Namık ÇINAR
Gündeminizde ne varsa, erteleyin hepsini.
Tüm dosyaları rafa kaldırın.
Bırakın kenara elinizdekileri.
Artık konuşmayın, bugüne kadar konuştuklarınızı.
Askerî Mahkemeler şöyle olmalı... Yüksek Yargı böyle olmalı... YÖK kaldırılmalı, Yeni Anayasa’da falanca konu şöyle tarif edilmeli, filanca kurum feşmekânca yere şu şekilde bağlanmalı...
Geçin bir kalem.
Lüks artık bunlar, lüks!
Sadece bir tek şey kaldı, yoğunlaşılacak.
Sadece bir tek şey uğuldamalı, kafaların içinde.
“Nasıl kurtulacağız?”
Evet, yalnız ve yalnız “nasıl kurtulacağız?”
Artık bir tek bu önemli bugün için.
Düşecekseniz, bunun peşine düşün.
Arayacaksanız, bunun formülünü arayın.
Bu korkunç gerçek sarsın ve sarssın benliğinizi.
Ne Kürt Sorunu... Ne cârî açık... Ne bilmem ne...
Saçınızın telinde hissedin, bütün meseleleri sollayıp her şeyin önüne bunun geçtiğini.
Üstelik vakit de yok.
İki ayağınız bir pabuçta, neredeyse.
Erdoğan’ın, dört aydan bile kısa sürede cumhurbaşkanı olacağı bir seçim... ardından, yerel seçim verileri ışığında tespit ve tayin edeceği “dar bölge modeli”yle, tek başına anayasa yapabilecek sayıda milletvekili çıkaracağı bir genel seçim... sonra da, kafasına göre kurgulayacağı bir “başkanlık sistemi”ni içeren demir kaplı anayasa...
Alın size, bir- bir buçuk senede kotarıp belki de hiç gitmeyerek yöneteceği, kırk akıllının kırk yıl geçse de kuyudan çıkaramayacağı bir Türkiye!
Durum bu kadar vahim yani.
Havadaki tehlikenin ne olduğunu anlama derdindeki uçak yolcusunun, kabin görevlilerinin yüzlerindeki ifadeden anlam çıkarmaya çalışmasındaki gibi, dönün de Cumhurbaşkanı’na birbakın.
O dahi kaçacak yer arıyor.
Zira herkesten iyi tanıyor Erdoğan’ı.
AKP siyasetinin odağına parti örgütünü değil, bizzat kendisini koyduğunu... delegeyi bizzat dizayn ederek, herkesi memurlaştırdığını... yılların öfkesini onun kin yüklü profilinde bularak içini serinleten, adam yerine konmamış kitlelerin ruh hâllerinden beslendiği için, hiçbir vakit yumuşamayacağını da biliyor.
Yumuşarsa, ona oy verenlerin indinde erimeye de başlayacak çünkü.
O yüzden bunun ancak kin ve nefretle, intikam ve düşmanlıkla yürütülürse sürebilen bir siyaset olduğunu anlıyor.
Hem ayrıca, seçmenin Erdoğan’a teveccühü devam ederken, baş edemeyeceği bir sertliğin karşısına niye çıkıp dikilsin ki?
Kendisine yer olmadığı açıkça ortaya konan bir projede, sonunun nasılsa karakolda biteceğini de sezinlemişken, neden parçası olsun da sorumluluk üstlensin?
Demek ki, iş başa düşüyor.
İş, Erdoğan’a “hayır diyen yüzde elli beş”e düşüyor.
Ben de biliyorum, falanca partinin sosyo-politik analizi şudur, öbürününki de budur gibi lâfları.
Ama oralarda değiliz artık.
Bu bir hayat memat meselesi. Demokrasimiz bakımından “olmak ya da olmamak”la yüz yüze bir safhadayız şimdi.
Ona “evet” diyenlerden daha çoğuz, yapabiliriz.
Bütün mesele bunu algılamakta ve uygun davranış sergilemekte.
Bakmayın siz onların “bir, bir daha, iki etmez” demelerine.
Tabii ki öyle söyleyecekler.
Alay etmeye, işi bozmaya çalışacaklar.
En yumuşak karnı bu onların. Aşil topukları tam burası.
Hükümet kurarken koalisyon oluyor da, cumhurbaşkanı seçerken niye olmasın?
Yerel seçimde doğru dürüst işbirliği yapsaydınız, İstanbul, Ankara ve daha bir sürü yer kalır mıydı onlara?
Erdoğan’ı kendi silahıyla, “sandık”la vurmanın yolu buradan geçiyor.
Tek çarenin bu olduğunu görüp anlayın ki; Bahçeli’nin “herkes cumhurbaşkanı olur da, bir tek sen olamazsın” yaklaşımından giderek, nasıl bir felâkete doğru yuvarlanmakta olduğumuzu “hayır” diyen yüzde elli beşe anlatabilin.
Ve yine biliniz ki, kim onu aşağıya indirmek için işbirliğine yanaşmazsa, Erdoğan’ın gizli koalisyon ortağıdır o.
Bu kadar da net söylüyorum!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016