RAGIP DURAN
ABD olağanüstü günler yaşıyor. Kâbus bitti. Yalan iktidarı sona erdi. Donald Trump artık sadece eski Başkan. Joe Biden, Amerikan tarihinde en çok oy alan Başkan olarak Beyaz Saray’a gidiyor.
Gelişmeleri, oylama gününden itibaren üç büyük, güvenilir medya organından izlemeye çalıştım: BBC World, New York Times ve Guardian. 6 gün boyunca aldığım notlardan bir derleme:
- Bu seçimin bir çok özel ve önemli yeniliği var. İlk kez azınlıktan bir kadın, Başkan Yardımcısı oldu. Kamala Harris, Hindistan-Jamaika kökenli bir ana babanın kızı. 244 yıldır seçilmiş ilk Başkan Yardımcısı kadın olarak Cumartesi günü yaptığı konuşmada ‘’Siyah kadınlar demokrasimizin belkemiğidir’’ dedi. Siyah Hayatlar Önemlidir, sandıklara yansımış oldu. ABD’de 55 yıl önce Siyahların oy kullanma hakkı bile yoktu.
- Başkanlık seçimiyle birlikte Temsilciler Meclisi, Senato, Eyalet Valilikleri ve Emniyet Müdürlükleri (Şerif) seçimleri de yapıldı. Kesin sayı henüz belli değil, ama bu beş önemli makama çok sayıda LGBTIQ adayın seçilmiş olması önemli. Oylamadan galip çıkan çok sayıda Siyah, kadın ve gencin olması da bir başka yenilik. ABD gibi çoğunlukla muhafazakâr, dindar, mazbut biraz da bağnaz bir toplumda sözkonusu azınlık adayların seçmenlerden destek görmesi kuşkusuz Siyahların, LGBTIQ’nün, gençlerin başarısı. Rüzgar dönüyor, zihniyetler tazeleniyor.
- Başta New York Times, CNN, Washington Post olmak üzere Amerikan medyası Başkanlık seçimlerini, Trump’a yönelik alerjilerine rağmen son derece olumlu, yani taraf tutmadan, dengeli, soğukkanlı bir şekilde izledi ve aktardı. Trump’ı destekleyen medya, Biden’ın kazanma ihtimali yükselişe geçerken yelkenleri indirdi. Murdoch’un Fox TV’si ile New York Post bile Trump’ı yalnız bıraktı. ABD’nin üç büyük ulusal TV şebekesinden biri olan CBS, Cuma günü Trump’ın gerçek olmayan ifadeler kullandığı basın toplantısını canlı olarak yayınlarken kesti ve ‘’ABD Başkanının canlı yayınını kesmekle yetinemeyeceğiz, Başkan’ı düzeltmek zorundayız’’ dedi. Aslında normal bir gazetecilik uygulaması. Çünkü medya, yurttaşlara gerçekleri, gerçeklerin tüm boyutlarını, yorum ve değerlendirmelerle yansıtmak görevini üstlenmiş bir mekanizma. Hiç kimsenin, hiçbir kurumun, siyasi ya da idari konumu sayesinde, Başkan da olsa ekranlara çıkıp kanıtlanmamış iddiaları gerçek gibi sunma hakkı yok. Medya bunları olduğu gibi yayınlarsa yalancıya suç ortaklığı yapmış olur. Asli görevine yerine getirmemiş, haber değil propaganda yapmış olur.
- Sosyal medya, kampanya süresince Trump’a karşı tatlı-ekşi bir tutum takınıyordu. Ancak Trump’ın kaybedeceği ortaya çıktığı andan itibaren, başta Twitter olmak üzere, onlar da düşenin dostu olmaz deyip, Başkan’ın mesajlarına sınırlama getirdi.
- Amerikan medyası olsun, BBC, Guardian, Le Monde ya da Libération olsun seçim kampanyasını olsun oy sayım bunalımını olsun gayet iyi verdi. Belli ki çok iyi hazırlanmışlar. Olgu ile yorumu her seferinde net bir şekilde birbirinden ayırdılar. Merkezdeki yorumcuları ile sahadaki muhabirleri arasındaki denge ve koordinasyonu çok iyi ayarladılar. En iyi uzmanları bulup konuşturdular. Her iki adaya hep eşit mesafede kalabildiler. Temkinliydiler ama durağan olmadılar; heyecanlıydılar ama telaşe değillerdi. NY Times, bir Amerikan medyası olmasına rağmen en az İngiliz Guardian ve BBC kadar meseleye soğukkanlı, milli aidiyetin ötesinde bakabildi. Soğuk ve resmi bir döküm ve anlatım yerine sıcak ve canlı habercilik örnekleri sergilediler. Sıradan seçmenin görüşlerine de ağırlık vererek, konunun geçmişi, coğrafyası, psikolojisini de işin içine katarak bence son derece başarılı bir yayıncılık örneği sundu bu üç medya organı. İyi ve doğru gazeteciliğin formülü de bu olsa gerek: Egemen olgu ve anlayışları yansıtmanın yanı sıra, toplumda güç kazanan, ilk başta azınlıkta da olsa, sıradan insanların telaffuz ettiği, gelecek vaad eden tutum ve görüşleri dengeli bir şekilde yayınlamak.
- Seçim sonuçları olsun, Amerikan medyasının genel tutumu olsun bir başka gerçeği kanıtladı: Trump, neredeyse Beyaz Saray’a yerleştiğinden bu yana başta CNN İnternational, New York Times hatta BBC gibi köklü, saygın medya kuruluşlarına savaş açmıştı. Trump’ın politikalarını eleştirdikleri için onları ‘’Yalan haber’’ yapmakla suçlamış, Beyaz Saray akreditasyonlarını iptal etmişti. Trump’ın uğradığı hezimet bu stratejinin başarılı olmadığını gösterdi. Tam aksine, aslında yerleşik düzenin yayın organları olan bu kurumlar, eski Başkanın basın düşmanı bu tutumu sayesinde daha özgürlükçü ve daha sıkı muhalif haline geldiler. Bu konum onların daha iyi habercilik yapmalarını sağladı. Medya, müstebite biat ederek değil, iktidara karşı kamu çıkarını savunarak hayatta kalabilir, güç kazanır.
- ABD’deki hukuk devleti ve yargı da Trump’ın yenilgisinde önemli bir rol oynadı. Beyaz Saray kendisiyle hem fikir olmayan savcıları görevden aldı, kendisine yakın adayları Yüksek Mahkemeye atadı. Buna rağmen, Cuma gününden bu yana, Eyalet mahkemeleri, Trump’ın avukatlarının oylamayı iptal ettirmek ya da oyların yeniden sayılması yolundaki taleplerini derhal red etti. Çünkü avukatların öne sürdüğü iddiaların hiçbirinin somut kanıtları yoktu. Başta savcılar olmak üzere Eyalet Mahkemeleri, artık Beyaz Saray’dan gelebilecek herhangi bir baskıdan çekinmedikleri için hukukun ilkelerini daha kolay uygulayabiliyor.
- Zaferin esas sahibi kuşkusuz seçmen. George Floyd ile ırksal adalet, COVID-19’a karşı mücadelede sınıfsal adalet konusunda kitlesel protestolar gerçekleştiren ABD yurttaşları, Trump’ı seçim sandığına gömdü.
Son iki nokta:
- Kimi çevrelerde ‘’Amerikan emperyalizminde askeri-sanayii kompleks vardır. Beyaz Saray’ı onlar yönetir. Bu nedenle Trump gitmiş, Biden gelmiş, bir şey değişmez’’ görüşü hakim. Hiçbir gözlemci-yorumcu Biden’ın solcu, devrimci filan olduğunu savunmuyor. Ne var ki, Trump ile Biden’ı aynı sepete koymak, ‘’emperyalizme boyun eğmek’’ hatta onu kaçınılmaz olarak yenilmez görmekle eş anlamlı değil mi?
- ABD seçim haritası Türkiye’ninkine çok benziyor: Sahiller masmavi, orta blok kırmızı. Pazar günkü haritada bile kırmızı alan daha büyük. Normal. Çünkü Cumhuriyetçilerin kazandığı eyaletlerin yüzölçümü, Demokratların kazandıklarından daha büyük. Ama Mavi eyaletlerin nüfusu Kırmızı eyaletlerinkinden çok daha fazla. Keza, ABD’nin Doğu ve Batı sahil şeridi eğitim ve kültür açısından orta Amerika’dan kat kat daha ileride, daha zengin. Yine de yanıtı zor bir soru: Trump gibi bir ‘’Cani Palyaço’’ (Niteleme Bruce Springsteen’in) nasıl oluyor da hala 70 milyon oy alabiliyor?
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020