, korkutarak oy isteyeniktidara rağmen kazanılabileceğini gösterdi. İşte en büyük kazanım bu.
Başta CHP olmak üzere muhalefet, bu defa meseleyi ciddiye aldığını kanıtladı. Özellikle AKP’nin on yıllardır yönettiği büyükşehirleri almak, başkan adayların örgütlü, yoğun ve doğru isimlerle çalışmasının meyvesidir.
Seçmenin güvenini tazelemek, muhalefetin tüm baskı ve yıldırmalara rağmen başarabileceğine inandırmak, en önemlisiydi:
Canla başla çalışmanın, hemen moral bozmamanın, sandıkların başında görevli bulundurmanın ve terk etmemenin ne kadar kritik ve demokrasi için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha idrak ettik.
CHP adaylarının, özellikle Ekrem İmamoğlu’nun seçim gecesi iletişimi koparmaması, düzenli olarak basını bilgilendirmesi ve sandık başında durulması çağrısı yapması, bir siyasetçide olması gereken, aranan tavırdı.
Ötesinde, İmamoğlu’nda soğukkanlılık, nezaket, hitap becerisi ve özgüveni gördü İstanbullular.
KRİZDEN ZİYADE NEFRET SÖYLEMİNE TEPKİ
CHP’nin yerel seçim politikasını genel olarak eleştirdim, “seni seviyorum” kampanyasını zayıf, hatta komikbulmuştum. Devamlı saldıran, iftira atan, tehdit eden siyasetin karşısında aynı dili kullanmadan da cevap verilmesi gerektiğine hâlâ inanıyorum.
Sevgi kelebekliği seçim sonuçlarına ne kadar etki etti bilemiyoruz, ancak temel nezaket kurallarının dışına çıkmama, saldırganlaşmama tavrının seçmende karşılık bulduğu aşikâr...
Yerel seçimde AKP’nin gerilemesi, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirleri kaybetmesindeekonomik krizin etkisi var şüphesiz.
Ancak 31 Mart sonuçlarını, daha ziyade yürütülen nefret söylemine ve yerel yönetimlerdeki yolsuzluklarakarşı tepkinin birikimi olarak değerlendiriyorum. Dikkat edin, 2017 referandum sonuçlarıyla uyuşan bir durum söz konusu.
Referandumda “hayır” diyen yani CB sistemini onaylamayan büyükşehirler şöyleydi: İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir, Hatay, İzmir, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Tekirdağ ve Van... Bu şehirlerde yine muhalefet güçleri kazandı.
AKP’nin ittifak yapmadığı 20 ilden yedisini partneri MHP’ye kaptırması, herhalde Erdoğan’ı en çok şaşırtan sonuçlardan oldu.
CB Erdoğan da, Bahçeli de seçim gecesi yaptıkları açıklamalarla beka söyleminin ardında durdu. Evet,kazanılan belediye sayısı açısından (AKP 39+ MHP 11=50) Cumhur ittifakı başarılı. Ancak en büyük hedef büyükşehirler ve kayyımla yönetilen şehirleri seçimle kazanmaktı. Olmadı.
HDP’NİN FARK YARATAN STRATEJİSİ
İlginçtir, Erdoğan, 22.00’da yaptığı açıklamada “Bu sonuçlar Kürt kardeşlerimizin iradelerini ne terör örgütüne ne de terör örgütünü arkalarına alarak ortaya çıkanlara teslim etmeyeceğini göstermiştir” ifadesini kullandı.
Oysa kast ettiği HDP, kast ettiği bölgede hemen her yeri kayyımlardan geri almıştı... Muş’ta oy sayımı tartışması sürecek gibi, Şırnak merkez ise bir nevi garnizona dönüştü.
Seçim stratejisiyle gerçekten büyük fark yaratan bir parti varsa, o da HDP. Batıdaki büyükşehirlerde aday göstermeme ve kayyımla yönetilen illeri, ilçeleri büyük oranda, hatta kimi yerde 2014’e göre oyunu artırarak alması, herhalde tüm siyasetçilere verilen en önemli mesaj.
Kürtler büyük yoksunluk, baskı ve tehdide rağmen iradesini bir kez daha net olarak ortaya koydu. Benzer şekilde büyükşehirlerde Millet İttifakı adaylarının aradan sıyrılması, yine HDP seçmeninin oylarıyla mümkün oldu.
Selahattin Demirtaş’ın çağrısı önemliydi, kendi dahil nice HDP’li, BDP’li siyasetçinin tutuklu olmasına duyulan tepki sandıklara işte böyle yansıdı.
Sevinmeyi, umutlanmayı özledik ve evet, bu seçim halkın demokrasiden vazgeçmeyeceğini gösterdi. Ancak belli ki hiçbir şey kolay, kendiliğinden olmayacak.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
9.09.2025
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023