Oya BAYDAR
“Bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür...”
...................
Ece Ayhan’ın dizelerini mırıldanıyorum içimden, sessizce... Aslında avaz avaz haykırmak, “ölmeyin çocuklar” diye bağırmak, S.O.S. çığlığımı herkese duyurmak istiyorum.
Malatya, Maraş, Çorum, Sivas... Bugün; gençliğin ateşli heyecanı, hesapsız özverisi, masum pervasızlığı ve haklı öfkesiyle meydanları dolduran, kimisi devlet dersinde savrulan, hırpalanan, geleceği kararan, kimisi can veren çocuklar henüz doğmamışlardı; anneleri, babaları çocuktu daha. 1977’ydi , 78’di, 79, 80’di.Türkiye kanlı kırımlar yaşadı, binlerce insan öldü, öldürüldü. Toplum masumiyetini yitirdi, ortasından yarıldı, toplumsal doku çürüdü, çürüme yüreklere, vicdanlara uzandı. 12 Eylül’ün tankları, postalları ülkenin geleceğine de ipotek koyarak toplumu ezip geçerken açılan fay hatlarında zehirli bitkiler filizlendi.
O kırım, katliam günlerinde, ülke önce kaosa, sonra kanlı çatışmalara sürüklenip dışardan CİA, içerden faşizan sağ - büyük sermaye destekli askeri darbe ortamı adım adım yaratılırken, bu ortamın sahnenin önündeki aktörleri birbirlerini öldüren sağcı ve solcu gençlerdi. Oyunun adı sağ-sol çatışmasıydı. Bir tarafta darbenin kışkırtıcısı o dönemdeki MHP ve Ülkü Ocakları, öte tarafta devrim için silahlı mücadeleyi savunan örgütler ile silahlı mücadeleyi reddetseler de o koşullarda aynı cephede yer alan sosyalistler, sosyal demokrat, halkçı sol vardı. Yıllar yıllar sonra, sağcı-solcu diye birbirlerini öldürenlerin kimler tarafından nasıl tahrik edildiklerini, büyük provokasyonun nasıl tezgâhlandığını, aynı silahın bir sağcıların, bir solcuların eline tutuşturulup sağcının da solcunun da nasıl aynı silahla öldürüldüklerini zamanın aktörlerinin, örgüt yöneticilerinin ağzından dinledik. Yıllar sonra erişilebilen belgeler, tanıklıklar, iç hesaplaşmalar, itiraflar bir gençlik kuşağının ve bütün ülkenin, planlı şekilde nasıl heder edildiğini gözler önüne serdi. Derin ya da sığ devlet dersinde, çocuklar (hepimiz) hem kullanıldılar hem de sağ sol bakılmadan öldürüldüler. Oysa onlar “komünizme karşı vatanın-milletin bölünmez bütünlüğünü korumak için” ya da “ezilen sömürülen halkların iktidarını devrimle gerçekleştirmek için” vuruştuklarını sanıyorlardı.
Provokasyon en zayıf noktayı hedefler
12 Eylül darbesine doğru dolu dizgin giderken, özellikle biz sol kesimdekiler provokasyonlardan, MİT- CİA parmağından, tahriklerden söz etsek de kendimizi tahriklere karşı şerbetli sayıyorduk. Devrimci provokasyona gelir mi hiç! Sağda vuruşanlar ise Allahsız komünistlere, Haçlı ordularına karşı İslamiyet ve Türklük adına kutsal bir savaşın içinde sanıyorlardı kendilerini. “Hira dağı kadar Müslüman, Tanrı dağı kadar Türk” olanları kim kandırabilirdi ki! Oysa iki tarafta da provokatör ajan kaynıyordu.
Sağ-sol çatışması Kahramanmaraş’ta, Malatya’da, Çorum’da, Sivas’ta “sağcı”ların kullanıldığı devlet destekli Alevî katliamına dönüştüğünde artık çok geç olmuştu. Ezici çoğunluğu Alevî ve solcu olan binlerce insan öldürülmüştü. Devletin derinliklerindeki Sünnî Türk damar, sağ-sol çatışması adı altında Sünnî- Alevî mezhep çatışmasını körüklemeyi, yangının kundakçılığını da milliyetçi Sünni gençliğe yaptırmayı başarmıştı.
Provokasyonlar kıvılcımın büyük yangınlara dönüşebileceği en zayıf noktalarda tezgâhlanır. Dinsel inançlar, etnik kimlik farkları ve mezhep ayrılıkları bu zayıf noktaların başında gelir. Zaten hassas ve uyarılmış ortamlarda kıvılcımı çakmak kolaydır. Hava elverişliyse, öfkeli ve gergin kalabalıklar üzerlerinde hissettikleri basınç yüzünden patlamaya hazırsa; bir söylenti, bir küfür, bir taş, atılan bir tek kurşun yeterli olur bazen.
Kalhramanmaraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı, provokasyonun Alevilik üzerinden yürütüldüğü benzer olayları hatırlamamın nedeni Hatay’da olup bitenleri endişeyle, korkuyla, biz bu filmi 35 yıl önce görmüştük, ürpertisiyle izliyor olmam. Biliyorum: “O günler geride kaldı, dünya değişti, Türkiye değişti, cepheler farklılaştı, sağ-sol çatışması yok artık, vb.” gibi itirazlar gelecek. Belki hepsi doğru ama, hangi iktidar döneminde olursa olsun, -ister Kemalist ister Müslüman muhafazakâr- Sünnî Türk T.C. devletinin ne refleksleri ne de yöntemleri değişti. Sahneye, 1970’lerin Ülkücü milliyetçilerinin yerine AKP’yi ve onun kolluk kuvvetlerini, karşısına da içinde her rengi, her düşünceyi, her kesimi barındıran memnuniyetsizleri, muhalifleri koyun; aynı oyunu metni fazla değiştirmeden yeniden sahneyebilirsiniz.
Bakın kıvılcım aynı noktadan: Alevilik üzerinden çakılıyor. Gezi olaylarının artçıları sayılabilecek protesto eylemleri özellikle Alevilerin yoğun olduğu Antakya gibi, ya da büyük kentlerin yine Alevi yoğunluklu semtleri -örneğin İstanbul’da Gazi mahallesi- gibi yerlerde sert biçimde sürüyor. Buralarda devlet şiddeti bir çeşit hınç alma ve ezme operasyonuna dönüşürken sokaklara, meydanlara dolan göstericilerin bu şiddete tepkileri de şiddete şiddetle mukabele tarzında oluyor. Tam bu noktada da farklı mihraklardan kaynaklanan farklı amaçlı kışkırtmalar, tahrikler kol gezmeye başlıyor. Çocuklarımız, gençlerimiz ölüyor, öldürülüyor. En acısı da bu ölümler kaos ve destabilizasyon ortamından kendi acentalarını hayata geçirmek için yararlanmaya çalışanlar tarafından vicdansızca kullanılıyor. Kimileri; “Durun çocuklar, gençler! Devlet dersinde öldürülmeyin” diye haykıracak yerde, olayları kışkırtıyor.
S.O.S. Hatay! S.O.S. Türkiye!
Barındırdığı nüfusun etnik, dinsel, mezhepsel çeşitliliği; Suriye bağlantılı Nusayrilerin (Arap Alevileri) ağırlığı; faşizan milliyetçi yapılar yanında 80 öncesinden kalma onlarca sol örgüt ve düşüncenin (çoğu artık nostaljik de olsa) varlığı; bunlara ek olarak son iki buçuk yıldır süren ve bölgenin toplumsal dokusunu altüst eden Suriye savaşı Hatay’ı Türkiye’nin en kritik, her türlü istikrarsızlaştırmaya, dolayısıyla provokasyonlara en açık noktası haline getirmiş durumda.
Gezi depreminin artçılarının Antakya’da neredeyse asıl deprem kadar güçlü sarsıntılarla sürmesi tesadüf değil. Son olaylarda öldürülen çocuklarımızın üçü Antakya’nın Alevi ağırlıklı Armutlu’sundan. Suriye sürecinden bu yana; Reyhanlı’da onlarca cana mâl olan şiddet eylemi gibi, Suriyeli mültecilerle sürtüşmeler gibi, El Kaide bağlantılı radikal cihatçı örgütlerin bölgede yarattıkları huzursuzluk gibi nedenlerle büsbütün hassaslaşmış bölgede Alevîler zaten diken üstünde. Öteden beri Cumhuriyetçi ve sol kimlikleriyle tanımlanan Alevilerin Sünnî kimlikli AKP iktidarına tepkileri ve güvensizlikleri Hükümetin basiretsiz Suriye politikasının da etkisiyle artmış durumda. Alevî kimliğinin ve Alevilerin eşit yurttaşlık temelinde inanç özgürlüğü ve hak taleplerinin gündemde ilk sıralara yükseldiği böyle bir dönemde Hatay/Antakya Türkiye’nin yumuşak karnı.
Türkiye’ye karşı, bölgeye karşı, AKP iktidarına karşı, hatta muhalefete, örneğin CHP’ye karşı kimin ne planı varsa, bölge bu planları kolaylaştıracak tahriklere elverişli bir zemin sunuyor. Suriye muhalefeti, Özgür Suriye Ordusu, provokasyonlarını bölgede tezgâhlıyor; Esad da onlardan geri kalmıyor. Derin devlet Alevîlerî en kolay orada alanlara sürebiliyor ve kolluk güçleriyle öldürmeye varan uğursuz tahriklerden kaçınmıyor. Kendilerine sol diyen, ama ne solla, ne özgürlüklerle, ne demokrasiyle ne de Alevî kimliğinin tanınmasıyla derdi olmayan bir takım örgütler, bölge gençliğinin heyecanlarını, umutlarını, tepkilerini, halkın haklı öfkesini kullanarak ve kimler tarafından kullanıldıklarının bile farkında olmadan olayları orada körüklüyor. Nihayet, mevcut iktidarı antidemokratik yollardan düşürmek için cuntacı darbeci heveslerinden hâlâ vazgeçmemiş kod adı Ergenekon olan birileri ne ironiktir ki yine sol çakarak bölge halkının muhalefetini kendi kuyruklarına takmaya çalışıyorlar. Öldürülen çocuklarımızdan birinin acılı annesi son mitinglerden birinde konuşturulurken oğlunu bu “davada” şehit verdiğini söyleyip gençleri onun yoluna çağırıyor. Benim kanım donuyor, çünkü benzer sözleri defalarca işitmişliğim var, çünkü ne olduğu bilinmeyen ve çoğunlukla iktidar mücadelesinin tarafları arasındaki mücadelenin adı olan bu davalar uğruna daha ne kadar çocuğumuzu kurban edeceğimizi düşünüyorum. O anne ile birlikte oğlu için, genç ölümüz için ağlarken, gençliğin en güzel duygularını, en saf değerlerini, masumiyetlerini kendi planları için kullananlara lanet ediyorum.
S.O.S.! Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP Hükümeti; provokasyonun devlet ayağını Sünnî bağnazlığınız, Alevî hassasiyetlerini hiçe saymanız, oy ve iktidar hesaplarınızla, demokratik haklara, kitlelerin protestolarına tahammülsüzlüğünüzle sizler yaratıyorsunuz. Provokasyonun öteki ayağında ise, yetti gayrı diyen tepkili, muhalif kitleleri, özellikle de Alevî gençleri sol ve devrim gibi en yüce değerleri sömürerek kendi antidemokratik planlarının parçası yapmaya çalışan odaklar var: Ölümleri bile siyasî ranta çevirmeye çalışanlar...
Şimdi acilen durup düşünmeli, cinnet ortamından çıkıp sükûnet bulmalıyız. Çatışmak, ölmek, öldürmek yerine konuşmalıyız, çözüm aramalıyız. Çözümün yasakta, şiddette, çatışmada değil hak ve özgürlüklerde, barış ve uzlaşmada olduğunu çok geç kalmadan hatırlamalıyız.
Türkiye S.O.S veriyor, duyuyor musunuz?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024