Mesut YEĞEN
Milli ve yerli rejim ebedileşmezse de kalıcılaşıp, uzun bir zaman daha canımızı sıkabilir gibi görünüyor. Özellikle de muhalif mahfillerin, muhalefet partilerinin seçim sonrasındaki hallerine bakınca. Seçim sonrası halleri, muhalif çevrelerin ve muhalefet partilerinin beş yıl uzatma alan milli ve yerli rejimin kalıcılaşması için ellerinden geleni esirgemeyeceklerini gösteriyor.
Muhalif mahfillerin bir kısmının, muhalefet partilerinden de esas olarak CHP’nin geride kalan seçimlere dair değerlendirmeleri giderek iki ana önermeye sıkışacak gibi görünüyor: 1. Aslında fena değildik, 2. Burası böyle, buradan bir halt olmaz. Bu iki değerlendirmeden ilkine göre, seçimleri kazanamamış olsa da, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 48 oy alması hiç fena bir sonuç değil; çünkü daha önce Erdoğan karşısında hiç kimse bu kadar yüksek bir oy alamadığı gibi CHP tarihinde de bu kadar büyük seçmen desteğine erişmiş bir genel başkan yok. İkinci değerlendirmeye göreyse, çoğunluk sağcı ya da muhafazakâr olduğundan ya da seçimler adil ve demokratik olmadığından Türkiye’de demokrasi isteyenlerin seçim kazanması mümkün değil.
Türkiye’nin şaşırma yetisini körelten bir yer olduğuna, artık hiç bir şeye şaşırmamak gerektiğine kani olmakla beraber, bu iki değerlendirme karşısında şaşkınlığa düşmekten kendimi alamıyorum. Şaşırmama yol açan, bu iki değerlendirmenin içeriğinden çok müellifleri. Görebildiğim kadarıyla neredeyse bir sene öncesinden başlayarak 2023 seçimlerinin muhalefet tarafından kazanılmasının kati olduğunu, adayın vs. önemli olmadığını, Erdoğan’ın artık siyasi bir mevta olduğunu söyleyenlerin epey bir kısmı seçimlerde alınan sonucu ya fena bulmamaya başlamış ya da Türkiye’den bir halt olmayacağını düşünmeye. Şaşırmama yol açan bu. Daha dün, “seçimler o adayla ya da bu yöntemle kazanılmaz” diyenleri septiklikle, bozgunculukla, birilerinin payandası olmakla itham edenlerin epey bir kısmı sonuçların aslında o kadar kötü olmadığına ya da Türkiye’ye demokrasinin asla gelmeyeceğine kani olmuş.
Kimin ne düşündüğüne, kimin neye kani olduğuna edecek bir lafım yok. Lakin, bu sinik düşüncenin muhalefet partilerini yönetenlere, karar alıcılara sirayet etmesinden ciddi manada endişe duyduğumu itiraf etmek zorundayım. Şundan: Başta CHP’dekiler olmak üzere muhalefet mahfillerinin karar alıcıları, içine yerleştikleri dar statüko değişmesin diye olsa gerek bu sinik düşünceyi benimseyip çoğaltma eğiliminde ve lakin bu eğilim milli ve yerli rejimimizin ebedileşmesine, ebedileşmezse de kalıcılaşmasına yataklık edebilir. Niyesini açıklamaya çalışayım. Ama öncelikle “seçim sonuçları aslında o kadar da kötü değil” ya da “seçimleri muhalefetin kazanması zaten imkânsızdı” türünden sinikliklere dair toptan bir-iki laf etmek isterim.
Kestirmeden söyleyeyim: Bu milli ve yerli rejimi yolundan çevirmek 2023’te zaten mümkündü ama aslında çok öncesinde de öyleydi. Hatta, siyasi aktörler zamanında uygun adımları atsaydı bu milli ve yerli rejime hiç düşmeyebilirdik bile. Mesela, 2015 Haziran seçimlerinden sonra PKK ‘işleri HDP’ye devredip’ Türkiye’den çekilseydi milli ve yerli rejim bir ihtimal bile olamayabilirdi. Ya da CHP 2016’daki darbe girişiminden sonra koşa koşa gidip Yenikapı Ruhu balonuna üflemeseydi, olmadı 2017 referandumunda mühürsüz pusulalarla oy kullanılmasına engel olabilseydi atı alan Üsküdar’ı geçemeyebilirdi. Daha yakında, Akşener aday olmakta ısrar etmeyip Abdullah Gül’ün ortak adaylığına razı olsaydı, Erdoğan kurduğu yerli ve milli rejimin ilk cumhurbaşkanı olamadan emekli olmuş olacaktı. Son olarak, Erdoğan’a oy vermeyi düşünmeyenlerin oranının bir ara yüzde 60’lara yaklaştığı 2023 seçimleri pekâlâ kazanılabilirdi. Niye kazanılamadı bahsine hiç girmeyeyim. Etraflı bir değerlendirmeyi Ulaş Tol Perspektif’te yaptı. İktidar mahfillerinin bile teslim ettiği üzere, 2023 seçimleri aslında kazanılmışken kaybedilen bir seçim oldu.
Hülasa, söylemek istediğim şu: Bu milli ve yerli rejime düşmek kaderimiz olmadığı gibi hem 2018’de hem de 2023’te geride bırakıp gidebilirdik. Yapamamamızın sebebi Türkiye’nin aşılamaz koşulları ya da en fazla bu kadar olabilmesi değil, siyasi aktörlerin kör parmağım gözüne yaptıklarıydı.
Ancak işin kötüsü şu: Gördüğüm kadarıyla, neredeyse aynı aktörler, aynı türden yanlışları yapıp milli ve yerli rejimi kalıcılaştırmaya hazırlanıyor. Gördüğüm şu: Aynı aktörlere aynı biçimde davranma imkânı verecek olursak, milli ver yerli rejim kalıcılaşmak için önemli bir fırsat bulacağa benziyor. Hele de Erdoğan’ın yapmaya hazırlandıklarına bakınca. 2024 yerel seçimlerine kadar geçecek 9-10 ayı Erdoğan’ın ve muhalefetin nasıl geçirebileceğine dair işaretlere bakınca, milli ve yerli rejimin kalıcılaşma ihtimalinden kaygılanmamak elde değil gerçekten.
Ebedileşmenin Eşiğinde
Külliyede yaptığı balkon konuşması, Erdoğan’ın 2024 seçimlerine nasıl hazırlanacağının işaretlerini fazlasıyla vermiş olsa gerek. Evvela belli olan şu: Erdoğan 2023 seçim kampanyasını kapatmadan yerel seçim kampanyasını başlattı bile. AK Parti’nin bir zamandır oy kaybettiği büyükşehirlerde toparlanamamış oluşu Erdoğan açısından 2024 seçimlerini bilhassa önemli kılıyor, görünen bu. Yine görünen o ki, Erdoğan 2024 seçimlerinde iyi bir sonuç alabilmek için ekonomide daha rasyonel bir yönetimin önünü açmaya razı olacak. Keza, ABD ve Batı’yla ilişkileri daha fazla germekten sakınmak da Erdoğan’ın atacağı adımlardan olacağa benziyor.
Buna mukabil muhalefet cephesinde vaziyet şu: Bir tarafta muhalefetin üç esas aktöründen ikisi, CHP ve HDP, seçimlerde aldıkları başarısız sonuçların gerektirdiği muhasebeyi ertelemenin ya da geçiştirmenin peşine düşeceğe benziyor. Diğer taraftaysa, İYİ Parti’den gelen işaretler muhalefetin 2019 seçimlerinde aldığı başarıyı 2024 yerel seçimlerinde tekrar edebilmesinin zor olacağını gösteriyor. İşaretler, CHP, İYİ Parti ve HDP seçmenlerinin aynı adaya oy vermesini sağlayacak türden bir partiler arası işbirliğinin tehlikeye girmiş olduğuna delalet ediyor.
Seçimlerin hemen ardından Erdoğan’ın ve muhalefetin yaptıklarının gösterdiği şu: Erdoğan 2024 seçimlerini alabilmek için yapması gereken doğruları yapmaya hazırlanırken, muhalefet de 2023 seçimlerinde yaptığı yanlışların benzerlerini yapmaya hazırlanıyor. Etrafına benzerlerden oluşan yüzde 50’lik bir seçmen blokunu yerleştiren Erdoğan, 2024 seçimlerine ekonomiden kaynaklanan seçmen memnuniyetsizliğini ve dışarıdan gelen basıncı azaltarak girmeye hazırlanırken, muhalefet 2023 seçimlerinden ders çıkarmak bir yana, 2019 seçimlerinde başarıyı getiren işbirliğini tekrar edebilecek gibi görünmüyor. Bütün bu hâl şuna işaret ediyor: Gelişmeler bu şekilde seyrederse Erdoğan 2024 seçimlerinden de zaferle ayrılabilir.
Öte yandan, bu olur da Erdoğan 2024 seçimlerinden de başarıyla çıkarsa, önünde çok muhtemelen seçimsiz bir dört sene ve çürüyüp enkaza dönmüş bir muhalefet bulacak. Bu türden bir durumu Erdoğan’ın ve başında olduğu yerli ve milli rejimin nasıl değerlendireceğini tahmin etmek zor değil. Olur da Erdoğan 2024 seçimlerinden de zaferle ayrılır, muhalefet de kendini bir enkaza çevirirse, ekonominin, bürokrasinin ve medyanın milli ve yerli rejimin ayrıcalıklılarına pay edilmesi, milli ve yerli bulunmayanlarınsa milli ve yerli kılınması, olmadı bütün buralardan tardedilmesi süreci tamamına erdirilebilir. Bu becerilirse, milli ve yerli rejimimiz şimdi olduğu gibi Erdoğan’la kaim olmaktan kurtulup, kendi otonomisine, kendi hayatiyetine kavuşabilir. Erdoğan’la kaim olmaktan kurtulması milli ve yerli rejimin geleceğinden kaygılı daha ideolojik, daha organik destekçilerini rahatlatıp şevke getirebileceği gibi, rejimi bir sisteme de oturtabilir.
Özetle, muhalefet, bilhassa da muhalefetin iki önemli aktörü CHP’yle HDP, 2023 seçimlerinin muhasebesini kısa ve acısız bir biçimde ve yenilenerek tamamlamanın bir yolunu bulamazlarsa, milli ve yerli rejim kalıcılaşmak yolunda önemli bir fırsat bulacak gibi görünüyor. Olur da kalıcılaşırsa, milli ve yerli rejimimizin daha ne kadar yerlileşip millileşeceğine Erdoğan ve rejimin Erdoğan sonrası sahipleri karar verir.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2025
5.09.2025
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
18.05.2025