Mithat SANCAR
Kürt sorununda yeni çözüm süreci, sıkıntılara ve zorluklara rağmen ilerliyor. Aşılan her zorluk, sürecin olgunlaşmasını sağlar; sürecin sürdürülebilir ve çözümün ulaşılabilir olduğu inancını her gün biraz daha güçlendirir. Bu inançla birlikte çözüm çabalarına toplumsal destek de artar.
Zorlukları ve sıkıntıları büyütme eğilimi, başlangıçta epey yaygındı. Fakat süreç olgunlaştıkça, bu eğilim zemin yitiriyor. Elbette sürecin akışına ve hedeflerine ilişkin eleştirel, sorgulayıcı ve şüpheci yaklaşımlar her zaman olacaktır, olması da iyidir. Lakin her “sıkıntı”yı kriz, her krizi de sürecin tıkandığına veya yürümeyeceğine dair bir delil olarak gören veya sunan tutumların ciddi anlamda sorunlu olduğunu da kabul etmek gerekir.
Önce Öcalan’ın sürecin merkezinde olması üzerinden türlü spekülasyonlar yapıldı. Kürt hareketinin diğer bileşenlerinin, özellikle de Kandil kolunun “Öcalan’ın talimatlarını dinlemeyeceği” tezleri piyasaya sürüldü. Fakat bu bileşenlerden art arda gelen Öcalan’ın arkasında olduklarını dair açıklamalar, bu tezin tedavül gücünü azalttı.
İmralı’ya gidecek heyet konusu ikinci önemli kriz noktası olarak işlendi. Oysa herkesin “çok zor” olacağını peşinen kabul ettiği bir süreçte bu tür “sıkıntıların” yaşanması hiç de beklenmedik bir durum değildir. Asıl olan bu süreci sürdürme iradesiyse, bu gibi “engellerin” aşılmasının yolları da mutlaka bulunur. Nitekim bulunmuş görünüyor. Hem hükümetten gelen sinyaller, hem de BDP’den yapılan açıklamalar, “yola devam” anlamına geliyor.
Kuzey İrlanda
Tablonun şimdiye kadar belirginleşen kısmı, dünyadaki başka müzakere deneyimlerine benziyor. Mesele Kuzey İrlanda barış sürecinde, müzakerelerin ilk safhalarında İngiltere tarafının dayatmalar ve oldubittiyle sonuçlanacak manevralar peşinde koştuğunu, bizzat müzakerelere katılanSinn Fein liderlerinden dinlemiştik. Aynı kişiler, kendilerinin “siyaset imkânları”nı kullanarak bu çabaları boşa çıkardıklarını, süreç derinleşerek ilerledikçe de İngiliz tarafının bu heveslerden büyük ölçüde vazgeçtiğini, engelleri görüşerek ve birbirlerini gözeterek aşma noktasına geldiğini anlattılar
Kürt sorununda çözüm sürecinin, Kuzey İrlanda deneyiminden daha karmaşık olduğunu söyleyebiliriz. Bir defa, bizdeki şekil ve çapta bir “muhataplık” sorunu orada yoktu. Müzakere masasınaSinn Fein’in oturacağı konusunda bir tereddüt, masadan çıkacak anlaşmanın IRA tarafından kabul edileceği konusunda bir şüphe mevcut değildi.
Öte yandan Kuzey İrlanda meselesinin coğrafi, siyasi ve hukuki kapsamı daha dar ve daha belirgindi. Müzakerelerin siyasi odağını, K. İrlanda’nın statüsü ve geleceği oluşturuyordu. Varılacak anlaşmanın, Birleşik Krallık’ın idari sisteminde bir değişiklik yaratması kaçınılmazdı; ama bu değişikliğin, devletin siyasal yapısını yeniden kurmayı gerektirmeyeceği de açıktı. Ayrıca IRA’nın silah bırakması hâlinde, militanlarının siyasal ve toplumsal hayata entegre edilmesinin önünde büyük hukuki ve siyasi engeller yoktu.
Müzakere ve kolektif öğrenme
Evet, bizde zorluklar daha fazla, ancak bunlar aşılmaz değil. Şu bir aylık tecrübe bile, bu açıdan umutlu olmamızı sağlayacak önemli dersler içeriyor. Esasen müzakere süreçleri, aynı zamanda kolektif öğrenme süreçleridir. Atılan her yapıcı adım ve aşılan her engel, bu öğrenme süreci çerçevesinde çözüm çabalarını istikrara kavuşturacak faktörlerin oluşumunu teşvik eder.
Kolektif öğrenme ile siyaset imkânları arasında sıkı bir bağ bulunduğunu belirteyim. Yani müzakere sürecinin kolektif öğrenme dinamiklerini harekete geçirebilmesi ve bu dinamiklerin serpilebilmesi için, siyasal alanı olabildiğince genişletmek ve özürleştirmek gerekir.
Güney Afrika deneyimi, müzakere ile kolektif öğrenme arasındaki bu diyalektiğin en çarpıcı örneğidir. İmkânsız gibi görünen bir dönüşümü gerçekleştiren bu ülke, bu sonuca, çok boyutlu ve çok derin zorlukları yenerek ulaştı. Ve üstelik bunu “müzakere”yle gerçekleştirdi. Bu yüzden G. Afrika deneyimi, “müzakereli devrim” veya “müzakereci devrim” diye niteleniyor.
Türkiye’nin önündeki yol
Kürt sorununu müzakere yoluyla ve demokratik temelde çözmek, Türkiye’de de büyük bir dönüşümü beraberinde getirecektir. Kürt sorununda çözüm ile Türkiye’nin demokratikleşmesi taleplerini, aynı hedefin ayrılmaz unsurları olarak görmek bu açıdan hayati önem taşıyor. Böyle bir çözüm, toplumsal/ulusal kimliği yeniden tanımlama, siyasi ve idari sistemi yeniden yapılandırma sonucunu doğuracaktır. Bu formülü tersinden de kurabiliriz şüphesiz. Üstelik demokratik bir çözümün dönüştürücü sonuçları, sadece Türkiye’yle de sınırlı olmayacak, yaşadığımız bölgeyi de kapsamına alacaktır.
Yol zorluklarla dolu, ama varılacak yer çok değerli. Bu nedenle sorumluluklar da çok ağır, sorumlulukların farkında olmak da çok önemli...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Newroz 2015: Yeni başlangıç, yeniden inşa
24.03.2015 - Çözümde deneyimler ve modeller meselesi
22.03.2015 - HDP’nin kararı ve korku siyasetinin acizliği
12.02.2015 - HDP’nin kararı, AKP’nin tedirginliği
5.02.2015 - Devletçi zihniyet ve yargı
27.01.2015 - Hrant’ın vasiyeti
20.01.2015 - Bir katliam, gerçeklik ve hakikat
13.01.2015 - 2015: Büyük yüzleşme randevusu
6.01.2015 - Roboski Katliamı: Yüz yıllık bir yara
29.12.2014 - Yollar ve sonlar
23.12.2014
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Din mevki ve para sahibi olmak icin kullanildigindan yok olmuyor. Allaha inanan birinin, kutsal kitaplara, peygamberlere ihtiyaci yoktur. Ne var ki cocuklarin beyni yikandigi surece, dinden kurtulmak kolay olmayacaktir. insanlarin %90indan fazlasi icinde dogdugu dine inanir. Cocukken edinilen inanclardan kurtulamaz insanlarin buyuk cogunlugu. Yetiskin yasa gelip de dinin mantiksizligini ve zararlarini gorseler bile, suruden ayrilani kurt kapar hesabi ile topluma ters dusmek istemezler.