Murat AKSOY
Eski adı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) yeni adıyla İslam Devleti’nin (İD) elinde rehin olan tır şoförleri 23 gün sonra serbest bırakıldı. Şimdi gözler 49 kişilik Musul Başkonsolosu’nun da dahil olduğu diğer konsolosluk görevlisi rehinelerde.
Şoförlerin serbest kalması elbette önemlidir. Umarız diğer 49 rehine de kısa sürede serbest bırakılır ve yurda dönerler.
IŞİD’den İD’ye
IŞİD/İD’in Irak’ta yaptıkları pek çok açıdan Türkiye için ders niteliğinde. Bu dersin en önemli noktası kuşkusuz İslam-demokrasi, İslami referanslarla siyaset ilişkisinde.
IŞİD, 2004 yılında Irak’ın ABD tarafından işgaline karşı kurulan bir örgüt. Zaman içinde hem Irak hem de Suriye’de güçlendi. Suriye’de Esad’a karşı savaşan cephe içinde yer alması ve El Kaide bağlantısı örgütü, daha da güçlendirdi. IŞİD, El Kaide’ye de mesafe alarak Suriye’den Irak’a yöneldi.
Suriye’de Der Zor bölgesini kontrol eden IŞİD, sonra tüm enerjisini Irak’a verdi. Irak’ta Rakka ve Felluce’yi kontrol eden örgüt zaman içinde güçlendi. Irak’ta Şii Maliki hükümetinin mezhepçi politikaları ve Sünnilere karşı ülkede her alanda uygulanan ayrımcı politikalar IŞİD’in güçlenmesinde ana unsur oldu.
Örgütün Musul’u ele geçirmesi adım adım geldi. Örgüt Musul’u ele geçirmekle kalmadı Bağdat’a ilerledi ve hakim olduğu bölgede İslam devleti ilan etti. Örgütün lideri Ebubekir El Bağdadi kendini halife ilan ederek, tüm Müslümanları egemenlik ilan ettiği bölgeye hicret etmeye çağırdı.
Karşımızda radikal bir terör örgütü var ve yaptıklarını İslami açıdan görüyor.
İslam'da çoğulculuk
Burada akla iki soru geliyor; hangi İslam ve İslam bu terörü caiz gören bir din mi?
Dinin kaynağı kutsal kitap olsa da, dinin gündelik hayatta yaşanması o dine inananların yorumuna dayanır. Bunun için her dinde farklı tarikatlar, cemaatler, yollar vardır. Bunun için tüm dinler gibi İslam’da çoğulcudur.
İslam’ın ilk yıllarında yaşanan farklılaşmadan doğan Sünni ve Şii mezhepleri bile kendi içlerinde farklı dini yorumları barındırmaktadır.
Bunun içindir ki, hiç bir kişi ya da cemaat İslam’ı en iyi ben yorumluyorum, en iyi ben temsil ediyorum deme iddiasında olamaz. Bugün İslam dünyasına bakıldığı zaman farklı ülkelerde farklı dinsel yorumlar, farklı yollar, farklı pratikler görürüz.
Dünyanın herhangi bir yerinde bir kişi ya da grubun meşruiyetini dinden alarak ya da din adına, kendisinden farklı düşünen insanları öldürmesi, onlara zulmetmesi, şiddet uygulaması hangi din olursa olsun kabul edilebilir değildir.
IŞİD örneği, dinin siyasallaştırılması, dini seküler bir uğraş siyasetin meşruiyeti haline getirilmesidir.
Çoğulculuktan çoğunlukçuluğa
Bu açıdan bakıldığında hemen IŞİD deneyimi Türkiye için çok önemli dersler içermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti kuruşundan bu yana toplumda hakim İslami kimliğe karşın eksik demokrasi deneyimiyle önemli bir başarı örneğidir. Bu başarı örneğinin en zayıf karnı, devletin farklı inanç/inançsızlıklar karşısında hakem olması gereken laikliğin değil, inançları kamusal alandan özel alana iten laikçilik, toplumsal sorunları siyasetin değil vesayet kurumlarının çözme arzusu ve topluma olan güvensizliktir.
Her şeye rağmen Türkiye, bu demokratik deneyimi ile Müslüman dünyasının en iyi örneklerinden biridir. Bunun sağlayan da, meşruiyetini dinden değil, seküler siyasetten alan sistemdir.
AK Parti de bu sistem ile iktidar oldu. İlk iki döneminde önemli ölçüde desteklediğimiz icraatlar gerçekleştirdi. Askeri vesayetle mücadele etti, toplumsal sorunları kamusal alanda çözmeye gayret etti. Tüm bunları dinsel kimlikle değil siyasal kimlikleriyle yaptılar. Bu yüzden farklı kesimlerden insanların desteğini aldılar.
Ancak AK Parti, son döneminde tam tersi siyasal tercihlere yöneldi. İç politikada çoğulculuktan çoğunlukçuluğa, siyasal tercihlerin değil dinsel tercihler; dış politikada reel politiğin değil mezhep kardeşliğinin baskın olduğu tercihe yöneldi. Bu yönelimin Türkiye’ye hem içerde hem de dışarda maliyetinin ağır olduğunu gördük/görüyoruz. Ve vazgeçilmediği sürece de görmeye devam edeceğiz.
AK Parti’nin Türkiye’nin demokratik kazanımlar, laik demokratik modeli üzerinden değil Sünni, mezhepçi bir aidiyet üzerinden Ortadoğu’da model olma arayışı içerde kutuplaşma ve toplumsal gerilim, dışarda da yalnızlığa yol açtı.
İslamcı siyaset mi, demokratik siyaset mi?
Bunun için IŞİD örneğinin bize çok şey anlatması gerekiyor.
IŞİD’in İslam’ı siyasallaştırarak dine ve insanlığa verdiği zarar ortada. İkinci olarak IŞİD’ı da güçlendiren ortamının Irak’ta Maliki’nin izlediği Şii referanslı mezhepçi siyaset olduğunu unutmamak gerekiyor.
Bu yüzden IŞİD deneyimi, Türkiye’de eksik de olsa demokrasinin, demokratik meşruiyetin ve seküler siyasetin ne kadar önemli olduğunu ve mezhepçi siyasetin de Türkiye için tehlikesini gösteriyor.
Bunun için geldiğimiz noktada herkese sorumluluk düşüyor. Kuşkusuz en büyük sorumluluk AK Parti kadar parti seçmenlerine de sorumluluk düşüyor. Meşruiyetini dinden, dinin bir yorumuna dayandıran İslamcı siyasallaşmayı mı yoksa farklılıkların bir arada yaşamasına imkan veren demokratik çoğulcu siyaseti mi tercih edecekler?
@murataksoy
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018