Murat BELGE
Dünya Türkiye’nin gidişini endişeyle izliyor; endişesini artık gizlemiyor. Bu endişe verici durumun baş sorumlusunun Recep Tayyip Erdoğan olduğu konusunda da kimsenin şüphesi yok. “Dünya” derken “demokratik dünya”yı kastediyorum. Rusya ve İran gibi, Erdoğan’a içerlemek için başka türlü gerekçeleri olanları değil (onlara sorsanız, “demokratik gerekçeler” sayacaklardır, ama orası başka hikâye).
Dünyadaki bu hava Türkiye’nin iç politikasına henüz pek yansımıyor. Hiç de yansımayabilir ya da başarılı bir manipülasyonla bir “Erdoğan desteği”ne dönüştürülebilir. Türkiye’nin kendi üretegeldiği ideoloji ile demokratik değer arasında ezelden beri kapanmayan bir makas, bazen daha az açılır, bazen daha çok açılır, ama hep vardır. Onun için burada son yazımda: “Zaten bir yanda uluslararası topluluk ve demokrasi tarihi, demokratik değerler, demokrasiyi “demokrasi” yapan ilkeler, öbür tarafta Türkiye toplumunun siyasi deneyimi ve sağduyusu, onun bu değerleri sindirmişlik ya da sindirmemişlik ölçüsü... Asıl gerilim burada yaşanacak ve bir biçimde burada çözülecek” demiştim.
Yurtdışında Tayyip Erdoğan’ı eleştiren çok; ama eleştiri konusu çok değil, hatta tek: kararlı anti-demokratik tavrı. İçeride ona oy veren, “Öl de ölelim” tezahüratı yapanlar ise Erdoğan’ın demokrasiye katkılarından ötürü bu sevgiyi beslemiyorlar. Erdoğan’ın varlığı onlar için başka bir şey: çıkar, statü edinme, şu bu, ama devam etmesini istedikleri bir şey.
Neyse, Erdoğan’ın kurmaya, yaymaya çalıştığı düzen üstüne özellikle bir şeyi vurgulamak istiyorum bugün. Bu “şey” çok konuştuğumuz ve kim bilir daha ne kadar çok konuşacağımız (bunu yazarken, bir an, epey “iyimser” olduğumu düşündüm), “demokrasi”, “insan hakları”, “hukuk devleti”, “kuvvetler ayrılığı” gibi klasik konulardan biri değil.
Tayyip Erdoğan 2010’ların başından itibaren “otoriter” tonunu yükseltmişti. Gezi buna bir tepkiydi ama Gezi’yle birlikte ve Gezi sonrasında o ton yükselmeye devam etti. ”Ton”la birlikte, dile getirilen “içerik” de iyiden iyiye değişti.
Bu arada Erdoğan’ın kendisi değil ama silahşorlarından biri AKP’nin artık “liberal”miş, “solcu”ymuş, kendilerinden başka kimsenin fikrine vb. ihtiyacı olmadığını söyledi. Erdoğan’ın kendisi bunu söylemediyse de, söylenmesinin arkasında onun olduğundan bir şüphem yok. Erdoğan, “kitlesi”nin kendisinden başka bir kimsenin sözüne kulak vermesini istemiyordu: “Benim kitlem alacağını benden alır!”
Bunun temelinde tabii, bütün davranışlarına yansıyan, “iktidarı artık sağlam ele geçirdiğine” inancı vardı.
Konu etmek istediğim şey şu: Tayyip Erdoğan’ın kurmakistediği, bunun için sürekli bastırdığı, bir an gözünden kaçırmadığı o “düzen”in (“başkanlık”, “Türk tipi başkanlık”, “milli ve yerli başkanlık” v.b.) olmazsa olmaz kısmı, içerdiği “kin” ve “nefret” olacak. Hani “dindar nesil/kindar nesil” falan deniyordu, işte öyle, ona uygun bir toplum istiyor. Tayyip Erdoğan, “beş çocuk” dediğinde bütün çiftler hizaya gelip eksiklerini tamamlayacak. Tayyip Erdoğan “Üzümün tanesini yeyin. Suyunu ne içiyorsunuz?” dediği anda (daha önceden bırakmamışsa) içkiyi bıraktığı gibi, bırakmayanı da yakalayıp dövecek.
“O benim gibi düşünmüyor. Benim onunla işim olmaz” demesi mümkün değil Tayyip Erdoğan’ın. Onun tek bir düşünme biçimi var: “O benim gibi düşünmüyor. Hemen benim gibi düşünmeye başlamalı.”
İlişmeden bırakacağı kimse yok toplumda.
Böyle bir seferberliği yürütmek için de önemli ölçüde bir enerji gerek.
Hani çevreciler “rüzgâr” enerjisi diyor, “güneş” enerjisi diyor: hegemonyacılar “ille de nükleer” enerji diyor. Bunları Tayyip Erdoğan da der, diyor; ama Tayyip Erdoğan’ın kurmayı planladığı toplumsal düzen “nefret enerjisi”yle çalışacak.
2002’de iktidara geldiği andan itibaren gördüğü nefret, onun da bu nefreti duymasını haklı gösteriyor mu? Bence hayır, çünkü Tayyip Erdoğan’ın nefretinin geçmişi çok daha eskilere uzanıyor olmalı. Bu ülkede ve daha birçok ülkede “İslâm”ı ve “siyaset”i yanyana getirmek “mağduriyet”ten beslenmeyi gerektiriyor. Ana besinin “mağduriyet” olunca, bunun sosunun da “nefret” olmaması çok güç. Belli ki Tayyip Erdoğan, adlarının olumsuzluğuna rağmen bu besini, bu lezzeti çok beğenmiş.
Beğenmiş ki, şimdi yeni toplum inşa etme girişiminde, bu eski kini o yeni toplumun sıvası yapmak için elinden geleni yapıyor.
Peki, 2002’de başlayan adı “laiklik” olan o tepki? Bu, Tayyip Erdoğan’da zaten hazır olan “intikam” haznesine ek malzeme sağlamış olabilir elbette. En zararlı etkisi ise, Erdoğan’ın kendinden çok onu destekleyen kitleler üzerinden oldu. Varkalma kavgasının kuralsız yürümesi gerektiğine inançlarını pekiştirdi. Mücadelenin ilkesizliğini meşrulaştırdı.
Bu, Türkiye’nin ezeli sorunlarının Tayyip Erdoğan kişiliği ile eklemlenmesinin şimdi fazlasıyla kaygı verici biçimlenişi, gözünün önünde. Bu nihai ve başkasına varlık hakkı tanımayan bir eklemlenme olmak durumunda mı?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Ölmek”
9.06.2025 - Zamanı Kendine Uydurmaya Çalışmak
23.05.2025 - Siyaset savaş değildir
21.05.2025 - Vatanperver katil
12.05.2025 - Barış isteyen de var, istemeyen de
5.05.2025 - Gerçeklik Saygısı
22.04.2025 - İmamoğlu ile açılan kapı
31.03.2025 - Küsme zamanı değil
17.03.2025 - AKP’nin “politika yapma” üslubu
10.03.2025 - Reel-Sosyalizm ve Kürt Sorunu!
7.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
M.yüce sarıkaya
Bu ne saçmalık. Bende kürt doğdum ama Türkiye Cumhuriyetinde özellikle bu kökenimden dolayı farklı davranışlara maruz kalmadım. Sen öncelikle kendini dışlar ve o doğrultuda davranırsan kim olursan ol komplekslerin yüzünden zaten aşağlık bir yaratık olarak kendini dışlamış olacaksın. Ha bu ülkenin yozlaşmış bürkrasisini ve polis jandarma baskısını eleştirebilirsin. Doğu ve Güneydoğuda kimsenin etnki kimliğine bakılmaksızın devletin kolluk güçleri kendilerini kral sanıp herkese kötü davranıp zulmediyordu. Sen kalkar sağ patilere bu kadar oy verirsen onlarca yıl o zaman farklı bir davranış beklememelıydın. Tahsille ilgisi olmayan allah vergisi beynini kullanmayı bilmeyip yanlış siyasi tercihler yaparak basına demirelleri, özalları, yılmazları, çillerleri getirirsen ne bekliyordun. Lozanı imzalamamış 90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti düşmanı ABD ile işbirliği yapan seçtiğin siyasettcilerin uygulamaları zaten bu gün senin şu anki düşünce sisteminin oluşması içindi. Bu niye oldu SENİN İYİLİĞİNE sanman aptallığını da gösterirsin ama değil. Amaç seni kullanarak bu ülkeyi parçalamak. sonra da seni leblebi niyetine yutmak. AKILLI OL .
medeni dalankay
sen kürt doğmuşsun ama kürt gibi yaşamamışsın .özün sözünle bir olmamaış bizde yalakalık,baş koyma bize iyi davransınlar diye ayakkabılarının tozlarını slmek yakışmaz bu ülkenin her karışında bizimde emeğimiz var bizde savaştık bizde kan döktük heryerde de yaşama hakkımız olmalı.daha dün gelmiş bir bulgar göçmeni beni ülkemde rencide ve istememe gibi bir hataya düşerse bizde hiçbir şey yapamazsak bile halimizi bizim gibi insan olanlara havale ederiz.ama sen bunu aşağılıkla yaratılıkla bağdaştırıyorsan kendini ifade etmişsin demektir.