Murat AKSOY
Türkiye’nin bugün temel sorunu nedir?
Siyasal ve toplumsal kutuplaşma mı?
Güneydoğu’da adı konulmadan süren savaş mı?
Demokrasi ve özgürlüklerin alanının daralması mı?
Ekonominin içinde olduğu durağanlık mı?
Dış politikada karşı karşıya kaldığımız çaresizlik mi?
IŞİD tehdidi mi?
Siyasal sistem sorunu mu?
Dokunulmazlıkların kaldırılması mı?
Elbette bu sorun başlıklarını çoğaltabiliriz.
Ama bu sorunlar arasında sıralama yaptığımızda çok az kişinin önceliği dokunulmazlıkların kaldırılması olur.
Bu çok insan arasında kuşkusuz en önde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Neredeyse her konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılmasının aciliyetini hatırlattı ve vesayetindeki AKP’yi adım atmaya zorladı
Bunda başarılı da oldu.
Anayasaya aykırı olduğu biline biline hazırlanan anayasa değişiklik önergesi Meclis’e sevk edildi.
İlgili komisyonda önerge, AKP ve HDP milletvekilleri arasında yaşanan arbede sonrasında, HDP’lilerin komisyonu terk etmesinden sonra adeta devlet uzlaşması ile kabul edildi.
Komisyonda devlet uzlaşmasıyla kabul edilen Anayasa değişikliği önerisi, 16 Mayıs’ta Meclis gündemine alınacak. Komisyonda AKP ve HDP’liler arasında yaşanan arbedenin benzerini Meclis’te göreceğimizden kuşku yok.
Bu anayasa değişikliği kabul edilir ve Meclis’te var olan fezlekeler doğrultusunda uygulanırsa, Türkiye’de her açıdan içinde bulunduğumuz durumu arar hale gelebiliriz.
Kimbilir belki de istenen budur. Anayasaya aykırı anayasa değişiklik önergesinin HDP olmadan devlet uzlaşması ile kabul edilmesi devletin ortak kararı gibi de okunabilir.
Bu tehlikeli bir devlet kararıdır. Dokunulmazlıklar konusunda Anayasa’nın 83. Maddesi gayet açık. AKP iktidarının sahip olduğı Meclis çoğunluğu ile istenilen kişinin dokunulmazlığını kaldırması mümkün iken neden, anayasaya aykırı anayasa değişikliği öneriyor. Muhalefeti de buna ortak ediyor.
Anayasa değişikliğinin görünen ilk hedefi başta eşbaşkanları olmak üzere HDP’liler.
HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırıp onları yargıya teslim etmenin Türkiye’ye siyasi ve toplumsal maliyeti beklediğimizden daha ağır olabilir.
Böyle bir uygulama, Türkiyelileşme hedefinde irtifa kaybetmiş olsa da HDP ve seçmenlerini PKK’lılaştırmaktan başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bu onların siyasete, barışa, çözüme, birlikte yaşama arzularına darbe olur. Böyle bir hamle en çok PKK’ya yarar.
HDP’yi izlediği politiklardan dolayı, PKK’ya mesafe almadığı için eleştirebilirsiniz.
Kürt Siyasi Hareketi’nin çözüm sürecinde AKP’ye angaje olduğunu düşünebilirsiniz.
Gezi’yi darbe girişimi olarak görme anlayışını eleştirebilirsiniz.
Bu eleştirilerin her biri, siyasi sınırlar içinde anlamlı ve meşru eleştirilerdir. Yapılabilir, yapılmalı da. Ama HDP’yi anayasa darbesi ile siyasetsizliğe mahkum etmek, partinin siyasi kanallarının kapatmak; partiyi, bölgedeki partilileri PKK’nın ve şiddetin kucağına daha çok itmekten başka bir işe yaramaz.
Çünkü her şeye rağmen HDP, Türkiyeli Kürtlerin Meclis’teki temsilcileridir.
Bir hafıza tazelemesi yaparsak; ilk kurulan Kürt Siyasi Hareketi olan Halkın Emek Partisi (HEP) ne kadar Türkiyeli ise HEP’in kapatılması sonrası kurulan ve kapatılan her Kürt partisi Türkiye’den biraz daha uzaklaştı. HDP, bu gidişi durdurabilmek için bir fırsattı.
20 Temmuz’dan sonra başlatılan savaş, HDP’yi siyaseten işlevsiz kıldı, bu gerçek. Ama HDP’yi devlet destekli anayasal darbe ile siyaseten etkisiz hale getirmek; partiyi de partilileri de Türkiyelileştirmez, PKK’lılaştırır. Kürt sorununu çözmez, duygusal kopuşa hizmet eder.
Bu yüzden, 16 Mayıs’ta Meclis’e gelecek olan dokunulmazlık konusunda en büyük sorumluluk ana muhalefet partisi CHP’ye düşmektedir. Çünkü CHP’nin siyasal başarısı “devlet uzlaşması” olan dokunulmazlığın kaldırılmasına evet değil hayır demesiyle mümkündür. CHP, devlete değil topluma yaklaşarak siyasal muhalefet görevini yapabilir.
Diğer yandan unutulmasın ki, dokunulmazlığın kaldırılmasının Erdoğan’ın Başkanlık hedefine giden yolu kısaltmak hedefinden başka bir işlevi yoktur.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Serhat AKUŞ
Yüreğine ağzına ellerine sağlık