Roni MARGULIES
PKK niye saldırılarını yoğunlaştırdı?
Sorunun cevabı tartışılmıyor bile artık.
Cevap verildi ve kabul gördü.
“Şimdi barış zamanı! Şimdi yeniden müzakere zamanı!” cümleleriyle biten yazımdan sonra şu mektubu aldım:
“Aynı fikirde değilim. Zaman müzakere zamanı değil, terörün belini kırma zamanı. Bunların dertleri anlaşıldı, sektör haline gelen terörden vazgeçmezler, hükümet her şeye tamam dese bile ‘müzakerecilerden birinin boyu kısaydı’ diye mazeret uyduracaklar. Teröristle müzakere gırtlağına çöküp hareket kabiliyetini daraltmadan yapılmaz. Onlar vazgeçse bile, onları ortaya süren dış güçler bırakmaz. ABD yeni hava araçlarını nasıl satacak? İsrail zaten alacağını Heronlarla aldı. Tek çare Kandil’i yerle bir etmek, içerde de teröre destek verenleri tepelemek. Dünyanın neresinde terör örgütü lehine gösteri düzenleyip ortalığı savaş alanına çevirip yakıp yıkmak var? Yüreğiniz ve aklınız barıştan yana, bunu anlıyorum, doğrusu da o, ben de sizin gibi düşünüyordum. Ama düşünce ve doğrular bazen örtüşmüyor, en kötü barış en büyük zaferden iyidir, fakat barış barış isteyenle yapılır, bunlarla asla. Azdılar, belalarını bulacaklar, başka yol bırakmadılar.”
Baştaki sorumun genel kabul gören üç cevabı var, okuyucum üçünden ikisini vermiş, birini unutmuş.
Bir, “Bunların dertleri kesin olarak anlaşıldı, sektör haline gelen terörden vaz geçmezler”. Yani PKK’nin kendi çıkarları savaşı gerektiriyor, barışmaya niyeti yok, çünkü savaş hem çok kârlı bir ekonomik ve siyasî sektör, hem de PKK’nin artık benimsediği bir hayat tarzı. Bu cevabın yan unsurları da oluyor genellikle, “PKK zaten Kürtlerin en büyük düşmanı”, “PKK Kürtleri öldürüyor” gibi.
İki, “Onlar vazgeçse bile, onları ortaya süren dış güçler bırakmaz”. Yani PKK dış güçlerin maşası.
Okuyucumun unuttuğu üçüncü cevap ise, “PKK hem dış hem de gizli iç güçlerin maşası, Ergenekon’un taşeronu”. Yani PKK barışı baltalayarak, hükümeti devirmek isteyen derin devlete yardımcı oluyor, hatta bizzat derin devlet tarafından yönetiliyor.
Bu cevaplar hükümetten ve devletin ilgili birimlerinden kaynaklanıyor. Sonra “yandaş medya” tarafından geliştirilip yayılıyor. Sonra da tüm kamuoyu tarafından benimseniyor. “Benimseniyor” demek yanlış, artık tamamen benimsendi, sorgusuz sualsiz kabul görüyor.
Cevapların hepsinde bir doğruluk payı olabilir.
Evet, doğrudur, silahlı mücadelenin kendi mantığı ve dinamiği vardır, bu mücadeleyi yürüten örgütler bu mantığın dışına çıkmakta zorlanır.
Evet, dış güçler kuşkusuz Ortadoğu gibi hassas ve istikrarsız bir bölgede olan biten her şeyi izliyor ve kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışıyordur. Ve kuşkusuz PKK bölgedeki karmaşık ilişkiler yumağını kendi avantajına kullanmaktan, doğal olarak, kaçınmıyordur.
Ve evet, derin devletin çeşitli kurumları PKK ile yakından ilgileniyordur. İşleri bu zaten. Başka türlüsü düşünülemez. Bütün muhalif örgütler gibi, PKK’nin de içinde ajanlar, casuslar filan vardır.
Bu işlere zaman zaman kafa yorduğum ve salak olmadığım için, bunları ben de biliyorum. Ama sorun bunlardan kaynaklanmıyor.
Haziran ayında savaş sertleştiğinde, bu kolay cevapların ötesinde, biraz düşündüm. Savaşı batıya taşıması ve korkunç düzeylere yükseltmesi son derece kolay olmasına rağmen bunu yapmayan, yıllardır arka arkaya ateşkesler ilan eden bir örgüt niye şimdi sertleşti?
Çok basit.
Cevabını geçen gün Aysel Tuğluk da bu gazetede yazdı:
“Son beş yıllık görüşmelerin tümü tartışma, birbirini tanıma, anlama, ölçme-biçme şeklinde gelişti.. Ancak, ne zaman ki bu süreç tamamlandı ve iş pratik adım atma, çözüm zeminini güçlendirecek düzenlemelere geçme safhasına geldi, işte kriz ve tıkanma tam da bu safhada baş gösterdi. Aşılamayınca da süreç koptu, çatışmalar başladı. Bu süreç içinde bırakınız çözüm zemini adına adım atmayı, aksine ortamı ve görüşmeleri zorlayan uygulamalara girişildi.. Hatırlatmakta fayda var. Ateşkesten bir gün sonra başlatılan KCK operasyonları, Habur dönüşü sonrası kapatılan parti, bitirilemeyen askerî operasyonlar, Başbakan’ın DTP ve sonrasında BDP’ye yönelik tutumu, üslubu, dayatmaları vs. vs.”
PKK ne mi yapıyor? Hükümete “Şu masaya doğru dürüst otur, benimle başka türlü baş edemezsin” diyor.
Haksız mı?
Aydın Belediye Başkanı Özlem ÇerçioğluAydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023