Mustafa Karaalioğlu
Başkanlık sisteminin en kritik noktası nasıl bir sistem inşa edileceğidir. Gayet tabii ki hızlı karar almak, seri davranabilmek, bürokratik kademelerin ağırlaştırıcı fonskiyonunu zayıflatmak gibi unsurlar sistemin tabiatında var ama tek başına bütün bu imkanları elde etmek bir sistem anlamına gelmez. Seri karar almak için de bürokrasiyi hızlandırmak için de bir sistem gerekir. Hatta bütün bunlar için başı sonu belli bir karar mekanizması ve bürokrasiye ihtiyaç vardır. Birçok önemli yetkinin Cumhurbaşkanı’na devredilmesi esasında bu yetkilerin üreteceği kararların eskisi kadar olmasa da kurumlar mutfağında pişmesiyle temin edilebilir.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında… Birçok açıklamada yeni sistemin bazı noktalarda tecrübe edilerek yenilenebileceğini hatta bazı atamaların bile değiştirilebileceğini söylüyor. Haksız da değil çünkü hızlı karar almak, her zaman hızlı tercihlerde bulunmakla mümkün olmuyor. Neticede, kurumların sayısı az ya da çok, yetkileri geniş ya da kısıtlı da olsa her durumda bir kamu yönetimi iskeleti gerekir. Cumhurbaşkanı’nın önüne gelecek kararların bir silsileyle olgunlaşmasına ihtiyaç hep vardır.
Burası öncelikle olmakla birlikte meselenin sadece bir yönüdür. Bir de ister ilk hamlede inşa edilsin, ister yolda yeniden düzenlensin yeni sistemin ruhu ve karakteri meselesi vardır. Sistem muhakkak surette demokratik bir karakter taşımalıdır. Zira, Cumhurbaşkanı’nın seçilme yöntemi ve 24 Haziran’da görüldüğü gibi rekabet şartları bizatihi güçlü bir demokratik yarışın esiridir. Türkiye’nin problemlerinin çözümü ve gelecek perspektifi için zaten başka seçenek olmaması bir yana sistemin tabiatı icabı demokrasi ve tabii ki hukuk olmazsa olmaz önemdedir. Kararlar hangi mekanizmayla ve hangi tempoda alınırsa alınsın herbiri demokrasi ve demokrasiyle bağlantılı olarak denetimlilik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik kriterlerine uygun olmak zorundadır. Anayasa bunu detaylı emretmiyor olabilir ama yeni sistem kurulurken harcının bu değerlerle karılması ülkenin hayrına olur. Sadece ülkenin değil, yeni sistemin yerleşmesi, kabul görmesi ve en nihayet meşruiyet kazanması için, bu tarz bir idare en hayırlı yoldur.
***
Sistem içinde suiistimallerin önlenmesi, rekabet ve verimliliğin artırılması ve bilhassa da devletle toplum arasındaki mesafenin açılmaması için denetleyici kriterlerin emredici özellikte olmasının önemi büyüktür. Cumhuriyetin başlangıçtan bugüne kadar en çok kritik edildiği noktanın devletle toplum arasındaki ilişkilerde yaşanan problemler olduğunu akıldan çıkarmayalım. Devlet, sadece seri ve hızlı karar alarak toplumu tatmin edemez. Aynı zamanda karar süreçlerinin açık ve denetlenebilir olmasını da temin etmelidir. Bu olmazsa yine Erdoğan’ın bilhassa son günlerde AK Parti’yi ikaz için sık sık dile getirdiği “kibir ve gurur” problemi kamu idaresine de sirayet eder.
Halk, 16 Nisan’da yeni sisteme onay verdi, 24 Haziran’da ise bu sistemi en iyi kuracak ve yürütecek kişi olarak gördüğü Erdoğan’ı seçti. Bu tercihin rasyonalitesi seçimin hemen ardından muhalefet cephesinde yaşanan karmaşayla da görülüyor. Ama siyasetin bu tarafındaki zaaf yeni sistemin karakterini oluşturma mesaisinin önemini ortadan kaldırmıyor. Zira ortada sadece bugünün problemlerini aşmakta iyi yönetim sergilemek değil, beraberinde Türkiye’nin geleceğine işleyen, yürüyen ve verim üreten bir sistem kazandırma mesuliyeti de bulunmaktadır.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025