Oya BAYDAR
Ne ilk ne de son yürek paralayıcı, vicdan yakıcı olaydı ama bu defa gözlerimizin önünde yaşandı. Daha doğrusu çağın teknolojik imkânlarının da katkısıyla ahlaklı, sorumlu medya mensuplarınca gözlerimizin önüne, yüreğimizin dibine getirilip bırakıldı.
9 yaşında bir çocuk O.
Milyonlarca çocuğun kaderini paylaşan, içinizi sızlatan ama kiminizin "dört parmağın dördü de bir mi" deyip adaletsizliği kadere talihe yükleyerek halinize şükrettiğiniz, kiminizin kahrolup da bir şey yapamamanın suçluluğu altında ezilerek televizyondaki görüntüye bakmayı reddettiğiniz milyonlarca çocuktan biri.
Korona salgını nedeniyle babasının işlettiği kıraathane kapatılınca aç kalmamak için seyyar satıcılığa başlayan babasına yardım etmeye çalışan 9 yaşındaki küçük oğlan çocuğu O.
Ülkemizde hijyen kuralları ve uygulamaları AB standartlarında dört dörtlük; ticarî uygulamalar, önlemler mükemmel; devletimiz şu güç günlerde kimseyi aç açık bırakmıyor. Hâl böyleyken 9 Yaşındaki çocuğu yanına alıp da seyyar satıcılık yapmak da nesi! Devlet düşmanlarının şovu olmasın sakın! Tabii ki tezgâhlarına el konacak, satmaya çalıştıkları balıklar sokağa dökülecek, baba yalvaracak, çocuk minicik gövdesiyle babasını korumaya çalışacak, zabıtalar boğazına sarılacak, korkacak, ağlayacak, çok ağlayacak. Korksun, ağlasın, Hanyayı Konyayı öğrensin kerata. Müslüman mahallesinde salyangoz, TC devletinin sokaklarında açlıktan ölsen de balık neyin satılmaz.
Devleti tanıyacaksın çocuk
"Boğazımı sıkıp devleti, zabıtayı tanıyacaksın, dediler," diye anlatıyor çıkarıldığı televizyon programında. Korunmak için babasına yaslanmış. Çocuk yüzünde korkudan çok hayret ve keder var. Belli ki ne olup bittiğini tam anlayamamış; babasının suçu nedir, seyyar tazgâhtaki balıkların suçu neydi ki sokağa döktüler -üstelik taptazeydi hepsi- ve neden zabıta amcalar onun boğazını sıktılar? O yaşlarda insan birşeyler sezer ama tam kavrayamaz. Yıllar sonra anlamlandırır başına gelenleri. Yürüdüğü yollar boyunca başına gelenin izlerini taşıyarak…
Ama O bir şeyi çok iyi öğrendi: Boğazına sarılan zabıta amcalar, en gaddar, en eli sopalı öğretmenden çok daha etkili şekilde bellettiler devletin ne olduğunu. Artık O’nun gözünde devlet; aç karnını doyurmak, eve ekmek götürmek için sokaklara düşmüş babasını korumak isteyen çocuğun boğazını sıkan güçtür.
Yine de ucuz kurtuldu sayılır küçük oğlan. Çöp tenekelerinin içinde eşelenip kağıt ve yemek artıkları toplarken maske takmadığı için zabıtadan tekme tokat dayak yiyen yaşıtından daha şanslı çıktı. Hiç değilse O, amatör bir video çekim sayesinde medyanın ilgisini çekti, başına gelenleri anlatabildi. Her gün binlerce, on binlerce çocuk hayat ve devlet dersinde benzer kaderi paylaşırken, hangisinden haberimiz oluyor ki!
Yusuf Sunay
Ya devleti ölerek tanıyan çocuklar?
16 yıl önceydi, adı Uğur Kaymaz’dı, 13 yaşındaydı.
Mardin Kızıltepe’de evlerine yapılan polis baskınında, babasıyla birlikte vurulup öldürüldü. Küçük bedeninden 13 kurşun çıktı. Olaya karışan dört polis "meşru müdafaa" gerekçesiyle beraat ettirildi. AHİM Türk devletini tazminata mahkûm etti, AYM bozma kararına uymadı, dava ikinci kez gittiği AHİM’de hâlâ sürüyor.
Ece Ayhan’ın "devlet dersinde öldürülmüştür" dizesi yüzlercesi, binlercesi arasından bana en çok Uğur’u bir de Ceylan’ı hatırlatır.
Uğur Kaymaz
28 Eylül 2009’du, adı Ceylan Önkol’du. Lice’deki köyünde hayvanlarını otlatmaya çıkmıştı. Yakındaki jandarma karakolundan atılan havantopu mermisiyle vuruldu. Kimse ceza görmedi, cinayet faili meçhul kaldı.
Roboski’li çocukları, Sur çocuklarını, 2015 sonunda Cizre kuşatmasında ölen çocukları, Suriyeli çocukları hatırlamak, düşünmek istemiyorum. Onları yeterince koruyamadığım için suçluluk hissediyorum çünkü.
Bu ülkede binlerce çocuk devleti ölerek tanıdı, kerim değil kahhar devletin gücünü hayatı pahasına öğrendi.
Ceylan Önkol
Zabıtanın zihniyeti devletin zihniyetidir
Tezgâhına el konan, yerlerde sürüklenen babasına yardıma koşarken "babamı bırakın" diye feryad eden çocuğun boğazını sıkan zabıta Esenyurt Belediyesi’ne bağlıymış anlaşılan. Tıpkı polis, jandarma, -son zamanlarda- bekçiler gibi belediye zabıta memurları da kendilerini devletin gücüyle donanmış sayarlar. Devletin yapısı ve zihniyeti kolluk kuvvetlerinin tarzına ve zihniyetine yansır.
Binlerce yıllık geçmişiyle övünülen Türk devlet geleneği, Osmanlı’da kuldan, günümüzde yurttaştan biat, itaat, tâbiyet talep eden ceberrut zihniyete dayanır. Devleti yurttaşa hizmetle yükümlü toplum düzenini sağlayacak bir yapı kabul eden modern devlet anlayışıyla çatışan bu zihniyete göre, devlet insan için değil insan devlet için vardır. Totaliter, faşist, diktatoryal rejimlerde devlet ve onun başındakilere kutsallık ve dokunulmazlık atfedilir. Devlet tapıncını yücelten siyasetlere ve ideolojiere göre makbul vatandaş devlete ve onun temsilcisi hükümdara, krala, başbuğa, reise, lidere biat eden kişidir.
Devlet, memurlarını, özellikle kolluk kuvvetlerini bu zihniyete sahip olanlar arasından seçmeye, onları bu zihniyetle yetiştirmeye çalışır. Devlet hizmetine girenler de kendilerini o mekanizmanın parçası olarak görmeye başlar, devletin kendilerine aktardığı "şiddet tekeli"ni uygulamayı görev sayarlar.
O, bütün bunları henüz bilmez. Acımasız, vicdansız zabıta amcalardan korkar, onlara kızar. Ama dersini almış, devleti tanımıştır. Bana da "Tanı bunları, tanı da büyü" demek kalmıştır yüreğimde dayanılmaz bir acı ve isyanla.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024