Şahin ALPAY
Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca gibi iki önde gelen basın mensubunu da hedef alan, “devletin egemenliğini ele geçirmek amacıyla terör örgütü” kurmak gibi en küçük bir inandırıcılığı olmayan bir gerekçe ile başlatılan 14 Aralık operasyonuna dünyanın her yerindeki özgürlük yanlılarından gelen tepkiler, Türkiye’yi dünyadan soyutlama çabasının beyhudeliğinin güçlü bir göstergesi.
Başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerinden ve 2005’ten bu yana katılım müzakereleri yürüttüğü AB’den gelen resmi açıklamalar ise hiç şüphesiz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu yönetimin Türkiye’yi özgürlükçü ve demokratik değerlerden uzaklaştırma yönünde attığı adımlara yönelik en anlamlı tepkiler.
Erdoğan AB’den gelen 14 Aralık operasyonunu basın özgürlüğüne saldırı olarak değerlendiren güçlü tepkiye verdiği cevap şu: “Böyle bir adımı atarken ‘Acaba AB ne der? Acaba AB bizi alır mı, almaz mı? Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Lütfen siz kendi aklınızı kendinize saklayın…” oldu. Şaşkınlığını gizlemeyen AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, geçen hafta Türkiye’ye yaptıkları üst düzey ziyaret sırasında gerek Erdoğan ve gerekse diğer yetkililerle katılım sürecinde izlenecek yol konusunu gayet yapıcı bir şekilde ele aldıklarını belirttikten sonra, “AB konusunda tutarlı olmanın her şeyden önce Türkiye’nin çıkarına olduğuna inanıyorum…” dedi.
Elbette ki AB’nin bugüne kadar Türkiye konusunda tutarlı olup olmadığı da sorulabilir. Ancak AB’ye üye olmak isteyen Türkiye. Ankara üyelik kriterlerine tam uyum sağlamadığı sürece Brüksel’in tutarlı, samimi olup olmadığını sınama imkanı yoktur. Bu kriterler de hepsinden önce “demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını güven altına alan kurumların istikrar kazanması.”
Son genel seçimlerden bu yana yaşananların, Türkiye’yi bu kriterlerden hızla uzaklaştırmakta olduğu çok açık. Öyle ki artık Brüksel’de katılım müzakerelerini askıya alın, sesleri yükselir hale geldi. Erdoğan yönetiminin AB üyeliği konusundaki samimiyetsizliğini ise Ankara’da en açık bir şekilde bağımsız milletvekili Haluk Özdalga dile getirdi: “AKP’nin iddiası iflas etmiş, AB hedefinin bir takiye olduğu ortaya çıkmıştır. Şimdi yapılması gereken, AB Bakanlığı’nın kaldırılmasıdır.”
Türkiye gibi bağrında çok sayıda siyasi, sosyal ve kültürel farklılıklar barındıran bir toplumda, istikrar, güvenlik ve kalkınma ancak özgürlükçü ve çoğulcu demokratik bir rejim çerçevesinde mümkün olabilir. Bunun belki en önemli kanıtı da, AKP iktidarının ilk iki döneminde yaşananlardır. AKP, AB kriterlerini hakim kılacağı vaadiyle iktidara geldi ve büyük destek buldu. Bu hedefe odaklandığı ilk iki iktidar döneminde, toplumu birleştirdi; ülkeyi hem özgürleştirdi, hem de zenginleştirdi.
Üçüncü iktidar döneminde ise bambaşka bir AKP iktidarı ile karşı karşıyayız. 2011’den bu yana Erdoğan, Türkiye’yi otoriter bir tek – adam, tek – parti yönetimine götürme uğraşı içinde. Buna karşı çıkan, futbol kulübü taraftarlarına varıncaya kadar herkesi “darbecilikle, hainlikle, ajanlıkla” suçluyor. Toplumu kutuplaştırıyor. Hükümetine yönelik ağır rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtbas ediyor. AB hedefi kayboldu; yerine kah Şanghay İşbirliği’ne katılma, kah (hiçbir karşılık bulmayacağı kesin) İslam ülkelerine öncülük etme söylemi ikame oldu.
Türkiye’de istikrar, güvenlik ve kalkınma ancak ve ancak özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi yerleştirmekle mümkün olur. Aksi yönde her adım, toplumu bölünmeye ve ülkeyi her alanda gerilemeye götürür. Bunun için otoriterleşme, şu veya bu şekilde, yenilgiyle sonuçlanmaya mahkumdur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020