Murat AKSOY
Türkiye’de siyasetin, toplumun değil devletin denetimde olduğu dönemlerde, neyin siyasetin konusu olduğunun belirleyicisi seçilmişler değil atanmışlardı.
Çok partili hayata geçişe, değişen iktidarlara rağmen siyaseten ‘büyük politikaların’ ne olacağına, nasıl karar alınacağına daima ‘Devlet’ karar verdi. Kürt sorunu, Kıbrıs meselesi, Alevilerin, azınlıkların sorunları gibi büyük politikalarda izlenecek politikalar 1960 darbesiyle siyasetimize giren Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) karara bağlandı.
Burada alınan tavsiye kararlarını, seçilmiş hükümetler emir telakki edip uyguladı.
Devlet, toplum için neyin daha iyi olduğunu bildiğinden halkın seçtiklerinin bu işlere karışmasına gerek yoktu.
Hükümete düşen rant yönetimi oldu
Sonuç olarak Devlet için siyaset, siyasilere kadar bırakılmayacak kadar ciddi bir işti.
Atanmışların büyük siyasi konularda karar verdiği yapıda, seçilmiş siyasilere düşen yol, su, elektrik gibi alt yapı hizmetlerini ve kısmen de ekonomi gibi ‘küçük politika’ işleriydi.
Seçilmiş siyasiler de buna çok itiraz etmediler. Çünkü devletin yarattığı rantı, parti kanalları ile yukarıdan aşağıya dağıtarak mevcut sistemi ayakta tutmaları mümkün oldu.
Bu yapı AKP’nin 2002’de iktidara gelmesiyle göreli olarak değişti. AKP, atanmışların alanına giren pek çok büyük siyasi konuda inisiyatif alarak seçilmişlerin atanmışlar karşısında alanının genişletti.
Devlet içindeki güçler bundan rahatsız oldularsa da, zaman içinde konjonktürün de baskısı ile AKP karşısında zayıf kaldılar ve sonuçta işbirliğine gittiler.
MGK, AKP’nin ilk iki döneminde önemini kaybetti. Sivilleşti ve işlevini büyük ölçüde kaybetti.
Ancak AKP, son yıllarda sivilleştirdiği MGK’da Devlet ile uzlaştı ve bu yönetim modelini, genişlettiği iktidar alanında yeniden konsolide etti.
Bu süreç, esas olarak AKP’nin devletin ideolojisine yani otoriter zihniyete teslim olması idi. Bu açıdan değişen sadece otoriter zihniyetin uygulayıcılarının kültürel kimliği oldu. Laik kültürel kimliğin yerini muhafazakâr bir kültürel kimlik aldı. Yöntem, araç ve uygulamalarda bir değişiklik olmadı.
Yeni MGK: Ak Saray
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı 30 Ağustos 2014’den bu yana yaşadıklarımız, AK Saray’ın yeni MGK olarak işlev gördüğünü göstermektedir.
Türkiye’nin ‘büyük politikaları’ burada belirlenmekte ve hükümete tavsiye edilmekte idi. Pazar günü görevi bırakacak olan Davutoğlu hükümeti, gelen tavsiyelere uydu. Yani Davutoğlu hükümetine düşen ise eskiden olduğu gibi siyasi olmayan ‘küçük politikaları’ yönetmek oldu.
Bunun için Davutoğlu’nun yerine aranan başbakan adayı için ifade edilen kavram ‘düşük profil’ oldu.
AKP’nin yeni başkan ve dolayısıyla başbakan adayı Binali Yıldırım’ın belirlenmesi; büyük-küçük politikalar arasındaki uyumu kolaylaştırmak ve Erdoğan’ın başkanlık hedefine uyumdan başka işlevi yoktur.
Bu açıdan Binali Yıldırım’ın görevi başbakan ama işi Başkan Müsaviri olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018