Mümtazer TÜRKÖNE
"Bazı köşe yazarlarımız, Yezid'den daha fazla cinayet işliyor" sözü, sadece Havuz Medyası'nı değil, bu medyaya şu veya bu şekilde kol-kanat geren herkesi balyozun altında sinek gibi ezecek kadar ağır.
"İnsanların haysiyetlerine, toplum içindeki konumlarına o kadar alçakça saldırıyorlar ki Yezid bunları görse kıskanırdı" diye devam ediyor bu ağır cümleler. Siyasette tecrübe ve bilgelik işte böyle bir yetenekle birleşince anlam kazanıyor. Bu söz, tam da Kerbelâ mateminde söyleniyor ve bir yığın adamın üzerinden silindir gibi geçiyor.
Bülent Arınç'ın dün CNN Türk'te Hakan Çelik'e söyledikleri, kor gibi kızgın bir demirin buz gibi soğuk suya dalışı gibiydi. AK Parti'nin vicdanı öfkeyle, serzenişle ve isyanla konuştu. Bu vicdan düpedüz kanıyor, kendisiyle, yola birlikte çıktığı yoldaşlarıyla hesaplaşıyor ve kafalara bir şeyleri çivi gibi çakıyordu. Belli ki her sözünü kuyumcu terazisinde tartmış tam adrese kısa ama etkili mesajlar göndermiş.
Bülent Arınç'ın bu çok etkili çıkışını seçim öncesi iktidar partisini sıkıntıya sokacak bir "arkadan hançerleme" teşebbüsü olarak mahkûm etmek, çok ucuz ve sığ bir tutum olur. Şüphesiz Arınç gibi biri, seçime bir hafta kala partisini zora sokacak bir çabanın içinde olacak en son kişidir. Durumu, daha çok öfkesinin ve çaresizliğinin bir göstergesi olarak görmek gerekir. Çıkıp konuşmasının, kirli çamaşırları ortalığa sermesinin sebebini "...benim birileriyle iletişim kanalım yok" diye kendisi açıklıyor. Kim bu birileri? Daha doğrusu birisi? Meğer Bülent Arınç, Saray'a ulaşamıyormuş; bize bunu söylüyor. Eski zamanlara ait "Saraylara en zor giren şey doğruluktur" sözü, meğer AK Parti'nin vicdanı, yani Bülent Arınç'ın sahip çıktığı prensipler için de geçerli imiş. Erdoğan'ın kan davası yürüttüğü Doğan medyasının kanalından, belli ki Saray'ın kapılarını açmaya çalışıyor. Niye seçim öncesi? Cevap belli: Bir hafta sonra onu kim dinler? Toprağı tam tavında sürmek ve ekmek gerekir.
Abdüllatif Şener ayrıldıktan ve Abdullah Gül cumhurbaşkanı olduktan sonra Bülent Arınç, uzun süre AK Parti'nin ikinci adamı, kendi tabiriyle özgül ağırlığı oldu. Sonra? Sonra tıpkı totaliter diktatörlüklerde, ilk inşa sürecinde tasfiye edilen çekirdek kadronun akıbetine uğradı. Hitler'in yanındaki Himmler'in, Hess'in veya Stalin ile birlikte yola çıkan Troçki veya Zinoviyev'in durumu ile Arınç'ın hikâyesi arasında benzerlik var. İktidar ele geçirildikten sonra tekelleşme ve kişiselleşme başlıyor ve lider kültünü gölgeleyen çekirdek kadro zaman içinde tasfiye ediliyor. Erdoğan'a ulaşamadığını söyleyen Arınç'ın, güçlü bir kişiliğe sahip olmak dışında siyasette bir hatasını veya yanlışını hiç duydunuz mu? Öyleyse öfkesinde ve serzenişlerinde haklı değil mi? Bu "iktidar içi kişisel bir mesele" diyebilirsiniz. Haklısınız. Zaten bizi ilgilendiren kısmı da Bülent Arınç'ı ve gerekçelerini fersah fersah aşıyor.
Arınç, kişisel öfkesini iktidarın yanlışları ile temellendirirken, Erdoğan sonrası tartışmaların da pimini çekmiş oluyor. Sözleri çok açık olduğu için söylemedikleri üzerinde durmamız lâzım. Arınç, özellikle 17/25 Aralık sonrasına hukuk cinayetleri işlenirken hükümet sorumluluğu taşıyordu. Cadı avı sürerken, masum insanlar kovalanır, hapse atılırken devleti yönetiyordu. Dershane tartışmasında, Bank Asya skandalında, "paralel" safsatalarında tam tepemizde duruyordu. Eline hiç silah almamış insanlar "terör örgütü üyeliği" ile suçlanırken, onun o zaman gerçeği bilmediğini söyleyebilir misiniz? Söyleyeceği hiçbir söz bu işlenen suçlara hiç olmazsa seyirci kalmasını, dolayısıyla kişisel sorumluluğunu ortadan kaldırmayacak. Peki şimdi ne değişti? Arınç sadece istiskale uğradı, iktidarın çelik çekirdeğinden dışlandı. Onun cephesinde değişen başka ne var?
Kıssadan hisse: İktidarın çerden çöpten kuleleri yerle yeksan olduktan sonra bu dönemin hataları birinci elden tek tek ortaya dökülecek. Ona da gerek yok, eski güç ve iktidar sahipleri istiskale uğradıkları an, asker bavulu gibi ortalığa düşecekler. Demek yanlış ile doğru arasındaki fark iktidar sahibi olmakla, olmamak kadar basit bir fark imiş, çok saygıdeğer birtakım eşhas için.
Yine de vicdan sahibi bu adama, iktidar partisinin vicdanını kanatacak bu sözlerinden dolayı hakikat adına şükran borçluyuz.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025