Murat BELGE
Bülent Arınç’ın birkaç gündür tartışması süren sözlerini ben bu partinin siyaset meydanına çıktığı 2002 yılından beri yaptığı en önemli siyasî beyanat olarak değerlendirdim. Önemli ve aynı zamanda “açıklayıcı”. Köklü bir geleneğe dayanıyor; ama aynı zamanda AKP’nin başında hükümet olduğu topluma nasıl bir biçim vermeyi tasarladığını da ortaya koyuyor.
Kullandığı kelimeler, o kelimelerin özetlediği dünya görüşü, değer sistemi yeni, özgün bir şey değil. Tersine, bir hayli eski. Ayrıca yaygın da. Bugün o şirketlerden biri anket yapsa, “Adam doğru söylüyor. Tabii kadın öyle davranmalı” diye cevap vereceklerin sayısının bayağı yüksek olacağını tahmin ediyorum. “Çoğunluk” olması da şaşırtmaz.
Bu muhafazakâr toplumun en muhafazakâr olduğu konu bu: kadınları disiplin altında denetlemek.
Bunun da yalnız Türkiye’de ya da yalnız Müslüman toplumlarda böyle olduğunu söyleyemeyiz. Kadın- erkek ayrımının dünyadaki ilk (büyük) işbölümü olduğu söylenir. Formülü erkekler lehine olan bir işbölümüdür. Her yerde üç aşağı beş yukarı böyle olmakla birlikte, Müslüman toplumları, “kitaba uygun” davranmakta daha gayretli oldukları için, bu alanda da “Şu olacak, bu olmayacak” türünden yığınla kayıt kuyut geliştirmişlerdir. Kaç/ göç gibi âdetlerle bu toplumsal cinsiyet konusunu her an görülür/ hissedilir bir ayrım haline getirmişlerdir.
Modernleşme süreci hayatın her alanında etkilerini hissettirdiği için zor bir süreçtir. “Değişmek”, dünyanın en zor işidir. Ama bu zorluğun en zor kısmı gene kadın- erkek hayatında ortaya çıkar. Bir erkeğinkine karşı ancak iki kadının tanıklığı geçerli sayılırken, kıza kalacak miras erkeğe kalacağın yarısıyken, bütün o tesettür kuralları vb. birdenbire kadın- erkek eşitliği diye bir icat çıkması, büyük bir şok olmuştur. Halen de sindirilememiş bir şeydir bu. Dolayısıyla elbette “siyasî” bir olaydır. Kadınların oy hakkı elde etmesi, kadınların eşit işe eşit ücret talep etmesi, daha pek çok şey talep etmesi, bu eşitliği veri kabul eden zihinlerin başımıza getirdiği belâlardır. Sıradan erkek, henüz, karısını hangi durumlarda döverse haklı olacağının hesabını yapma aşamasında --oraya kadar gelebildiyse. Bütün bu kadın cinayetleri de son analizde bu kaynağa indirgenebilir.
Onun için Bülent Arınç’ın sözleri en önemli siyasî beyanat. “Bizim partimizi sürekli iktidarda tutun, bu toplumun uğradığı büyük tahribatın verdiği hasarı gidermeye çalışalım. Okullarımızı buna göre yeniden yapılandıralım, gerekli ve faydalı başka kurum, ne gerekiyorsa onları da kuralım. Böylece, edepli, iffetli bir toplum meydana getirmeye çalışalım. Siz bizi seçmeye devam edin, biz evelallah bu işleri yaparız. Orada burada kah kah gülen, serbest serbest hareket eden kadınları zapturapt altına alırız. İçkiyi yasaklarız. Hep beraber iftar ederiz... vb...”
Bu kapıyı bir süre önce Tayyip Erdoğan aralamıştı. Kazandığı üçüncü seçimle, artık açma vaktinin geldiğini düşündüğü kanısındayım. Her Müslüman toplumda olduğu gibi burada da bu özlemleri hep duyagelmiş bir çekirdek grup olduğu kesin. Ama oranı, etkileme alanı ne kadardır, onu çok iyi bilmiyoruz.
Varlıkları şüphe götürmeyen bu kesimin bizim korktuğumuz, onların da umduğu kadar kalabalık olmadığı kanısındayım. Ama, sonuç olarak, bugün Türkiye’de hayatın her alanında süregelen ve epey de süreceği anlaşılan bir mücadele var. Mücadelenin konusu “Nasıl yaşayacağız” sorusu olunca, bunun her köşe bucağa yayılması da doğal.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025