Merve Şebnem Oruç
3 Kasım Cuma günü Hamaney’in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, Lübnan’daydı ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri de görüştüğü isimler arasındaydı. Hariri ertesi gün Riyad’da istifası etti; babası Refik Hariri gibi suikasta uğramaktan korktuğunu söyleyerek Hizbullah’ı ve İran’ı suçladı. Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun ülkeye dönmeden Hariri’nin istifasını kabul etmeyeceğini söylerken Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, istifanın “Suudiler tarafından dayatıldığını” iddia etti. Suudi yetkilileri Lübnan’dan gelen açıklamaları “savaş ilanı” olarak nitelerken, misillemeleriyle bilinen Hizbullah çevreleri şimdilik sadece “Başbakanımızı geri istiyoruz” demekle yetindi.
Aynı günün akşamı Suudi Arabistan “yolsuzluk operasyonu”yla gündeme otururken, Suudi yetkililerce Yemen’den Riyad’a İran yapımı balistik füze atıldığı iddia edildi. Yemenli Husilerden bir sözcü El Cezire’ye “800 km’den fazla menzile sahip İran menşeli Scud tipi Burkan 2-H füzesini ateşlediklerini” söyleyerek saldırıyı üstlendi. Bu gelişmeler “acaba Suudi Arabistan-İsrail ve İran-Hizbullah eksenli yeni bir sıcak çatışma kapıda mı?” sorusunu beraberinde getirdi. Peki kim bölgede yeni bir savaş istiyor? Ve kim yeni bir savaşı kaldırabilir?
Suudi Arabistan İran’a karşı agresifliğini gitgide artırıyor olsa da, ülkenin İran’la savaş ilan etmesi pek mümkün değil. Doğruya doğru, Suudi Arabistan bölgede en çok silah satımı yapan ülke ancak Yemen’de İran destekli Husilere karşı başlattıkları savaş dahi bir fiyaskoya dönüşmüş durumda. Suudilerin aynı anda iki cephede savaşacak askeri kapasiteleri olmadığını bildiğimizden geçtiğimiz yıllarda “Suriye’ye müdahale etme”, “300 bin asker gönderme” ve bunun için “İslam Ordusu kurma” vb. iddialarını gerçekçi bulmamış; bunda haklı çıkmıştık. Suudilerin bugün de İran’la doğrudan ya da Lübnan’da Hizbullah üzerinden dolaylı olarak savaşa girmesi, kendilerine kazançtan çok kayıp getirir. Körfez ülkelerinden destek arasa da, en büyük askeri desteği alabileceği Mısır’dan aksi yönde açıklama geldi bile. Abdülfettah Sisi CNBC’ye verdiği röportajda, “Bölgenin daha fazla kaosu kaldırmayacağını” ifade ederek Hizbullah-Suudi Arabistan sıcak çatışmasından kaçınmak gerektiğini söyledi. Ekonomik ve siyasi çalkantının ortasında 2018’de yeniden Cumhurbaşkanlığı seçimine gidecek olan Sisi, Irak ve Suriye’de yolun sonunu gören DAEŞ artıklarının Libya’ya da Mısır’ın Sina bölgesine yerleşmesi tehlikesi nedeniyle muhtemelen Mısır’ın daha fazlasını kaldıramayacağını düşünüyor olabilir ve bu doğrudur. Dolayısıyla Suudi liderliğindeki Körfez şimdilik Lübnan’a yönelik bir savaş başlatmaktan kaçınabilir, baskıyı artırmak için Katar’a uyguladıklarına benzer bir ambargo uygulayabilir. Ancak iki yıl önce Lübnan Ordusu’na ve emniyet teşkilatına yaptıkları yardımları kesme ve yenilerini durdurma kararı alan Suudilerin bu tavrı, Hizbullah’ın gücünü zirveye çıkarmasına sebep oldu; siyasi ve ekonomik ilişkilerin tamamen kesilmesi, Lübnan tamamıyla İran’ın eline teslim etmek anlamına gelir.
Öte yandan altı yıldır Suriye’de Esad rejiminin yanında savaşan Hizbullah, İsrail’in tedirginliğini artıracak şekilde bölgede etkisini artırdı ama Suriye’de çok sayıda savaşçısı öldü ve yaralandı. İddialar Hizbullah’ın eski gücünün en az dörtte birini kaybettiği yönünde. Her ne kadar her gün saflarına yeni savaşçılar katıyor olsa da, Lübnan’da yaşanacak bir savaş Hizbullah güçlerinin eve dönerek Suriye’den çekilmesi anlamına gelir. Ne evde yaşanacak bir çatışmaya ne de Suriye’den çıkmaya hazır olan Hizbullah, bu yüzden Suudi Arabistan’ın sert sözlerine misilleme yapmak yerine, “Başbakanımızı geri verin,” demekle yetiniyor.
Esad rejimine Suriye savaşının başından beri destek veren ve Suriye’de çok sayıda asker kaybeden İran ise, rejimin düşmemesini başardı ama Ruslar sahaya inene kadar ibrenin yönünü tersine çeviremedi. Rusya savaşa doğrudan katılınca da uğruna onlarca general kaybettiği Suriye’de nüfuzu azaldı; ikinci plana düştü. Obama’nın ikinci döneminde bölgede etkisini artırıp yayılmış olsa da, düşmanlarının sayısını da bir o kadar artırdı. Şimdi İsrail ve Suudi Arabistan kadar Trump yönetimi de İran’ın baskılanması taraftarı. İran’ın bu kadar çok düşmanı varken yeni bir sıcak savaşa girmesi kazanımlarını riske etmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, Pentagon’un önceliği hala Suriye ve Irak iken İsrail’in Gazze’yle uğraşmasını tercih edebilir. Hamas’la arasına Suriye İç Savaşı nedeniyle mesafe girdiğinde İslami Cihad’ı güçlendiren İran, bugünlerde yeni Hamas yönetimiyle ilişki tazeliyor. Gazze’de yeni bir çatışmaya gücü olmadığı için Fetih’le anlaşan Hamas delegeleri Tahran’dayken Mahmut Abbas’ın da Riyad’a çağrılması Gazze Şeridi’ne daha dikkatli bakmayı gerektiriyor. İsrail on gün önce Gazze Şeridi’nde bir tüneli havaya uçurdu; şimdilik ne Hamas’tan ne de İslami Cihad’dan İsrail’e yönelik bir misilleme gelmedi ancak bu sessizliğin süreceği anlamına gelmiyor.
Trump’ın gelişiyle ABD ile eski günlerine döneceğini düşünen İsrailise, şimdilik Rusya üzerinden Hizbullah’ı Suriye’de kontrol altında tutuyor ancak bu Hizbullah’ın daha fazla güçlenmesine göz yumacağını göstermiyor. Şam’ı ve Suriye’deki Hizbullah hedeflerini sık sık bombalayan İsrail, aynı zamanda Gazze’de de Hamas’ın gücünü kırmayı başarmış durumda. Fetih-Hamas anlaşmasını desteklemediğini söylese de, Mısır’ın garantörlüğünde Gazze Şeridi’nin kontrolünün Abbas hükümetine bırakılması anlamına gelen anlaşma, İsrail için on yıl sonra gelen bir zafer demek. Bu hafta yedi ülkenin katılımıyla son yılların en büyük askeri tatbikatını gerçekleştiren İsrail’in, sınırları çevresindeki hazırlıkları ve tüm bölgede arkada izini bıraktığı siyasi hamleleriyle, yeni bir savaşa hazırlandığı söylenebilir. Bunun hedefinde İran, merkezinde ise Lübnan var. Ancak tanıdığımız ve bildiğimiz İsrail, en ölümcül darbeyi vurabilmek için Batı’dan isteyeceği desteği ikiletmeksizin alabileceği zamanı bekleyecektir. AB, İran’la nükleer anlaşmayı sürdürme niyetini hala taşırken, ABD’de İran’a baskıyı artırmaya karşı olan sesler hala tam olarak susturulamamışken, buna henüz vakit var gibi görünüyor. Ama kıvılcım dinamite bu kadar yaklaşmışken 2018’de böyle bir tablo kaçınılmaz gibi.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018