Mustafa Karaalioğlu
Gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimine dair bütün tartışmalar, “CHP’nin adayı kim olacak?” sorusu etrafında şekilleniyor. Ekranlarda, hem adı geçen isimler üzerinden bitmek tükenmek bilmez tartışmalar, hem de bu isimlerin kısa sürede birbirlerine gireceği varsayımı etrafında analizler yapılıyor. Tartışmaların, iktidara yakın mecralarla yapılması tesadüf olmadığı gibi bütün konuşmaların, adayların birbirlerine düşeceği ve dolayısıyla seçimi böyle kaybedecekleri tezine dayanması da şaşırtıcı değil. İktidar partisi böyle olmasını istiyor ve bu yöntemin işe yarayacağına inandığı için de aday borsasını erkenden açıyor. Kendileri açısından denenmesi gayet normal -ve geçmişte de işe yarayan- bir yöntem….
Buna rağmen asıl önemli soru hala ortada duruyor: Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Malum, Erdoğan anayasa gereği bir kez daha aday olamıyor. Aday olabilmesi için ya anayasanın değişmesi ya da Meclis’in erken seçim kararı almak suretiyle Erdoğan’a bir dönem daha seçilme hakkı tanıması gerekiyor. İktidar kanadının 12 Eylül darbe anayasasından kurtulmak temalı bir önerisi var. Gayet tabii ortaya böyle yüksek bir hedef konulduğu için içine “Mevcut Cumhurbaşkanı’na bir dönem daha seçilme hakkı verilmelidir” mealinde madde koyabilmek imkansız. Konulsa bile bunu Meclis’e veya referandum yoluyla millete kabul ettirmek imkansız…
Şu halde geriye erken seçim yolunu zorlamak; yani muhalefete reddedemeyeceği kadar erken bir tarihte seçim çağrısında bulunmak kalıyor. Üç ay beş ay değil, bir yıl veya biraz daha önceden; yani, en geç 2027’nun başında erken seçime gitmek gibi bir öneri. İktidarın kafasında böyle bir düşünce olduğunu anlaşılıyor.
Nitekim, Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, bunun sadece bir teknik konu değil Türkiye için mecburiyet olduğunu da söyledi. Hürriyet Gazetesi’nden Hande Fırat’a -27 Eylül 2024- verdiği mülakatta “2030’a doğru tüm dünyada yapılan hesaplar var. Bu nedenle de Erdoğan’ın liderliği çok önemli” dedi. Daha başka birçok sözünün arasında bu kısım önemli çünkü ilk kez net olarak bir parti yetkilisi bir kez daha Erdoğan’ın adaylığı için hedef açıkladı. Bunun da “dünyada yapılan hesaplar” için gerekli olduğunu söyledi.
Güler, çok dikkatli ve ketum. Sadece seçimlerin yenilenmesinin 360 milletvekilinin onayıyla olacağını hatırlatmakla yetiniyor. “2030’a doğru tüm dünyada yapılan hesaplar var. Bu nedenle de Erdoğan’ın liderliği çok önemli” lafını da bunun devamında söylüyor.
Ak Parti Grup Başkanı ne kadar ketum olsa da anlaşılan o ki Erdoğan’ı bir kez daha aday yapabilmek için eldeki güçlü senaryo erken seçim kartı. Sonuç alır almaz, bakacağız. Ama sonuç almayacağı kesin olan şey Erdoğan’ı “dünyada hesaplar yapıldığı” için yeniden aday ve Cumhurbaşkanı yapmak iddiasıdır. Bu artık geçerli değil. Bütün dış politika dosyalarında gerileme ve hatta çöküş yaşanırken; neredeyse bütün ülkelerle iki ileri bir geri ilişki yaşanırken; toplumun önüne çıkıp Erdoğan’a dünyada yani, dış politikada ihtiyaç olduğunu söylemek işe yaramaz.
Ekonomi de çok kötü ama “Ekonomiyi ayağa kaldırmak için Erdoğan’a bir dönem daha ihtiyaç var” iddiası bile, “dış politika için ihtiyaç var”, demenin yanında daha makul görünür.
Erdoğan yeniden aday olmayı çok istiyor, partisi zaten ondan çok istiyor çünkü Erdoğansız Ak Parti hiç düşünülmedi. İstemek önemli ama bunun için akla mantığa uygun gerekçe bulmaları şart. Dünya liderliği veya dış politika tecrübesi böyle bir gerekçe değil. Dış politika, iktidarın ekonomiden, eğitimden, kültürden veya sözgelimi tarımdan bile daha başarısız olduğu bir alandır. Türkiye’nin en çok avantaj, itibar ve fırsat kaybettiği ve küresel puanının en çok düştüğü ünite burasıdır. Uzağa gitmeye gerek yok, BAE; Mısır, Suudi Arabistan, Yunanistan, Suriye dosyaları ile F-35, S-400 meselelerindeki yenilgi ve kayıpların dumanı üzerinde tütüyor. Ya da İsrail konusundaki etkisizliğin… AB’den BRİCS’e savrulan odak kaybının…
Ak Parti Grup Başkanı Güler iyi bir hukukçudur, biliyoruz. Ama Erdoğan’a bir iyilik yapmak istiyorsa, bunun yolu Cumhurbaşkanı’nın gerçekten avantajlı olduğu yönlerini bulup öne çıkarmaktan geçiyor. Kötü hatıraların değil…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025