Namık ÇINAR
Günlük köşe yazmanın da okumanın da handikabı, âdetâ idrarını kesik kesik yapan prostat hastasına benzemekte yatıyor.
Güncel olandan kafayı kaldırıp da genel gidişatı kerteriz almadan değerlendirmeler yaparsanız, kekemelerin düzenlediği bir sempozyumda avara kasnak bir anlama çabasında yitip gitmeniz işten bile sayılmaz.
Ben parçayı, bütünün içine koyarak anlamaya ve anlatmaya çalışanlardanım. Beni ilgilendiren, bütün bu olup bitenlerle nereye doğru gidildiğidir.
O yüzden de diyorum ki, grup toplantıları adı altında millete seslendiği salı hutbeleriyle önce Meclis’i, icra organının yerine MİT’i kaydırarak şimdi de Bakanlar Kurulu’nu iptal eden Erdoğan’ın, sistemin kromozomlarıyla içten içe oynadığı bu modeli, asla ve kat’a bizi demokrasiye götürmez!
Çünkü o, meşruiyet kaynağı olarak Allah’a ve halka sıkça atıf yaparak, hesap verilebilirlik bakımından sadece bu ikisini tanıdığını vurgulamakla beraber; bir yandan da demokrasinin olanaklarını kullanmak suretiyle vahyin lehine sonuçlar doğuracak şekilde demokrasinin insan yapısı kurumlarını tek tek köreltmekle de haşır neşirdir.
Yeryüzü ürünü demokratik bir meşruiyetle, Allah vahyinin meşruiyeti aynı anda birarada olamayacakları hâlde, bugün birlikte var olabilirlermiş gibi görünen bir süreç yaşanıyorsa, baklanın ağızdan çıkarılacağı safhaya henüz gelinmediği içindir.
Sadece bu mu?
Türkiye giderek merkezileşiyor, devletleşiyor ve her geçen gün Batı’dan biraz daha kopuyor.
Müttefiki olduğumuz ülkelerle sorunlar arttıkça, “demek ki doğru yoldayız, zira bağımsızlaşıyoruz” diyorlar.
Ülkenin uygar dünyayla ilişkilerinden koparılmasını, Batı demokrasisinden farklı bir paradigmanın inşası için belli ki elzem görüyorlar.
İçerinin kutuplaşması nasıl din üzerinden yapıldıysa, dışarısıyla ilişkilerde de ölçüt olarak gene İslâmiyet kullanılıyor.
Baksanıza, Kosova’yı bile Rabia sancağı altında toplama gayretleriyle coşturmaya kalkıyor.
Oysa bu din kökenli siyasal imgeler, Avrupa ortalarına kadar sokulmuş fütuhatçı Osmanlı’yı ancak yüzlerce yılda püskürtebilmiş Batı hafızasını tetiklemekten başka bir işe yaramaz. Böylesi aymazlık ve davranış bozukluklarının, arı kovanına çomak sokmak gibi sonuçları olur sadece.
Erdoğan ülkeyi içeride polisle, dışarıda da MİT’le yönetmeye çalışıyor.
Bakanları giderek, onun belirlediği rutini yürüten teknokratlara dönüşüyorlar.
Milletvekillerini ise, diktiği minarelere kılıf uyduracak robotik aparatlara çevirmiş.
Siz istediğiniz kadar Başkan yapmadığınızı sanadurun, o bunu de facto olarak çoktan hâlletmiş görünüyor.
Bu hâliyle Türkiye’yi, Cevat Fehmi Başkut’un Buzlar Çözülmeden’indeki kaymakam gibi yönetiyor.
Kimseyi dinlediği falan da yok.
Danışmanları danışacağı değil; ağzına geleni söylediği için, ha bire detone olduğu yerleri gizlemeye didinen vokalistler niyetine şakıyorlar.
Yandaş olan yazarları da pek farklı değil.
Eleştirerek zihin açacakları yerde, arkası sıra seğirterek yapıp ettiklerine mantıki gerekçeler uydurmak üzere atmadıkları parende kalmadığı için her geçen gün biraz daha gülünçleşiyor ve eğer bir vakitler var idiyse bile, artık o saygınlıklarını da giderek yitiriyorlar.
Bütün bunların başlıca sebebi, bir atımlık barut gibi birikimlerle ilkin hepimizi heyecanlandıran, ama bir zaman sonra iç dinamiklerimiz sürdürmeye yetmedi diye tekrar sönen demokrasi heveslerimizin yerini, kendi yapıp kendi taptığımız hükümdarların almasıdır.
Çaresi ise, her ne olursa olsun, onlardan kurtulmaktır.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016