Murat AKSOY
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim konusunda başlattığı tartışma birçok açıdan hayırlı sonuçlar doğuracak görünüyor.
Bu sonuçlardan ilki Başbakan'ın Dersim ile ilgili olarak "Devlet adına özür diliyorum" demesi oldu. Türkiye'nin geçmişle yüzleşmesinde bu "özür" bir ilk adımdır. Ama yeterli değildir. Çünkü Türkiye'nin en yakından geriye giderek yüzleşmesi gereken pekçok karanlık sayfa vardır. Hrant Dink, Madımak, Maraş, Çorum, 1 Mayıs 1977 gibi. Bu karanlık sayfaların açılması ise tek başına AK Parti'den çok muhalefetin performansına bağlı olacaktır.
Başbakan'ın Dersim ile ilgili özrünün ardından başta CHP olmak üzere muhalefetten gelen tepkiler bu karanlık sayfaların açılabilmesi konusunda ne yazık ki iç açıcı değil. Bu konuda da sorumluluk yine AK Parti'nin omuzuna yüklenmiş oluyor.
Dersim konusu özelinde özellikle CHP'den gelen tepkiler, partinin bırakın değişmeyi, eskiye dönme konusunda çok da ısrarlı olduğu bir tabloyu ortaya çıkardı. Özellikle eski CHP hayalini kuran bütün unsurların ortaya çıkarak başta olağanüstü kurultay olmak üzere arayışlara başlaması bu hazin gerçeğin göstergesidir. Önce 12 milletvekilinin Aygün ve Kılıçdaroğluna muhtıra vermesi, Muharrem İnce'nin "Atatürk ve CHP'den özür dilemesi" ironiden öte düzeysizlik kokan girişimlerdir. Ancak gariptir bu konuda partide biraz olsun "vicdan" beklediğimiz Gürsel Tekin'in, Alevi olan Sebahat Akkiraz'ın açıklamaları siyasetten ne kadar bihaber olduğunu gösteriyor.
CHP'deki bütün bu arayış ve açıklamaların muhatabı ve sorumlusu Başbakan'ın da ifade ettiği kimliğiyle "Dersimli Alevi Kürt" Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Kılıçdaroğlu Dersim tartışması ile ayağına kadar gelen "yenilenme" imkânını bir kez daha heba etti. Önce "özür yetmez" diyen Kılıçdaroğlu Brüksel'de "Dersim'i tarihçilere bırakalım" deme gafletinde bulundu. Kendisinin de vakıf olduğu bunca bilgi ve belgeye rağmen, Dersim'de yaşanan katliamı tarihçilere havale etmek bırakın Alevi-Kürt olmayı, insan olarak en hafif deyimle dün yayınladığımız söyleşide Prof. Dr. Cengiz Güleç'in de ifade ettiği gibi "utanç verici"dir. Dersim'le ilgili bilgi ve belgeler yeterince açıktır. Elbette katliamın tamamını görmek için başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere bütün arşivler açılmalıdır.
DOĞUM TARİHİNİZE BİR KEZ DAHA BAKIN
Dersim konusundaki tartışmayı başlatan Hüseyin Aygün'ün kitaplarından birinin adı: "0.0.1938"dir.
Kitabın adı Dersim'de öldürülenlerin ölüm tarihlerinin sonradan nüfus kayıtlarına işlendiğinden gelmektedir. Dersim'de katliama uğrayanların ölüm tarihleri bilinmediği için sonradan nüfus kayıtlarına ölenlerin ölüm tarihi olarak 0.0.1938 yazılmış.
Aygün'ün kitabını okurken en çok kitabın ismine takılmıştım. 0.0.1938 tarihinin kişisel tarihime çok uzak olmadığını fark ettim. Aklıma hemen önce kendi ailem sonra da yakın çevremdeki akrabalarımın doğum tarihleri geldi.
Mesela benden büyük abla ve abilerimi düşündüm. Benden büyük 7 kişiden 4'ünün doğum tarihi yılları doğal olarak farklı olmak üzere 01.01 yani 1 Ocak'tı.
Sonra kısa bir telefon trafiğinden sonra farkettim ki akraba çevremde de durum farklı değildi. Yani özellikle 1940'lı ve 50'li yıllarda doğanların yarıya yakınının doğum tarihi aynı şekilde 01.01 idi.
Elbette bunun tarihsel bir tasadüf olduğunu düşünmek ironi olacaktır. Bu durumun basit bir açıklması var. Özellikle 1938 Dersim Katliamı öncesinde ve sonrasında Dersim'den çevre illere göç edenler ve Sivas, Erzincan, Tokat, Malatya, Maraş gibi illerde yaşayanlar devlet ve resmi kurumlarla ilişkiyi en aza indirmeyi tercih ettikleri için doğum, ölüm gibi resmi kayıtları zamanında yapmıyorlar. Bu tür kayıtlar, devletle ancak zorunlu karşılaşmalar sırasında zorunluluktan yapılıyor. Doğum yılları askerlik ya da okul için büyük yazıldığı gibi doğum günleri de resmi kurumlar tarafından akla gelen ilk gün olan 01.01 yani 1 Ocak olarak yapılıyor.
Bu mantık Dersim'de ölenleri, ölüm tarihlerini 0.0.1938 yazmaktan farklı değil aslında. İkisi de kolaycılık ve vatandaşa olan bakışın yansıması.
Şimdi özellikle yaşları 50'nin üzerinde olan okuyuculara bir soru: "Doğum tarihinizi gün, ay olarak söyleyebilir misiniz?"
Nüfus cüzdanına bakmak yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018