Murat AKSOY
30 Mart'ı geride bırakan Türkiye'nin gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimi ve adaylar olmaya başladı.
İlk turu 10, ikinci turu 24 Ağustos'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanı seçimlerine AK Parti'den Başbakan Erdoğan'ın adaylığı artık daha açık konuşulmaya başladı. Kuşkusuz bunda 30 Mart'ta alınan yüzde 40'ın üzerindeki oyun etkisi var.
Ancak Erdoğan'ın adaylığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile nasıl bir denklem kuracağına da bağlı.
Erdoğan-Gül ikilisi sürecin AK Parti tarafındaki aktörleri. Bunun yanında muhalefetin tek tek ya da ortak aday gösterip görermeyeceği de ayrı bir tartışma konusu. Haşim Kılıç'tan Mansur Yavaş'a, hatta Ümit Boyner'e kadar farklı isimler anılıyor.
Kuşkusuz görünürde, adaylık konusunda en güçlü iki isim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan'ın büyük hedefi
30 Mart'tan sonra Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday haline gelmiştir. Erdoğan'ın adaylığı doğrudan Cumhurbaşkanı Gül'ün siyasi geleceği ile ilgiliolduğundan, bu formül, iki tarafın da ikna olacağı bir formül ile hayata geçebilir. YaniCumhurbaşkanlığı seçimi konusunda mesele gelip Erdoğan-Gül arasındaki denklemin nasıl çalışacağına dayanmaktadır.
Bugünün koşulları 2007'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminden çok farklıdır. 2007'de 27 Nisan e-muhtırasından sonra yaşanan süreçte Başbakan Erdoğan, parti kuruluşunda bu yana en yakınında olan Abdullah Gül'ü aday gösterdi ve Gül seçildi.
2007'den bu yana siyasal alanda ciddi değişimler yaşadı. Bugünü, sadece 2007 ile değil 2011 ve öncesi ile kıyaslamak bile siyasi açıdan neredeyse imkansız.
Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olma arzusu biliniyor. Hatta gerçekleşebilseydibaşkanlık ya da yarı başkanlık sistemini hayata geçirip Türkiye'nin ilk başkanı olmak istediği de malum. Bu seçenekler gerçekleşmediği için son hedef partili cumhurbaşkanı formülü. Ve aday olur seçilirse de Erdoğan'ın, sadece Cumhurbaşkanı değil aynı zamanda hükümeti de yönetmek istediği açık.
Bu açıdan Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı isteği, kendinden öncekilerden farklı olarak sembolik temsilci değil, icracı partili cumhurbaşkanı gibi aktif bir tür yarı başkanlık sistemininin de de facto olarak uygulaması olacaktır. Erdoğan'ın hedefi biraz da budur.
Gül'ün evet diyeceği formül
Bu hedef, kolay ve sorunsuz işleyecek görünen Erdoğan-Gül denkleminin en zor noktasıdır.
Siyaseten aynı gelenekten gelseler de Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan'ın icracı cumhurbaşkanı olduğu formülde başbakan olmayı ne kadar kabul edecektir emin değilim. İcranın Cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğü yerde Gül, terlemeyen sembolik başbakan olmayı içine sindirir mi, emin olmak zor.
Sonuç olarak siyasetin en üst makamında 7 yıl görev yapmış birinin, sembolik bir başbakanlığa evet demesi kolay değil.
İkinci olarak, Türkiye'de Cumhurbaşkanın aşırı yetkilerine rağmen parlamenter sistemyürürlüktedir. Cumhurbaşkanı Gül'de verdiği mesajlarda bunun önemli olduğunu sıkça ifade etmektedir.
Kaldı ki, Gül, AK Parti hükümetinin son yıllarda izlediği pek çok politikada Başbakan Erdoğan'dan faklı düşünmekte ve bunları da karar ve açıklamları ile belirtmektedir.
Bu açıdan Erdoğan'ın sadece Cumhurbaşkanı olarak değil AK Parti hükümetini de yönetme arzusu ne kadar baskın olursa Gül ile uzlaşma o kadar zor olacaktır.
Genç AK Partililer Gül'e evet der mi?
Erdoğan ve Gül'ün RP'den bu yana süren siyasi birlikteliği kendi ifadeleri ile kardeşlik hukukuna dayanıyor olsa da; Başbakan Erdoğan hükümeti, 2011'den sonra başka bir akıl ile yönetmektedir. Bu, Başbakanın genç danışman çevresine bakıldığında net biçimde görülmektedir. Eğer bu ekip cumhurbaşkanlığına gitmezlerse, mimarı oldukları politikalarla Gül'ün zihinsel olarak buluşması da kolay görünmemektedir. Bu açık zihinsel ayrışma açık bir kuşak çatısması örneğidir.
Ki Gül'ün başbakanlığı AK Parti kongresinden geçmektedir. Ve seçilmesi parti içindeki gücünden çok Erdoğan'la anlaşmasına bağlıdır. Böyle bir anlaşma olmadığında parti içinde Fazilet Partisi (FP) örneğinde yaşandığı gibi bir gerilimin -ve uzak ihtimal olmak üzere bir ayrışmanın- temeli bile atılmış olabilir.
Bunlardan hangisi, ne kadar gerçekleşebilir bilmiyoruz. Ama şunu söylemek mümkün; Erdoğan-Gül denkleminin kolay ve sorunsuz çalışması, mevcut koşullarda çok kolay olmayabilir.
Bu denklemi gerçekçi kılacak olan şey; gerek Erdoğan gerekse Gül'ün taleplerini törpülemesidir. Bu olmadan Erdoğan Cumhurbaşkanı-Gül Başbakan formülü sanıldığı kadar kolay gerçekleşmeyebilir.
@murataksoy
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018