Namık ÇINAR
Ekim 1912.
Balkan Savaşı daha doğru dürüst başlamamış; Bulgar, güç ve takatini henüz gösterebilmiş bile değildi.
Cephedeki tümenlerden birinin, saraya mensup bir kızla evlendirildiği için liyakatine bakılmaksızın kısa zamanda terfi eden ‘saray paşası’ komutanı, kolordu komutanına danışmak ve bilgi vermek gereği dahi duymadan, aklı sıra elindeki eğitimsiz redif askeriyle Bulgar kuvvetlerine karşı bir gece harekâtına kalkışacaktı.
Fırtınalı karanlığın içinde istikametlerini şaşıran taburlar birbirleriyle rastlaşacaklar; kimse kimseyi tanımayıp düşman zannederek karşılıklı muharebeye tutuşacaklardı.
Trakya’nın iliklere işleyen soğuğunda, havayı giderek bir korku saracak, tüm eratın yüreğini kaçma endişesi kaplayacaktı.
Bütün birlikler, hepsi birden dağılmaya başladılar.
Baruta ateş düşmüş gibi, firar bir anda yaygınlaşıvermişti.
Redif taburları korkunç kargaşalar içinde Kırklareli’ne doluşmaya başladılar.
Tatlı uykusundan uyanan kolordu komutanı, bozgunu önlemek için bağırdı çağırdı, hattâ yalvardı ise de, erat artık söz dinlemiyordu.
Paşanın yaverleri bile geri çekilme emri verildiğini sanarak, ne kadar evrak harita ve plân varsa, olduğu gibi bırakıp can havliyle karargâhı terk ettiler.
Hele bir tanesi, şaşkınlığından sadece komutanın kahve takımını götürmeyi akıl edebilmişti.
O yüzden paşanın, sonraki üç gününde teçhizat namına yanında yalnızca bu kahve takımı olacaktır.
Kırklareli İstasyonuna ulaşanlar, kaçmak için bir tren bulmuşlardı. Makinisti harekete zorladılar. Gar memuru ‘durun, hat üzerinde bu tarafa doğru gelen bir başka tren var’ dediyse de onu itekleyip geçtiler.
Henüz üç beş kilometre yol almışlardı ki, kafa kafaya çarpışan trenlerin sesi gecenin karanlığını yırtmış, cepheye gönderilen mühimmat bir yana, kaçakların cesetleri bir yana savrulmuştu. Artık ne geriye ne ileriye gidebilmek mümkündü.”
Gırtlağına kadar siyasete bulanarak orduyu ne hâle getirdiğine örnek olsun diye özetlediğim bu bozgunun mimarı ittihatçı zihniyetin, bir çırpıda olup biten Balkan Savaşıyla Adriyatik’ten Çatalca’ya kadar uzanan koca bir coğrafyayı yitirmemize nasıl sebep olduğu, nedense doğru dürüst yazılmaz konuşulmaz ve sorgulanmaz.
O nedenle bu öyküleri düne kadar Trakya’nın ancak sağ kalan son yaşlıları anlatırlar,
“Ey gaziler yol göründü yine garip ser’ime
Dağlar taşlar uçan kuşlar ağlar benim hâlime”
diye de türkü yakıp ağlarlardı.
Çünkü Sırp, Yunan, Karadağ ve Bulgar ordularının vahşetine terk edilerek çekilen, çekilirken de kızı kızanı kadınıyla yüzbinlercesi katledilen, milyonlarcası göçe zorlanan, kindar olmadığı için bugün artık sızısını içine gömen bu toprakların mazlum halkı, Anadolu belleğinin çoğu zaman anımsamaktan kaçınacağı bir kadre uğramıştı.
Siyaset kurumu dahi öteden beri, huysuzluk yapanların sırtını “Gazi, Şanlı, Kahraman” diye sıvazlayıp kesenin ağzını sonuna kadar açarken; uysal koyun saydıkları iyi niyetli Trakya insanını ise küçümseyerek ve hafife alarak, en çok katma değer üreten kentlere sahip oldukları hâlde, onlara harcanan payı düşük tutmak suretiyle köhne kalmalarına yol açmışlardır.
Son olarak da Başbakan, birkaç gün önceki Trakya gezisinde, “kendisi iktidar olmasın da ne olursa olsun” diyenlere benzetmek uğruna koskocaman bir gaf yaptı.
Balkan Harbi’nde ülkeyi batıranlar sanki İttihatçılar değilmiş de kurtarıcı imişler gibi anlattı.
Osmanlı’nın yıkılış sürecini sırtında taşıyan Trakya ahalisini Bulgar sempatizanı gibi göstererek, İttihatçı Enver Paşa namına aşağılamaktan çekinmedi.
Kökü Balkan acılarına ve göçmenliğine dayanan bir Trakya çocuğu olarak, “buralara Enver gireceğine Bulgar girsin” yalanını, soyumun sopumun hatırasına yönelik bir saygısızlık olarak algılıyor, şiddetle kınıyorum.
[email protected]
twitter@cinarnamik
http://www.taraf.com.tr/namik-cinar/makale-trakya-yi-asagilayip-enver-pasa-yi-yuceltmek.htm
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016