Murat BELGE
Sabah T24’e bakınca öncelikle iki yazının benim duygularımı dile getirdiğini gördüm. Hasan Cemal darbeyi kategorik olarak reddediyordu. Evet, söyleyecek başka şey yok.
Metin Münir’in yazısı ise bir durum analiziydi. Onun da çok doğru bir analiz olduğu kanısındayım. Bu darbe girişimi Tayyip Erdoğan’ın hiç de demokratik olmayan önderliğini adamakıllı pekiştirecek. Bu dolayımla, Türkiye’nin gündeminin “ezeli” maddesi “demokratikleşme”yi meçhul bir geleceğe doğru erteleyecek. Daha “monolitik” bir yapıya doğru yol alacağız. Baskı artacak vb.
Neyse, gelecek spekülasyonlarını şimdilik bir yana bırakalım, ne olduğunu anlamaya çalışalım. Olay hâlâ çok taze; bilemediğimiz yığınla ayrıntı var. Ama bu ülkenin tarihî yapılanmasına bakarak çıkarılabilecek sonuçlar da az değil.
Olay beni şaşırtmadı. Türkiye’de “askerî darbe”nin bir geleneği vardır. Özellikle 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri, “emir-komuta zinciri içinde” yöntemiyle, askerin şöyle ya da böyle siyasete müdahalesini neredeyse yasal hale getirmişti. Bu fiilî yasallığa dayanılarak, 28 Şubat zorlamasını yapmak mümkün olmuştu. 28 Şubat gibi bir olayın olmasını kimse uzun boylu sorgulamadı; hattâ, tanklı toplu bir “işgal” durumu yaşanmadığı için müteşekkir oldu.
Dolayısıyla, “falan yıla girdik, artık darbe olmaz” rehavetinin sağlam dayanağı yoktu. Ancak, AKP iktidarı sırasında, “darbe girişimi davaları” ve buralardan kaynaklanan çeşitli olaylarla, Silâhlı Kuvvetler’in üst kadro kademelerinde darbe düşüncesine yatkın kişiler tasfiye edilmişti. Onun için, epey yıl önce yazdığım ve söylediğim gibi, “emir-komuta” modeli değil; daha alt kademelerde kotarılan bir “27 Mayıs modeli” beklenebilirdi.
Nitekim bu oldu. Gelgelelim, dünyanın ve Türkiye’nin yeni koşullarında başarıya ulaşmadı; yani “27 Mayıs” tipi değil, “Talât Aydemir” tekrarı oldu. Bu, hareketin yapısı ve mantığıyla değil, eriştiği sonuç la ilgili bir keyfiyet. Olay, Talât Aydemir’e kıyasla, şüphesiz çok daha örgütlü- ve “cüretli” diye eklemek gerek. Ama sonuç aynı sonuç: Yani, Silâhlı Kuvvetler’in “başarılı” darbeleri, “emir-komuta zinciri” içinde olanlar: 27 Mayıs’tan sonra, bu zincir dışında oluşmuş hareketlerin başarıya ulaşmış olanı yok. İşte Aydemir’in iki girişimi; işte 9 Mart; ve işte “Sarıkız”dı, “Ayışığı”ydı, AKP iktidarına karşı örgütlenmeye çalışan hareketler.
Başta Tayyip Erdoğan, kâbus gecesinde olayın ne olduğunu açıklayan herkes, “ordu içinde küçük bir grup” türünden açıklamalarla ya da daha net bir biçimde Fethullah Hoca cemaatini işaret ettiler. Ben bunun gerçek açıklamada çok “politik açıklama” olduğu kanısındayım. Yani, Erdoğan’ın ve dolayısıyla AKP’nin bugünkü somut siyasî durum karşısında takınmak gereğini duyduğu tutumların dikte ettiği bir açıklama.
2002’de AKP’nin iktidarı elde etmesinden itibaren başlayan, “darbe geliyor” atmosferini yaratanlar, orduyu göreve çağıranlar, kimi çağırıyordu? Hele o aşamada, herhalde Fethullahçıları değil. O günlerde çağıranlar (ya da onların bir kısmı) ancak şimdi buna cevap verebildiler.
İşte, bir ekip TRT’yi zorlamış, girmiş, bir de bildiri okutmuş. Nasıl olduğu şimdi anlatılıyor.
O bildirinin içeriğinde ya da üslûbundan Fethullah Hoca’yı hatırlatan bir şeyi göremedim. Bildirinin sahibi, imza sahibi de “Yurtta Sulh Grubu” idi. Bunun da, “Fethullahçılar”ın kendilerine yakıştıracakları bir kimlik olduğunu düşünmüyorum.
“Fethullahçılık” bu toplumda yıllardan beri varolan bir olay ve ayrıntılarını bilmesek de hepimiz genel gidişini biliyoruz - biliyorduk. Silâhlı Kuvvetler kendini “Fethullahçı sızma”ya karşı en büyük titizlikle korumaya çalışan kurumdu. Bütün bu dikkate rağmen şu geceki olayı yaratacak çapta bir “Fethullahçı sızma ve örgütlenme” olduğunu akla yakın bulmuyorum.
Ancak siyasî iktidar şu ara Türkiye’nin egemen ideolojisini paylaşanların bir kısmıyla (önemli bir kısmıyla) ittifak kurmuş ya da bir “ateşkes” yapmış durumda olduğu için onların adını bu olaya karıştırmak “politik” olmayacak.
Bu girişimi ve iktidarın net zaferini izleyecek önemli olaylardan biri herhalde şimdi (örneğin ağustosta) Silâhlı Kuvvetler içinde uygulanacak olan geniş çaplı tasfiyedir. Kamuoyunun bunu “paralel yapının tasfiyesi” olarak bilmesinde yarar var.
Darbe girişiminin “emir-komuta” yapısı dışında ve dolayısıyla başarısız olmasında da yukarıda değindiğim “ittifak” durumunun önemli bir payı var.
Olayı herhalde daha çok konuşacağız (“konuşma” eylemi mümkün olursa, oldukça); ama sanırım şimdiden bu önümüzde cereyan eden olayı “Türkiye’de asker’i darbe geleneğinin son sahneleri” olarak yorumlamak ve değerlendirmek mümkündür. Perdenin bununla kapandığını söyleyebiliriz.
Bir de “sokağa dökülenler” faslı var. Sokağa dökülenlerin hemen hemen tamamının Tayyip Erdoğan’ın iktidarını destekleyen yurttaşlar olduğu kanısındayım. Yani, birçok konuda hemfikir olmadığım kimseler. Ancak, sokaklara ve özellikle olayların geçtiği yerlere gitmeleri son derece olumlu ve son derece önemli bir davranıştı. Böyle bir olay bundan kırk yıl önce gerçekleşebilse bugün Türkiye de çok başka bir toplum olabilirdi.
Dediğim gibi bir geleneğin muhtemelen son perdesi kapanırken, daha önce sahneye hiç çıkmamış birileri sahneye çıktılar ve sahneye hâkim oldular.
Bir tür önsezi olsa gerek, son günlerde “popülizm” konusuna bordalamıştım. Bundan sonra olacakların büyük kısmı, olumlu yanlarıyla , “Türkiye’de popülizmin tarihi” adını taşıyan, henüz yazılmamış kitabın sayfalarını dolduracaktır.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025