Murat BELGE
Bir şeyi bozmak, bir şeyi yapmaktan, kıyas kabul etmez derecede daha kolaydır. AKP on yıl kadar süreyle, Batı dünyasıyla çok olumlu ilişkiler kurdu ve sürdürdü. Batı dünyasının "İslâmiyet'le ilişkiler" dağarcığına, daha önce orada bulunmayan ögeler kattığını dahi söyleyebiliriz. Sonra "Reis" bu politikadan vazgeçti ve bu olumlu ilişkiler güneşin altında unutulmuş bir dondurma kovası gibi erdi gitti.
Ancak bu, "Yanlışlıkla elde edilmiş bir sonuç" değildi. Örneğin Suriye politikası gibi, yanlış hesaplara dayanarak atılmış yanlış adımların sonucu değildi. Böyle istenmiş ve böyle olmuştu. Tayyip Erdoğan Batı dünyasını terbiye etmeye karar vermişti. Ne var ki, Batı dünyası, terbiye olmaya ikna edilmiş gibi görünmüyor.
Ortada özel bir durum var: Suriye felâketi ve bunun yol açtığı göç. Bu olağanüstü durumdan ötürü Türkiye'nin özellikle Avrupa ile ilişkileri de olağandışı bir arazide cereyan ediyor. "Açarım kapıları ha!" politikasının bir "sürdürülebilirlik" potansiyeli var.
Batı'ya, bu "Ey..." diye başlayan suçlamaların "haklı" denecek bir dayanağı yok mu? Bence var. Her zaman vardı, ama şu son on yıllarda, kabaran "popülist faşizm" dalgalarıyla, iyice geçerlilik kazandı. İşte Trump, işte Trump'ı hararetle destekleyen Avrupalı siyasetçiler.
Ama Batı'nın medeniyet, demokrasi, özgürlük alanındaki şimdiki bu yönsemleriyle yüzyılların "müktesebat"ını yan yana koyduğumuzda, arada büyük bir fark görüyoruz. Ayrıca, tarihe ve topluma analitik bakmayı bilen bir göz şimdiki eğilimlerin geçiciliği ile bu "kazanım" yığınının kalıcılığını ayırt edebilir. Batı'ya karşı AKP cephesinden gelen salvoların da, güncel eğilimlerden çok o "kazanımlar"ı hedef aldığını kavrayabilir. Avrupa Birliği'ni reddedip Şangay'da yer aramanın başka ne anlamı olabilir?
Nitekim Trump koltuğuna oturup gün sektirmeden icraatına başlayınca ABD'de milyonlar sokağa döküldü. Kanada onun bu politikaları üzerine ne düşündüğünü belli etti. Britanya'da "Bu adam buraya gelmesin" imzaları spektaküler boyutlara ulaştı. Batı'da bunlar olurken Reis'in toz kondurmadığı Suudi Arabistan ve benzeri "İslâm" ülkelerinden çıt çıkmıyor. Türkiye'den de, şimdilik, yalnız "çıt" çıktı.
Erdoğan, Suriye göçmenlerini sınırları dışında tutmak isteyen Batı'ya karşı "Ey"li nutuklarını atarken de, AKP Türkiyesi'nin Orta Doğu'da güvenli müttefik seçtiği bu ülkelerden gelen farklı bir davranış görünmüyordu.
Batı, modern dünyanın, bu dünyanın siyasetinin, daha pek çok şeyin ilk biçimlendiği yer; onun için "demokrasi" ne, "faşizm" ne, birinden öbürüne nasıl geçilir, bütün bunları çok iyi bilir. Dediğim "Suriyeli göçmenler" engebesinden ötürü hoş tutmaya, iyi geçinmeye dikkat ediyorlar ama Türkiye'den olumlu bir şey gelmesinden hiçbir beklentileri kalmadı (bu da, onları zaten düşman ilân etmiş AKP cephesini ırgalamıyor; bundan da yeni bir "dünya bize düşman" ajitasyonu çıkarmaya bakıyorlar). Medyada Türkiye yalnız yeni bir faşizan gelişmeye konu oluyor (işte, "Trump'ın ABD'yi nereye götüreceğini merak ediyorsanız, Erdoğan'ın Türkiye'ye nereye götürdüğüne bakın" yazısı)
Çok zaman da bir "siyasî mizah" konusuyuz. İşte "Hitler olarak Erdoğan" klipleri, işte "en iyi temizleyen deterjan olarak Erdoğan" klipleri ve daha birçokları.
"Batı ile ilişkiler" manzumesine son birkaç gündür "Yunanistan'la ilişkiler" faslı eklendi: Gene Kardak vb.
Genelkurmay Başkanı'nın Kardak'ı merak etmesinin ve kendi gözüyle görmek istemesinin temelinde herhalde Yunanistan'a kaçan ve Yunan mahkemesinin de iade etmeyi reddettiği "darbeci askerler" konusu yatıyor. Mahkemenin bu kararı üzerine Yunan hükümetinin söylediği söz, "Mahkeme bağımsızdır. Biz karışmayız" oldu. Türklerin kulağına aşina gelecek bir söz. Çünkü, eski günleri bir yana bırakalım, şu günlerde, AKP hükümeti bütün dünyayı rahatsız eden tutuklamalar üstüne bunu söylüyor. Başbakan, "Tutuklama olmasa daha iyi ama mahkeme öyle karar verdiyse ne yapalım. Mahkeme bağımsızdır" anlamında bir şeyler söylemiyor mu?
"Suçluların iadesi" anlaşmaları var tabii, ama başka koşullar da var. İki günde bir insanlara "İdam isteriz!" diye bağırtılan, Cumhurbaşkanı'nın da "kâğıt önüme gelsin, saniye sektirmeden imzalarım," diye teminat verdiği bir ülke burası. Böyle şeyler dünyada "makable şamil" olmaz ama AKP iktidarının uluslararası hukuka nasıl bağlı olduğunun yığınla örneği var, görüldü. Bu durumda da, "makable şamil olmaz" ilkesinin ayaklar altına alınmayacağının garantisi var mı? Cumhurbaşkanı, "Bu hukuka aykırı" diyenlere-hele bunlar Batılıysa- iki "ey" çeker, hadlerini bildirir.
Ancak tek sorun "makable şamil idam"dan ibaret değil. Bir de "kötü muamele" sorunu var. Yunanistan o adamları iade ederse burada nasıl karşılanacaklarını biliyor muyuz?
Tahmin edebiliriz. Yani "olmuşlar"a bakarak, "olacaklar"a dair fikir yürütebiliriz. "Olmuşlar" deyince, 15 Temmuz'dan beri televizyona çıkarılan darbecilerin görüntüleri ortada. Bu insanlara gözaltında ya da hapishanede yapılanlara dair birçok söylenti ve tanık ifadesi var.
En son da şu "Reina katili." Adamın kendi "selfi"leri yayımlanmıştı. Sonra yakalandığı zaman fotoğrafları çıktı. Ne kadar değişmiş!
Böyle bir adama sempati duymak için bayağı geniş bir mide gerek. Tamam, ama ilke de ilkedir. "Kimseye işkence yapılamaz" denmişse, bunun anlamı kimseye işkence yapılmayacağıdır. "Kimseye yapılmaz, ama filancaya, falancaya yapılır" diye ilke ya da kural olmaz.
O suratı fotoğrafta görünce de, "Bu memlekette birilerine kural dışı kötü muamele yapılıyor mu?" diye uzun boylu düşünmenin gereği kalmıyor (15 Temmuz sonrasının fotoğraflarıyla birlikte).
Tabii o cephe, bu söylenene karşı da, "Yerli ve milli" vaveylalarını devreye sokacaktır.
Bu biçimde "yerli ve milli" olmaya karar vermiş bir iktidarla, dış politikada varılacak yer de burasıdır. Başka gidecek yer yok.
İslâm adına Batı'yla bozuşup İslâm dünyasında da şu noktaya gelmiş olmak, büyük bir "dış politika" başarısı olsa gerek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025