Murat BELGE
Şu günlerde, Abant’ta “Platform”un geleneksel toplantısında gene Anayasa konusu konuşuluyor. Açılış konuşmalarına Cemil Çiçek’i çağırmışlar. Cemil Çiçek, Meclis Başkanı olarak, anayasa değişikliği konusunun tam ortasında yer alıyor. Abant’ta da bunu konuşmuş ve “Ya şimdi yaparız ya da bir 30 yıl daha ‘sen engel oldun’ diye birbirimizi suçlarız” demiş.
Doğru. Bana da ikincisi çıkacak gibi geliyor. Bu ülkede “siyaset yapmak” bütün toplumun işine yarayacak, hareketini serbest bırakacak bir yol açmak değil de, “karşı taraf”ın yolunu kapatmak olarak anlaşıldığı için, “Sen engel oldun” tartışmasını ebediyen uzatmak varolan siyasî kadroların işine bile gelir. Konuşacak konu çıkmış olur. Tarihte “Otuz Yıl Savaşları” var ne olsa.
Ama, “bütün toplumun işine yarayacak” diye bir laf ettim... Bu nedir acaba, böyle bir şey var mı? Nesnel olarak elbette vardır. En kestirmeden söylersek, demokrasiyi sağlamlaştıracak her tedbir herkes için iyidir, herkesin işine yarar. Ama bu toplumda böyle şeyleri daha fazla düşünen, iş edinen, çünkü politize olmuş insanlar, öyle bir biçimde politize olmuşlar ki, öznel olarak, böyle bir şeye kimse inanmıyor. Benim için iyi olan onun için kötü olmalı ; onun için iyiyse benim için mutlaka kötüdür vb.
Çünkü, sanırım, bu “iyi”nin ve bu “kötü”nün tanımı, “ben”den önce “o”na göre yapılıyor, bilinçdışımızda. Onun için “iyi”yse, benim için otomatikman “kötü” oluyor. Çünkü benim iyiliğim onun kötülüğü üstüne kurulmuş.
Kamuya açık konuşurken seçtiğimiz söylemlerde bunlar yokmuş gibi davranıyoruz, çünkü o düzeyde bunların “yanlış ve kötü” sayılacağını herkes biliyor. Ama “siyasî düşünce”mizin gerçek koordinatları bunlar.
Ona bakarsanız, şu tartışılan Anayasa da, iş o düzeyde laf etmeye gelince, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının özgür olduğunu söylüyor. Ama asıl işi, amacı, o özgürlüğü nerede ve nasıl kısıtlayacağının formülünü bulmak.
“Balkon konuşması” ile “grup konuşması” arasında, ikinciye yakın yerde durarak icra-i sanat eylemek, Türk siyaset adamının, farkına varmadan öğrendiği ilk siyasi ilk siyasi dersi.
Böyle olunca, “Anayasa” gibi, belki adı kendinden de büyük bir konu ortaya çıktı mı, bu siyasî kültürle donanmış siyaset erbabı hemen en iyi bildikleri kamuflaj kılıklarına girip engelleme, saptırma, çarpıtma taktiklerini başlatıyor, bu alanlarda edindikleri hüner birikimlerini ortaya döküyorlar.
Bu konuda Kenan Evren farkında olmadan, sıradan Türk bilinçdışını dile getirerek konuştuğu için, doğru bir metafor kullanıyordu : Anayasa hakkında, elbise terminolojisiyle konuşmayı seçmişti. “Dar gelen”, “bol gelen” anayasalar oluyordu ; bizim daraltmamız gerekiyordu. “Deldirmememiz” gerekiyordu vb. “Anayasa” denince bundan “hazır giyim” dahi değil, “terziye ısmarlanmış elbise” gibi bir şey anlamak, bizim siyasî kültürümüzün yerleşik ve köklü ögelerinden biridir. Anayasa “yalnız benim giymem” için yapılmış bir şey olmalıdır. Ne yapayım ben, başkasının da zorlanmadan giyebileceği bir ceketi –pardon, anayasayı?
Bu, tabii, sözünü ettiğim o aynı “bilinçdışı”nda, bu ülkede “siyaset” dendi mi hâlâ “kimlik siyaseti” yaptığımızın bir karinesi olarak da anlaşılabilir. Ama bunu başka yazıya bırakayım, “büyük” konu.
Bütün bu yapılanmanın, bir dahaki yüzyıla kalmadan, değişmesi, hiç değilse değişmeye başlaması gerekiyor. Ama nasıl?
Ancak “Anayasa” gibi telaffuz edildiği anda tarafları alarma geçiren büyük konulardan değil de, daha basit ve iddiasız konulardan mı başlamalı? Öylesi daha gerçekçi olabilir mi?
Bunu da sonraki yazılara bırakalım.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBİRİNCİ PARTİ KARASIZLAR... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATOPLUMSAL BARIŞIN HUKUKSAL TEMELLERİ; DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan siyaseten hata mı yaptı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞHUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMuhsin Batur’un utanıp anlatamadığından gururlananlar... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKendi yaptığınla muhalefeti suçlama yeteneği 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTotalitarizmin meşrulaştırılması Müslümanların adalet tasavvurunu zedeledi 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBu kadar şirket kanunsuz iş yaparken ‘devlet’ neredeydi? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025