Şahin ALPAY
Geçen hafta Brüksel’deydim. Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu’nda (AP) “Türkiye Tartışmaları” konulu yuvarlak masa toplantıları dizisinde ülkede olup bitenler hakkında bir konuşma yaptım.
AB’nin başkentinde, bermutad, Türkiye ile ilgili AP üyeleri ve Avrupa Komisyonu görevlileriyle görüşmelerim oldu.
Brüksel’in Türkiye’ye bakışını sanırım en iyi özetleyen, Britanyalı liberal AP üyesi Andrew Duff oldu. Konuşmamı dinleyen Duff, AB’nin Türkiye ile müzakereleri askıya almayı düşünmeye hiç bu kadar yakın olmadığını belirtti. Son çıkarılan internet ve HSYK yasalarından sonra AKP hükümetinin AB’ye katılımı hâlâ içtenlikle isteyip istemediği, Başbakan Erdoğan’ın kuvvetler ayrılığının demokratik düzen açısından ne denli hayati olduğunu anlayıp anlamadığı, bir devlet adamı gibi davranıp davranmadığı konularında şüpheye düşüldüğünü söyledi. Erdoğan hükümetinin artan otoriterleşmesi karşısında benim AB’ye tavsiyemin ne olduğunu sordu. Özetle, müzakereleri askıya almanın berbat bir fikir olacağını, ancak otoriterleşmeye karşı uyarıların hiç eksik kalmaması gerektiğini söyledim.
Temaslar sonunda edindiğim izlenim şu: Erdoğan’ın son Brüksel ve Berlin ziyaretleriyle Avrupalıları “paralel devlet darbesiyle karşı karşıya olduğuna” ikna ettiğine dair iddiaların en küçük bir ciddiyeti yok. Avrupalılar, tıpkı Türkiye’deki bütün akıl izan sahibi insanlar gibi, Erdoğan’ın hükümeti hakkındaki Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını bastırmak için Türkiye’yi AB süreci öncesine çevirme, kişisel hegemonyasını kurma peşinde olduğunu düşünüyor. Kısacası, AP ve AB Komisyonu’na hakim olan kanı, AB Konseyi’nin 2005’te müzakerelerin başlaması için aldığı, Ankara’nın Kopenhag Siyasi Kriterleri’ni “yeterince” yerine getirdiğine dair kararın geçerliğini yitirmiş olduğu. Duff, dün The Times’da yayımlanan demecinde, müzakereler bu sonbaharda askıya alınmazsa sürpriz olacağını söylemiş.
Buna rağmen en azından bu aşamada müzakerelerin askıya alınması söz konusu değil. Çünkü Türkiye’nin kendi kendini düzelteceğine dair umut yitirilmiş değil. Askıya alma kararı bir kez alındığında, bunu geri çevirmenin mümkün olamayacağının altı çiziliyor. Başta Almanya ve Fransa’nın Türkiye ile ekonomik ve stratejik ilişkilere büyük önem verdikleri, Kıbrıs’ta (NATO–AB işbirliğinin önünü açacak) çözüm olasılığını tehlikeye atacak bir adımı da atmayacakları belirtiliyor. Buna karşılık gerek Komisyon gerekse AP, AKP hükümetinin otoriterleşme adımlarını sertçe eleştiren raporlar yağdıracak. Bu raporların Türkiye’nin dünyadaki görünümünü nasıl daha da beter edeceği konusunda herhalde bir tereddüt olmamalı.
Brüksel’de genel kanı, Başbakan Erdoğan’ın kendisini geri dönülmez bir yola soktuğu; bunun ne ülke ne de siyasi kariyeri açısından çıkar yol olduğu. Cumhurbaşkanı Gül’ün internet yasasını veto etmeyişi, HSYK yasasını (ve belki MİT yasasını da) onaylama ihtimalinin belirmesi, hayal kırıklığı yarattığı görülüyor. Görüştüğüm Türkiye uzmanlarından biri, “Ben Gül’ün ‘iyi polis’ olduğu kanısındaydım, meğer yanılıyormuşum…” dedi. Genellikle “Anti–AB bakanı” olarak anılan Egemen Bağış’ın koltuğunu kaybetmiş olması Brüksel’de en küçük bir hayal kırıklığı yaratmamış. Yeni Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun “paralel devlet” teranesi ise, anlaşılan, ilgi görmüyor.
Geçen hafta, Antropoloji Bölümü Fethullah Gülen kürsüsünün davetiyle Leuven Üniversitesi’nde, biri yükseklisans, diğeri doktora öğrencilerine iki konuşma yaptım. Bu konuşmalarda muhatap olduğum sorulara gelecek yazımda değineceğim.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020