Ömer F. Gergerlioğlu

Ömer F. Gergerlioğlu
Ömer F. Gergerlioğlu
Tüm Yazıları
Ümmet kavramı kimliğe engel mi?
3.02.2015
2120

 Dindar Türklerin çözüm sürecinin kesintiye uğradığı bugünlerde kafası daha karışık. Hükümetin çözüm sürecinde yaptığı uygulamalara rağmen tekrar çatışma sürecinin ortaya çıkışını büyük bir öfkeyle izliyorlar. Tabii her zaman olduğu gibi "öfkeyle kalkan zararla oturuyor" ve Kürt sorunu bu bakış açısıyla daha da büyüyor. Bu yazıda dindar Türkler konu edilecektir, olmayanlar bir başka yazının konusudur.

Kimi dindarımız  hala "Kürt sorunu mu varmış, bu nereden çıkmış, Kastamonu'nun köyündeki maddi, yetersizlik hiç bir yerde yok" nakaratıyla sorunun maddi nedenlerden çıktığını ileri sürüyor. Devletin bile kabul ettiği bir sorunun milliyetçiliğe en kuvvetli bir şekilde karşı çıkması gereken dindarımız tarafından hala anlaşılmaması  sorunun ne denli vahim boyutta olduğunu gösteriyor. On  yılları bulan bir sorunun çatışmalı hale döndüğü zamanlarında iyice kronikleştiğini  ve evrildiği hallerini görmeyi bırakın,  ilk halinin bile kabullenilmemesi vahim bir durumdur. PKK'nın oluşturduğu çatışma hali Kürt sorununu anlamayı engellememelidir. Sorunun varlığı konusu bilinçaltından çıkarılıp bilinç aleminde tartışılmalıdır.

Kimi dindarımız  "kimlik demek ayrımcılıktır,  niye ayrım yapılacakmış, Ümmet anlayışı kimliklerin ayrı haklarının gündeme gelmesini kabul eder mi" diyor. Ümmet kavramıyla toplumsal kimlik haklarının buharlaştırılması gerektiğini düşünüyorlar ve çok yanlış düşünüyorlar. Ortamın silahlı çatışmaya döndüğü zaman sorunun daha da kötüleşmesinin nedeni dindarımızın kafasındaki bu yanlış ön kabuldür.

Kimisi ise Kürt sorununun geldiği son derece kötü çatışmalı ortamda bile Cumhuriyeti kuran iradenin yaptığı yanlışı görmezden gelmeyi tercih ediyor, anayasal kimlik vurgusunda Kürtlerin dışlandığını, Türklük vurgusunun oluşturduğu sorunun farkında değil hala. İktidarın verdiği hakların, ilerlemenin bir çırpıda geri alınabileceğini görmüyor. Zaten çatışmalı günlerin başlamasıyla devlet yetkililerinin kullandığı " ezeceğiz" dili hiç dikkatini çekmiyor. Ya bu iktidarda ya da farklı bir iktidarda verilen hakların rahatça geri alınabileceğini hiç düşünmüyor.

Tuğrul Türkeş "babasının partisi" gibi görüyor partisini, dindar Türkler de "babasının vatanı" gibi görüyor bu toprakları. Aslında bu topraklar ve doğuştan gelen asli haklar tüm vatandaşların doğal haklarıdır. Kendinizi "asli sahip" görürseniz "ihsan" dili kullanmaya başlarsınız.

Ümmet kavramıyla zan edilenin bir başka versiyonu sol camiada da yaşanmıştır. "Enternasyonalcilik" le tüm milliyetler üstü bir birlikteliğin olacağını düşünen sol camia bir müddet sonra bunun hayat dışılığını görmüş ve genel olarak bir değişim geçirmiştir. Acaba dindarlar bu olması gereken değişimi ne zaman yaşayacak, toplumun sorunlarını ayağı yere basar bir şekilde ne zaman  değerlendirebilecek?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar