Murat AKSOY
Haftaya bugün seçimler sonuçlanmış, yeni dönemin aktörleri öğrenmiş olacağız. Sert bir seçim sürecinden geçiyoruz. Siyasi rekabetten çok siyasal kutuplaşma hali var. Bunun bir benzerini 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa değişiklik referandumunda yaşadık. Beklenmeyen bir kutuplaşma yaşandığını söylemek gerçekçi olmaz. Beklenen hatta bizatihi tercih edilen bir kutuplaşma idi. Dikkat ederseniz yaşanan sürece siyaset ya da seçim rekabeti demiyoruz. Ortada açık bir kutuplaşma var. Bu kutuplaşmanın bir ana ekseni, onun da altında da alt kesenler var.
AK PARTİ KARŞITLIĞINDAN OY ALMAK
Bu kutuplaşmanın ana ekseni tüm partilerin istisnasız biçimde AK Parti üzerinden hem meşruiyet hem de rekabet üretme arayışıdır. Yani en küçük partiler bile kendi konumlarını AK Parti üzerinden tanımlamaktadır; siyasetini bu konumlama üzerine inşa etmektedir. Aynı şekilde muhalefet partileri için de bu böyle oldu. Bu siyasi rekabet açısından normal karşılanabilir. Ancak normal olmayan bunu ideolojik bir ötekiliğe dönüştürerek, sahiplenilen pozisyonu 'AK Parti karşıtlığı'na dönüştürmektir. Tehlikeli ve yanlış olan bu. AK Parti'nin bir uçta, diğer partilerin öteki uçta olduğu bir siyasal yarış elbette ki, siyasi rekabet değil, kutuplaşma üretti.
'AK Parti karşıtlığı' ana ekseninin altında ise farklı eksenler oluştu. Bu alt kesenlerde de ana eksene bağlı olarak; eksenin bir tarafında sürekli AK Parti oldu. Bunların bir kısmı AK Parti'nin bir kısmı da diğer partilerin tercihi ile fiili olarak ortaya çıktı.
Mesela AK Parti-CHP kutuplaşması: Muhalefet partilerinin AK Parti ile kurdukları siyasal kutuplaşmalar içinde en siyasi olan ve siyasal rekabet unsurları taşıyan tek kutuplaşmadır. AK Parti'nin siyasal olarak Türkiye'nin en güçlü partisi olması CHP'nin muhalefet olarak siyasal rekabet değil, ideolojik ötekileştirme yaratarak AK Parti dışında kalan seçmenlere talip oldu. Merkez sağdan adaylar, Ergenekon Davası sanıkları gibi bir biri ile yan yana durması imkansız isimlerin CHP çatısı altına alınması bunun işaretidir. Ve CHP bu kutuplaşmayı 12 Eylül referandumundan bu yana sürdürmektedir.
AK Parti- MHP kutuplaşması: Bu kutuplaşmanın ana öznesi AK Parti'dir. AK Parti'nin 12 Eylül referandumunda 'evet'-'hayır' şeklinde bölünen parti tabanındaki 'evet' oyu verenleri parti seçmeni yapmak için hiç ihtiyacı olmayan bir dile savruldu. Çünkü AK Parti, icraatları ile MHP'de birleşmiş olan ve bu hali ile de koalisyon olan 'milliyetçi-muhafazakâr' bloku ayrıştırmış ve sekter milliyetçiler dışındaki parti tabanı AK Parti'ye yönelmeye başlamıştı. AK Parti'nin bu dili MHP tarafından manipüle edilerek özellikle Kürt sorunu konusundaki açılımlarının 'bölünme'-'bölen' meteforu ile kutuplaşmayı arttırmıştır. Son günlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan için sarf ettiği, 'bölücübaşı' ifadesi meşruiyetini büyük ölçüde MHP'nin söyleminden almaktadır.
AK Parti-BDP kutuplaşması: Türkiye'nin en büyük, derin sorunu olan Kürt sorununun çözümü konusunda işbirliği yapması gerek iki siyasi partinin, bu sorun üzerinden kutuplaşma üretmesini insan şaşarak izliyor. Bu süreçte özellikle BDP'nin siyasete sahip çıkmayarak, sert söylem ve şiddet desteği ile kendi siyasal alanının genişletmesi temel sorun. Ancak bu bütün Kürt siyasal geleneğinin iradi tercihi olsa da, AK Parti'nin demokratik açılım sürecinde atmaktan imtina ettiği adımların da etkisi vardır. Yine de Kürt sorununun çözülmesi iki parti arasında kutuplaşmaktan değil işbirliğinden geçer. Ancak BDP geleneğinin bu seçimleri bir tür özerklik plebisitine dönüştürme çabası siyasal alanı daraltmaktan öte bir işe yaramayacaktır.
Bu tür kutuplaşmaları aktörler düzeyinde çoğaltmak mümkün. Ama hiçbirinin Türkiye'ye bir yararı yok. 13 Haziran sabahı eğer Türkiye için yeni bir başlangıç olacaksa bu konuda anketlerde birinci parti görünen AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a önemli bir görev düşmektedir. Bu görev yeni dönemde tüm topluma bir uzlaşma çağrısı yapmak, el uzatmak ve yeni Türkiye'yi birlikte kurmak çağrısı olmalıdır. Seçimlere kadar yaşanan kutuplaşmaları siyasal rekabete ve işbirliğine dönüştürmenin il şartı budur. Erdoğan'a düşen ilk adımı atmak ve el uzatmaktır. Gerisi diğerlerinin tercihi olacaktır. Erdoğan bunun 12 Haziran gecesi yeni bir Balkon Konuşması ile yapabilir. 2007'de yaptığından daha ileri, daha kuşatıcı sözler söyleyebilir o konuşmada. Bu konuşma yeni bir beyaz sayfa açmaktır. Bunun için yapılırsa anlamlıdır. Daha önemlisi Türkiye'nin böyle bir konuşmaya ihtiyacı vardır.
YÜZ YILLIK AKIL TUTULMASINA BİN YILLIK GELENEKLE SON VERMEK
Ben o gece Erdoğan'ın böyle bir konuşma yapacağını düşünüyorum. Ve şunları söylemesini temenni ediyorum.
"Geleceği birlikte kurmak için geçmişin hatalarını telafi edebiliriz. Bunun için bir adım yeterli.
Biz bin yıllık tarihin, geleneğin, toplum ve devletin aklına sahibiz. Bu binyıllık tecrübemizle son yüz yıla hapsedilmiş sorunlarımızı birlikte çözebiliriz. Başta Kürt sorunu olmak üzere, yüz yılın yarattığı bütün sorunları çözeceğiz. Yüz yıllık akıl tutulmasına, bin yıllık ortak aklımızda son vereceğiz.
Bizi biz yapan tarihsel zenginliklerimize, farklılıklarımıza sahip çıkacağız. Yok sayılan değerlerimizi sahipleneceğiz ve Türkiye'yi daha da demokratikleştireceğiz. Bunu hep beraber yapacağız. Hükümetiyle, ana muhalefetiyle, muhalefetiyle.
Bunun ilk adımını hep birlikte yapacağımız yeni bir anayasa ile atacağız. İstanbul'la Diyarbakır'ın, Erzincan'la Muğla'nın Trabzon'la Mersin'in birlikte yapacağı yeni sivil, demokratik, sivil bir anayasa.
Bu anayasa mutlak çözümle değil, ortak çözümle oluşturulacaktır. Bu anayasa Türkiye'de yaşayan herkesin "benim anayasam" diyeceği bir ortak akılla hep beraber sağlayacağız. Bunu yapmak yeni dönemde bizim ilk hedefimiz olacaktır.
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu biliyoruz. Bunun için demokratik açılımı başlattık. Bazı adımlar attık ve atmaya devam edeceğiz. Sorunun çözümü için hukuksal düzlemde yapılması gereken düzenlemeleri anayasa ve yasalarla yapacağız.
Ama daha fazla şey yapmamız gerektiğini biliyoruz. Kürt sorununu ve yol açtıklarının tüm Türkiye'ye daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Aynı şekilde Kürt sorununun maliyetlerini, sonuçlarını Kürtlere, bölge halkına da daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Bu ikisini yapmak için özel kurullar oluşturacak, özel projeler yapacağız. Çünkü bu sorunu insanileştirmemiz, acılarımızı ve sevinçlerimizi daha fazla ortaklaştırmamız gerekiyor.
Avrupa Birliği üyeliğinden hiç vazgeçmedik ve vazgeçmeceğiz. Onların bize çıkardıkları engellere rağmen üyelik için reformlarımız devam edecek. Yeni anayasamız Avrupa'daki pek çok ülkenin anayasasından daha ileri olacak.
Ortadoğu'daki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Buradaki gelişmeler konusunda kriterimiz net olacak. Biz kim olursa olsun halktan, özgürlüklerden ve demokrasiden yana olacağız. Bunları savunanları destekleyeceğiz.
Gelin yeni Türkiye'yi, bin yıllık tarihimiz ve geleneğimizle yeniden kuralım. Yüz yıla hapsedilen akıl tutulmasına son verelim. Bunu her beraber yapalım."
Bakalım Başbakan Erdoğan bizi doğrula-yacak mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018