Nejat ERDİM

Kürt meselesinde yüksek gerilim hattı
11.12.2014
1772

 Kürt sorunun nihai bir çözüme kavuşturulması adına hükümet ve Kürt siyasetinin aktörleri arasındaki görüş ayrılıkları iki taraf arasındaki gerilimi giderek arttıran ve süreci akamete uğratacak bir düzleme doğru çekecek noktaya varmış durumda.

Aslında bu hep böyle sürdü gitti, bu noktada kuşkusuz tek sevinidiirici olan şey PKK ve TSK arasında fiili bir silahlı çatışmanın yaşanmaması olarak gösterilebilir, lakin şurası da çok net görülmektedir ki iki taraf için de sürekli olarak yıpratıcı bir psikolojik savaş ve sinir harbi yaşandı-yaşanıyor.

Bu basınca karşı tarafların daha ne kadar direnecekleri, daha ne kadar böyle devam edeceğini kestirmek güç; fakat tehdit ve şantajla yürütülmeye çalışılan sürecin çok olumlu sonuçlar verebileceğini sanmıyorum.

Hem hükümet ve hem de Kürt siyasi unsurlar arasındaki güvensizlik atlatılmadığı sürece kimsenin de "çözüm" adına olumlu bir beklenti içine girebileceği pek olası görünmüyor.

6-7 Ekim olaylarında yaşanan trajedi ve krizin atlatılması adına Öcalan üzerinden yürütülen görüşmeler her ne kadar tarafları tekrar masanın etrafında toplama adına olumlu sonuçlar verse de; hükümet kanadının, "molotof kokteylini silah, maskeyi de suç" unsuru olarak sayıp, polise adeta "vur emri" vermesi hem sürecin ruhuna aykırı ve hem de krizi tırmandırıcı birer hamleden öte anlam ifade etmiyor.

Zaten sivillere yönelik işlediği suçlardan dolayı yeterince sicili bozuk olan polisin adeta bu yönde teşvik edilmesi doğrusu anlaşılır bir durum değil.

Sözde kamu düzenini sağlamak adına yapılması düşünülen birtakım düzenlemelerin Türkiye'nin gerçeklerinden ve iç dinamiklerinden habersiz ve uzak kalması sokak çatışmalarını arttıracağı gibi, iç güvenliğimizi daha da riske edecek bir noktaya doğru bizi sürükleyebilir.

Hiç kuşkusuz ki gerek hükümete ve gerek devlete yönelik tepkilerin molotoflar la ortalığı yangın yerine çevirerek dile getirilme teşebbüslerini onaylamak ve buna sempati duymak asla kabul edilebilir bir durum değil.

Kamuya zarar vermek, toplumu korkutup sindirmek ve bu anlamda sokakları savaş alanına çevirmek nasıl tasvip edilebilir ki?

Fakat ayırt edici nokta şu, Devlet hükmeden ve aynı zamanda koruyan unsur olarak silahlı müdahaleyi değil, yasaları ve hukuku önleyici ve caydırıcı bir unsur olarak kullanmalı.

Elinde molotof kokteyli, yüzünde maske olan çocukların polis kurşunlarına hedef olması halinde, zaten istim üzerinde duran Kürtleri ciddi anlamda Devlet ile karşı karşıya getirebilir ve ne yazık ki böylesi bir durum çok feci sonuçlar doğurabilir.

HDP'nin söz konusu maddelerin yasallaşması durumunda kitleleri sokağa dökeriz söylemi Kobani olaylarına bakıldığında ve sağlıklı bir şekilde analiz edildiğinde ne denli tehlikeli ve riskli bir söylem olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Ama burada esas olan "sebep-sonuç" ilişkisinin iyi okunabilmesidir.

Kürtler ile sürekli gerilim içinde olan bir mekanizmanın bulduğu karşılığın son 30 yılı adeta savaş ile, önceki 150 yılı ise sürekli asimilasyon ve yok sayma politikaları ile nasıl geçtiğini  hepimiz görüyoruz.

Hükümetin bu kötü geçmişi kendine referans olarak görmesi ve yine o geçmişin peşine anlaşılmaz şekilde takılmaya yeltenmesi doğrusu son derece vahim bir durumdur.

Toplumu adeta" hizaya" getirme hevesi ile çıkartılmaya çalışılan "güvenlikçi" paketler ile aslında "demokrasinin" nasıl da saf dışı edilmek istendiğinin bir başka göstergesi değil mi?

Hem Kürt meselesinin çözümü, hem seçim barajının düşürülmesi ve hem de Alevi sorunu gibi hayati meselelerin çözülmesi adına on yıllarca denen baskı ve güvenlikçi tedbirler ne yazık ki hep ölümcül sonuçlar vererek geri tepti.

Umulur ki hem hükümet kanadı ve hem de Kürt siyasi aktörler toplumsal barışın sağlanması adına ortak akıl da buluşurlar, zira ne sokak çatışmaları ve ne de güvenlik paketleri ile bir iç barışın sağlanması mümkün değildir.

http://blog.radikal.com.tr/politika/kurt-meselesinde-yuksek-gerilim-hatti-82135

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar