Murat AKSOY
Hafta sonunun en önemli olayı kuşkusuz futboldu. Türkiye ve Fenerbahçe’nin unutulmaz golcüsü Lefter Küçükandonyadis Sezonu başladı. Önümüzdeki 33 hafta boyunca her hafta sonu futbolla yatıp kalkacağız.
Futbola taraftarlıktan çıkıp; bir analiz nesnesi olarak baktıkça kabul edilmesi güç bir yüzleşme başlıyor.
Bu yapmak güç olmuyor çünkü, futbolun içinde olduğu durum siyasetten farklı değil.
Temel sorun olarak zihniyet, anlayış, yapısal bataklık burada da açık biçimde ortaya çıkıyor. Siyasetteki yapısal sorunların futbolda da aynen mevcut.
Dahası son yıllarda futbol da siyasetin bir iktidar aracına dönüştürülmek isteniyor.
Futbol 15-20 yıldır Türkiye’de bir endüstri olarak cazibe merkezi oldu. Bugün futbolun içinde olduğu sorunların pek çok aktörü olsa; kulüp yöneticileri ve taraflar en önemi aktörler.
YÖNETİM AYNLIŞLARI
Kulüp yönetimlerinin son yıllarda en temel sorunu giderek siyasete fazlasıyla angaje olmaları. Elbette bunda Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) diğer özerk kurullar gibi siyasete gönüllü biçimde angaje olması var.
Bu futboldaki idari kararların, siyasetteki güç dengelerinden etkilenmesine yol açıyor. Başkan ve yönetici adaylarının birden bire siyasileşmelerinin temeli nedeni de budur. Bu futboldaki temel sorunlardan birisidir.
İkincisi kulüplerin transfer politikalarıdır.
Son günlerde dövizde yaşanan yükseliş, futbola da büyük zarar verecek. Çünkü pek çok kulüp oyuncusuyla döviz üzerinden anlaşma yapıyor. Kulüplerimiz her yıl futbolcularına milyonlarca Euro transfer ve yıllık ücret ödüyor.
Bu tüm kulüpleri finansal darboğaza sürüklemiştir. Bunun maliyetini kulüpler, Avrupa kupalarına katılmayarak ödemişlerdi.
Ne yazık ki bu transferlerin ülke futboluna niteliksel katkısını da göremedik. Yabancı oyuncu transferinde cesur ve bonkör davranan kulüpler, yerli oyunculara yeterince şans vermedi. Çıkan iyi oyuncuların çok azı yabancı isimlerin yedekliğinden kurtulabildi.
ALİ KOÇ FARKI
Bu açıdan bir Fenerbahçeli olarak Ali Koç’un kulüp başkanı olmasından mutluyum. Çünkü Koç’un gerek başkan olması gerekse başkan olduktan sonra attığı adımlar yukarıda bahsettiğim iki soruna neşter vurmadır.
Başkanlığa seçilmesinin siyasi anlamı açıktır. Koç, kulübü sahiplenenlerin başkanı olmuştur.
Yine Koç, kısa başkanlık sürecinde önceliği kulübü finansal darboğazdan kurtarmak için altyapıya vermiştir. Yine uzun süredir kavgalı olunan Kulüpler Birliği’ndeki rakip başkan ve yöneticiyle el sıkışması önemlidir.
Son olarak tribünlerin en büyük dertlerden biri olan küfrü bitirmek için “Lefter Küçükandonyadis Sezonu’nda F.Bahçe’ye küfür yakışmaz” diyerek videolu paylaşım yaptı. Ve ilk maçta genç transfer Barış Atıcı’nın oyundan alınmasından sonra oyuncusunu ayakta alkışladı.
Bunlar hep olumlu adımlar.
Umarız diğer kulüplerde başta alt yapı olmak üzere bu konulara eğilir ve yapısal dönüşümün yolunu açarlar.
TEK HEDEF KAZANMA
Futbolda yaşanan kriz halinin kulüp yöneticileri yönü olduğu kadar taraftar yönü de var. Bu tabloda taraftar olarak bizlerin de sorumluluğu var. Taraftar olarak sanırım en zor yüzleşme bu. Çünkü bizler de bu sistemin birer parçasıyız.
Kısa bir dönem (iki sezon) Fenerbahçe’nin kombineli taraftarı oldum. Taraftar olarak ilk kez tribünündeki yerime maçtan iki-üç saat önce gittim. O akşam, hayatımın en özel akşamlarından biri oldu.
O akşamdan aklımda başka bir şey daha kalmıştı; taraftarlar maçı izlerken çok şey yapıyorlardı ama eğlenmiyorlardı. Sürekli “kazanma” isteğini dışa vuran bir hareketlilik vardı. Kah takımı ateşlemek için tezahürat yapan kah verilen yanlış hakem kararına kızan kah kaçan gole, yapılan yanlış harekete kızan kocaman bir aile.
Sonraki maçlarda muhtemelen ben de aynı duygularla kızdım, üzüldüm, bağırdım. Ama bir şey daha yaptım maçlarda; eğlendim, zevk aldım.
EĞLENMİYORUZ
Sanırım taraftar olarak en büyük sorunumuz, salt rekabet, kazanma duygusu ile baktığımız için futbolun eğlence tarafını ıskalıyoruz.
Bu duygu birer taraftar olarak yöneticilerde daha fazla var muhtemelen. Ki, onlar da kazanmak için her şeyi yapıyorlar. Bunun için de “her şey” var.
Eğlenmediğimiz, zevk almadığımız; tek hedefin kazanmak olduğu bir duygunun futbola ve spora hiçbir şey vermeyeceği çok açık.
Herkesin kazanmak istediği ama tek kazanının olduğu futbolda, çoğunluğun kaybettiğini düşündüğümüzde durum daha netleşir.
Eğer futbolun yapısal dönüşümünün önemli parçasının zihinsel olduğu gerçeğinden hareket edersek, kulüp yöneticileri kadar taraftar olarak bizlerin de bu zihinsel dönüşümü gerçekleştirmemiz gerek.
Bu noktada siyaset ile futbol arasında bir fark yok. İkisine de daha çok katılacağız. İçinde olacağız. Birlikte başaracağız çünkü. Ben bu sezon eğlencenin parçası olmak istedim ama olmadı. Ama hala umudum var.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018