Oya BAYDAR
12 Eylül sonrasıydı. Yurtdışında siyasî mülteciydik. Biz Almanya’da Frankfurt’ta, Bülent İsviçre’de Basel’de. Farklı, karşıt, hatta düşman örgütlerden/siyasetlerden geliyorduk. Yabancı iklimlerde, bavullarımızın üstünde eğreti oturduğumuz yabancı şehirlerde, sürgün kardeşliği bizleri birbirimize yaklaştırıyordu.
Bülent’in adını bilirdim ama -ben revizyonist pasifist, o silahlı külahlı goşist- hiç karşılaşmamıştık. Basel’e, konusunu hatırlamadığım bir toplantıya katılmak için gelmiştik. Aydın’la ben gece Bülentler’de kalacaktık. Bize yemek hazırlamışlardı. Gece geç vakitlere kadar konuştuk, tartıştık, dertleştik.
Yatağımızı serdiği odaya girdiğimizde, o fotoğrafı gördüm. Ortada incecik gencecik bir gelin, yanında Bülent, etraflarında hepsi objektife gülümseyen delikanlılar. “Düğün fotoğrafımız” dedi, sonra resimdekileri tek tek saymaya başladı…
Umut ve masumiyet günlerinin “güneşi zapta çıkmış” çocuklarıydı onlar. Yanılgıları da umutları da; yürekleri kadar, devrim inançları kadar, uğruna ölüme gittikleri kurtuluş coşkusu kadar büyüktü.
Bir Düğün Fotoğrafı, otuz yıl önce Bülent Uluer’in Basel’deki sürgün evinde geçirdiğimiz o geceden bende kalan bir sızı. Bülent’i yitirdik. Onu, Elveda Alyoşakitabındaki metnin bazı bölümlerini paylaşarak uğurlamak istedim.
Bir düğün fotoğrafı*
Bu akşam Basel’de rakının tadı bir başka. Hele de yanında dereotlu çiroz, kırmızı soğanlı lakerda, beyazpeynir de olunca… Rakılarımızı tazelerken, tüm konukseverliğinin aksine alabildiğine cimri: “Siz Almanya’da çok içersiniz. Bu meret yerde her bi bok var da, rakı bulunmuyor nedense.”
Soframız, küçük tabaklarda taze mezelerle -evde yapılmış biber turşusu, ince kıyılmış Kayseri pastırması, arnavutciğeri, yaprak sarması, daha neler- yumuşacık İstanbul akşamlarında, Kumkapı ya da Rumeli Kavağı’nda salaş bir meyhanede, tanıdık Rum garsonun donattığı rakı masasını anımsatıyor. Karşıda, pencerenin köşesinden akıp giden, Boğaz’ın suları değil de Ren Nehri olsa bile, ne gam!.. Teypte, “Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış’tan” sonra, “Nideyim sahn-ı çemeni, seyrine cananım yok…”
“Her içkinin bir mezesi, bir adabı, bir de müziği var” derken hafiften iç geçiriyoruz. Bu gece sohbetimiz de sarhoşluğumuz da bir başka tatta olacak; daha başından belli. Uzun susuşlarımızdan; yabancıların ve işçilerin oturduğu bu birörnek, sevimsiz sosyal konutların birinin balkona açılan mutfağına kurulmuş soframızdan; ardımızda bıraktığımız yıllardan ve dünyanın dört bir yanına dağılmış sürgünlüğümüzden belli.
“Lenin, Basel’deki sürgün yıllarında, köprünün yanındaki kahvede otururmuş hep. Duvarda güzel bir fotoğrafı vardı. Geçende kahveye uğradım. Baktım son olaylardan sonra resmi indirmişler oradan. Yerine Madonna’nın bir resmi asılmış.”
Gecemiz şafağa kadar sürecek, yüreklerimiz gibi ağır olacak. Lenin’in indirilen fotoğrafını anımsamamızdan belli.
(……)
İçtikçe ev sahibimizin rakı cimriliği azalıyor. Sakladığı ikinci şişeyi de gözden çıkarmış olmalı. Yirmi yıl öncesinin üniversite kampuslarından El Fetih kamplarına, yanındaki ranzada yatan kimliği belirsiz, hurdahaş olmuş delikanlının iniltilerinden şu masanın başına, idam hükümlerinden, ölüm fermanlarından, kaçmak için kazılan uzun tünellerden Ren boylarına uzanan yolu aşmaya bir şişe rakı yeter mi?
Elindeki bebeğin saçlarını tarayarak masanın çevresinde dolanıp duran küçük kız, Babanın en iyi arkadaşı kim? sorusuna, tekdüze, sıkıntılı, ezberci çocuk sesiyle hep aynı karşılığı veriyor: Lenin, Deniz, Mahir!
Senin en iyi arkadaşın kim peki? Küçük kız sorunun değiştiğinin farkında değil. Bebeğini soymaya çalışırken aynı tek düze sesle yanıtlıyor: Lenin, Deniz, Mahir.
Kafamın içinde Aragon’un dizesini evirip çevirip yineliyorum: “Bir başka kader için hazırlanmış şu yenik askerlere benziyor hayat…”
Şimdi hüzün gece yarısına doğru çıkagelip masamıza teklifsizce kurulan bir eski dost. Silahlarını, kılıçlarını bir başka kader, bir başka zafer için kuşanmış yenik askerlerin hüznü…Her başladığımızda bir yerlerde takılıp kalan sohbetimiz tutkulu, öfkeli, inatçı, tartışmalı değil de hüzünlü bu akşam. “Bizler hep dünyayı değiştirmek için çabaladık, hep devrime inandık. Sizler kurulu düzene biat edip bizleri anarşist ilan ederken biz elde silah savaştık,” derken bile sesinde ne öfke ne suçlama ne sitem, sadece hüzün var. “Yanlışlık silahta değildi, silahın amaçlaştırılmasındaydı. Ölmeyi göze almakta değildi, ölümü kutsallaştırmaktaydı” derken de öyle.
(…….) Bu gece Basel’de rakının tadı bir başka, bir garip buruk, neredeyse acı. Bu geceden ağzımda, yüreğimde, kafamda bu alışılmadık tat kalacak. Bir de gece yarısından sonra, özenle hazırlayıp övünçle sunduğu mezelerden, içtenlikle oynadığı ev sahipliği oyunundan soyunup önce usul usul, sonra tutkulu, öfkeli, delikanlı aslına dönüşü. Yine “kendi” oluşu; dağlara çıkışı, bombaları, silahları, kurşunları sevişi, gerilla kamplarına varışı, geçen yılların zamanı ve mekânı değiştirmesine, evcilleştirmesine isyan edişi…Bu geceden bende, “Kolumda öldü. Yaraları ağırdı. On gün geceli gündüzlü işkencede tutmuşlardı. Şimdi ne zaman uyansam gece yarılarında yüzü gitmiyor gözümün önünden” deyişi… “Hepimizi işkencede öldürmelerini elimiz ceplerimizde seyir mi edecektik? Kurşunlamalarını mı bekleyecektik? Silahı bırakmak teslim olmaktı!” diye haykırışı kalacak. Sonra sessizce, hıçkırır gibi mırıldanması: “İşte teslim olduk…”

Dışarda ilk tramvayların, ilk otobüslerin gürültüsü. “Gün neredeyse ağıracak, yatalım artık” derken, bu çaresiz teslimiyetti unutmak istediği. Uykuya sığınmak istediysek, hüznün rakıya karışan buruk tadından, zar zor taşıdığımız geçmişimizden, yenilgilerimizden, yanılgılarımızdan kaçmak içindi.
Kaçabileceğimizi sanıyorduk. Yer yatağı serdiği odaya girene kadar kaçabileceğimi sanıyordum. Gözüm duvardaki düğün fotoğrafına takılana kadar, hüznü bile yenebilecek güçte bir uykuya sığınabileceğimi sanıyordum.
Biraz titrek, biraz solgun, buğulu, belli ki küçük bir amatör fotoğraftan büyütülmüş düğün resmi, o iyi bir ev sahibi olarak yatağımı gösterirken takıldı gözüme.
Yirmi kadar delikanlının arasında, süssüz, düz beyaz gelinlikli, telli duvaklı, çiçek taçlı, elinde inci çiçekleriyle incecik, gencecik, 1930’ların kasaba fotoğrafçılarının camekânlarındakine benzer bir gelin…Delikanlıların kimisi takım elbiseli, kimisi parkalı, kimisinin yüzü gölgede kalmış, kimisi de vesikalık fotoğraf kadar net.
Mahçup bir gülümsemeyle: “Düğün fotoğrafımız!” diyor.
Unutmuşum… Düğünler yapılırdı cenaze törenlerinin ardından. Sevişilirdi iki ölüm arasında. Sadece yayın, bildiri değil silah da taşırdı genç gelinler. Unutmuşum genç yüreklerin ölmeyi bildiği kadar sevmeyi de bildiğini. Ne çok şey unutmuşum, ne çok şey yitirmişim buralarda, bu yabancı ırmakların kenarlarında, bu yabancı kentlerin sokaklarında…
“Gelinle sen tamam. Ötekiler?”
Sormamalıydım. Uykuya sığınabilmek için, hüznün kedere, kederin acıya, acının korkuya, korkunun çaresizliğe dönüşmesini engelleyebilmek için, sormamalıydım. Susmalıydı ya da (……) Ama susmuyor:
“Şu sağdan ikinci, bıyıklı olan, asılanlardan.”
“Şu son sırada yan yana duran parkalıların ikisi de vuruldu. Biri 12 Eylül’den önce, nikâhımızdan birkaç gün sonra; biri de 12 Eylül’de… Gelinin hemen sol yanındakini tanıdın mı? Açlık grevinde öldü, anımsarsın. Şu önde çömelmiş olan, bir de uzun boylusu: İdamlık. Kolunu benim omzuma atmış kara yağız delikanlı kayıp. Her yerde aradık. Hayatta olsa bulurduk. En önde uzanmış yatan, dört yıl önce vuruldu…”
Neyse ki ilk işçi tramvaylarının çan ve ray sesleri geliyor dışarıdan. Neyse ki kedi odaya girmek için kapıyı tırmalıyor. (.….) Duvardaki düğün fotoğrafı bir idam fermanı gibi, ölüm mangasının önüne dizilmiş, çaresiz, kaçak askerlerin arşivlerde saklanacak son fotoğrafları gibi, bir korku filminin bakmaya cesaret edemeyip gözlerimizi yumduğumuz cinayet sahnesi gibi… Gencecik gelinin beyaz duvağı Ölüm’ün uzun beyaz örtüsüne, elindeki inciçiçekleri Ölüm’ün orağına dönüşüyor. Küçük odanın tüm duvarını kaplayıveriyor ölüm düğünü fotoğrafı.
Biz akşamdan beri, saatlerdir bu odanın yanı başında, bunca cinayetin, bunca genç ölünün yanı başında, bu korku tünelinde mi yudumladık rakılarımızı? Sohbetimizdeki ve kadehlerimizdeki burukluk ondan mıydı?
(……) Düğün fotoğrafı mı? Hayır. Çılgın bir ressamın yaptığı “Ölüm ve çocukları” tablosu duvarda asılı olan.
Neyse ki kedi kapıdan süzülerek yumuşacık giriyor odaya. Neyse ki sesler yükseliyor sokaktan. Neyse ki saygısız bir komşunun sabah sabah açtığı radyonun sesi duyuluyor.
Kedinin aralık bıraktığı oda kapısını usulca kapatıyorum. Kediyi kucağıma alıyorum. Öylece, üstümdekileri çıkarmadan giriyorum yatağa. Kedi koynumda. Sıcacık, yumuşacık…Tüylerini okşadıkça, memnun mırıldanıyor.
“Zaferler için donatılmış şu ölü askerlere benziyor hayat.”
----------------------------------------
(*) Elveda Alyoşa: Oya Baydar, Can yayınları
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları

























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024