Merve Şebnem Oruç
ABD Fethullah Gülen'in iadesi konusunda topu taca atmaya, Türkiye ise bu konudaki net tavrını sürdürmeye devam ediyor.
15 Temmuz'a kadar Washington güdümündeki Amerikan medyası, kendi kamuoyuna Gülen'in iadesinin sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istendiğini iddia etmekteydi. ABD medyasında sıklıkla iade talebi ardında yatan nedenin 'Batı müttefiki iyi Gülen' ve 'Batı düşmanı kötü Erdoğan' arasındaki siyasi motivasyonlu bir çekişme olduğu resmediliyordu. Hatta NY Times gibi gazetelerde çok kez bu konuda baş yazılar yazıldı ve ABD yönetimine Gülen'in asla iade edilmemesi telkininde bulunuldu.
Darbe girişimi sonrası aynı medya, toplumda Gülen'in iadesi yönünde dışa vuran ısrarı yok sayıp, bu talebin 'Erdoğan'a yaranmaya çalışan siyaset ve medya çevrelerinden' geldiğini savunmaya çalıştı. Türk halkının söz konusu darbenin ardında Gülen'in olduğuna ve geri iade edilmesi gerektiğine dair kesin kanaati dil bariyerlerini de aşıp dünyaya ulaştığında, bazıları bu kez 'Türkiye'de yükselen anti-Amerikancılık' vurgularıyla Türkiye toplumunu da karşılarına almaya cüret edebildi.
Washington ise, Gülen'in iadesi konusunda 'yeterli delil' ısrarını sürdürürken, son olarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin ayrı bir konu, iade meselesininse ayrı bir konu olduğunu dile getirdi. Ancak Ankara'nın bu konudaki tavrı net. Başbakan Binali Yıldırım da dün “ABD ile Gülen'in teslim edilmesinden başka bir uzlaşmamız olamaz. ABD bunu geçiştiremez,” diyerek devletin pozisyonunu bir kez daha ortaya koydu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da, Gülen'in tedbiren tutuklanması için ABD'ye bir yazı gönderdi. Yani Gülen meselesi topyekûn Türkiye'nin kırmızı çizgisi.
TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast, Meclis'i ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs, kamu malına zarar verme, yaralama, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle planlayarak öldürme, infialle öldürme, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi suçlardan soruşturulan Gülen'e 15 Temmuz öncesinde de suç örgütü kurma, devlet mekanizmasını etkisiz hale getirme, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, iftira, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, zimmet, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme gibi suçlar yöneltilmişti. Türkiye ve ABD arasındaki 1979 Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması, bu denli ciddi suçların yöneltildiği kişilerin iadesini, bu anlaşmanın 10. Maddesi de iadeyi gerçekleştirecek ülkenin söz konusu kişiyi geçici olarak tutuklamasını gerektiriyor. Suç, zanlı tarafından iadeyi talep eden ülkenin sınırları dışında işlenmiş olsa bile, iadeyi gerçekleştirecek tarafın yasaları benzer koşullarda işlenmiş aynı suçun cezalandırılmasını öngörüyorsa, bu iade gerçekleştirilmek durumunda. Gülen'in işlediği suçların biri bile, ABD'de işlenmesi durumunda cezalandırılacak nitelikteyken, topu taca atmak ABD'yi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü değil, salt suçluyu koruyormuş gibi gösteriyor.
Aynı anlaşmaya göre, eğer suç, siyasi nitelikte bir suç sayılırsa veya iade talebinin iletildiği tarafta, kişinin siyasi görüşleri nedeniyle cezalandırılmak istendiği kanaati oluşursa, iade talebi reddedilebilir. Ki zaten, 'Gülen'in muhalif fikirleri dolayısıyla iadesinin istendiği, Erdoğan'ın Gülen'e karşı tavrının otoriterliğinden kaynaklandığı, Türkiye'nin giderek demokrasiden uzaklaştığı' şeklindeki yalan yanlış çeşitli iddiaların bir sepete konarak uzun zamandır köpürtülmesinin nedenlerinden biri de bu mesele. Ancak... Bir Devlet Başkanına veya Hükümet Başkanına, veya aile üyelerinden birine karşı işlenmiş ya da işlenmeye teşebbüs edilmiş suçlar, bu anlaşmaya göre bile, siyasi nitelikte suç sayılmıyor. Gülen'in kurduğu ve yönettiği örgütün Erdoğan'ın canına kast ettiği, darbecilerin 15 Temmuz gecesi Erdoğan'ın yanı sıra Binali Yıldırım'ın içinde bulunduğu araca da silahlı saldırı düzenlediği ortada. Anlaşma metninde açıkça belirtilen bu durum, değil Türkiye ve ABD, herhangi iki ülke arasında ilişkileri ciddi anlamda zedeleyebilecek nitelikte.
Lakin daha da ötesi, yine aynı anlaşmaya göre, son karar mercii, ne yargıçlar ne de Adalet Bakanlıkları; nihai kararı veren Dış İşleri Bakanlığı. Yani her iki ülke açısından da iade konusu, hukuki değil dış politikayı ilgilendiren bir mesele; ve ABD, Gülen'i iade edip etmeme kararını hukuka göre değil, her şeyin üstünde tuttuğu, hatta asla toz kondurmadığı hukukun bile üzerine yerleştirdiği ulusal çıkarlarına göre verecek. Bu ulusal çıkarlar, ABD için Guantanamo gibi hapishaneleri, CIA'e verilen işkenceyle sorgulama yetkilerini bile meşrulaştırmışken, Gülen'in iadesi konusunda koparılan insan hakları ve demokrasi yaygarası, işkence ihtimali iftiraları ve meseleyi siyasi bir çekişme imiş gibi gösterme çabaları, kimse kusura bakmasın, komik oluyor.
Amerikan yönetimi, müttefikinin Gülen mi yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi olduğuna bir an önce karar vermek zorunda. Bu işi geçiştirdiği veya Gülen'i iade etmediği müddetçe Türk halkının darbe girişiminin ardında ABD'nin olduğu ve FETÖ'yü ABD'nin kurduğu yönündeki kanaati perçinlenecek. Gülen tutuklanmayıp orada serbestçe yaşamını ve faaliyetlerini sürdürdüğü müddetçe bu kanaat daha da güçlenecek. Eğer Gülen ABD sınırları içinde iken ölürse, ölüm her ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin, onu ABD'nin ortadan kaldırdığı fikri Türkiye'nin kanıksamakta hiç de zorlanmayacağı bir fikir olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018