Namık ÇINAR
Bana diyorlar ki, eleştirilerini yaparken neden kurumsal çerçevede kalarak AKP’yi değil de, daha ziyade Erdoğan’ın şahsını hedef alıyorsun?
Sorumlulukları yaygınlaştırmak dururken, meseleyi ne diye kişiselleştiriyorsun?
İyi de, politik karar ve icraatların hep birlikte alınıp yürütüldüğü, bu anlamıyla ciddiye alınacak bir parti mi var; yoksa bir monarkın bütünüyle kontrolüne girmiş, oyuncağına dönüşmüş, onun tayin ettiği kullardan müteşekkil, sözümona bir örgüt mü karşımızdaki?
Bu hâl bağışlanmasına yaramayacaksa da, onu temyiz gücünden yoksun hacir altında biriymiş gibi görmeme yol açıyor.
Ne yalan söyleyeyim, biraz da hafife alarak acıyorum AKP’ye.
Ama asıl, bu kâbustan bir an önce kurtulmasını arzuladığım ülkeme acıyorum.
AKP’yi nasıl ele geçirdi ve ne şekilde yönetiyor ise, Türkiye’yi de öyle ele geçirip yönetmek iştihası dinmek nedir bilmiyor bir türlü, çünkü Erdoğan’ın.
O yüzden, en ivedi sorunudur bu ülkenin, ondan kurtulmak, diye düşünüyorum.
Hadi diyelim ki, bir an için sizin yönteminiz doğrudur.
Peki, kimi eleştireceğim?
Meselâ, zaman zaman aykırı düşecek kişisel görüşler ortaya koyma olasılığı en yüksekmiş gibi duran, ama Erdoğan’ın gözlerini belertmesiyle o fikirlerden çarçabuk çark etmekte zorlanmayan Bülent Arınç’ı mı?
“Kuvvetler Ayrılığı”nı, Kasımpaşa’nın Dolapdere’sinden aşinası olduğu kaportacılık usulleriyle “Kuvvetler Birliği” şeklinde tadil ederek, her şeye tek başına yön vermek sevdasıyla direksiyona geçmiş bulunan Erdoğan’a, tüm yasama faaliyetlerinde ve anayasa çalışmalarında “gaz-fren” işlevi gören Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i mi?
Yahut “Gezi’de ölenleri Suriye’de ölenlere nispetle devede kulak” miktarda görerek azımsayan ve Erdoğan’a yaranmada çığırından çıkıp artık zalim bir noktaya varmış bulunan Egemen Bağış’ı mı?
Bunları mı eleştirmeliyim, hepsinin yaratıcısı Erdoğan dururken?
Yoksa, hepsi süt dökmüş kedi gibi sus pus, emirber milletvekillerini mi ölçü almalıyım, onun yerine...
Ya da, Erdoğan’ın donanmasına tayfa yazılarak, o ne yapsa ve söylese bir hikmet uydurmayı iş edinmiş medya erketelerini belki de?
O kadar çoklar ki bu devşirmeler, hangi birini sayayım size?
Kaplan niyetine yola çıkıp, Hazine’den beslenerek kiler sıçanlarına dönüşmüş, “yeni Türkiye’nin yeni yetme rantiyeleri”ni mi...
“Aman düzenim bozulmasın” diyerek bilimin anasını satmış üniversite hocalarını mı...
Erdoğan’ın mirî düzeninde taşra sipahileri olarak çalışan il başkanlarını mı...
Söyleyin, kimleri eleştirir isem taşı oturtmuş sayılırım gediğine?
Yahut da yerleştirmek değil de, aksine,acaba yerinden çıkarmak mıdır doğrusu, Erdoğan gibi bir kilit taşını?
Çünkü, Erdoğan olmasa, böyleleri bakan ya da milletvekili olabilirler mi?
Erdoğan olmasa, öldürülen insan sayısından giderek, iki despotik rejimden ölüsü az olana demokratiktir denebilir mi?
Erdoğan olmasa, Mısır’ın darbecisi Sisi ile dincisi Mursi arasında sıkışıp kalınarak, ya yılandan ya çıyandan yana çıkılabilir mi?
Erdoğan olmasa, ancak darbe dönemlerine yakışan dayatmacı yöntemlerle inşa edilen bir rejim, sırf sandıktan çıktı diye meşrulaşabilir mi?
Erdoğan olmasa, asla demokratik bir kültür sergilemediği hâlde, üstelik demokrasinin tüm araçlarından sonuna kadar yararlanarak, ama demokrasi içermediği gün gibi aşikâr olan bir modeli, bu denli kör gözüm parmağına yöntemlerle kurmaya kalkmak, hiç mümkün olabilir mi?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016